II. Meşrutiyetin ilanının 100. yılı dolayısıyla Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinde düzenlenen uluslararası sempozyumda sunulan bildirilerden oluşan bu kitap, Hürriyetin ilanının ertesinde Osmanlı Devletinin geniş bir fotoğrafını sunuyor. Taşra vilayetleri de dahil olmak üzere bütün ülkedeki coşku; eşitlik, kardeşlik ve farklı unsurları bir potada kaynaştırma ideallerinin doğurduğu büyük umut; Meşrutiyetle birlikte canlanan basın ve yayın hayatı; bir siyasi ve toplumsal mücadeleye girişen kadınlarımız, adeta bir yapbozun parçaları gibi bir araya gelerek dönemin Osmanlı toplumunu gözümüzün önünde canlandırıyor.
Her dinden Osmanlı vatandaşını kapsayan laik ve modern yüksek okullardan yetişen gençlerin kurdukları İttihat ve Terakki Cemiyetinin başlattığı 1908 süreci çağdaşlaşma ve Batılılaşma hedeflerinde ne kadar yol kat edebilmiştir? Çeşitli dinlere mensup, farklı kökenlerden gelen Osmanlı uyruklarını bir Osmanlılık bilincinde birleştirme amacına neden ulaşılamamış, 1908 süreci nasıl olmuş da giderek baskıcı ve dışlayıcı bir rejime evrilmiştir?
Sempozyumda sunulan bildiriler saltanatı fiilen yıkan, Osmanlı toplumunu parlamenter demokrasi, seçim ve askeri darbe olgularıyla da tanıştıran II. Meşrutiyete farklı açılardan yaklaşırken, tarihimizin bu dönüm noktasıyla ilgili süregelen tartışmalara, günümüz Türkiyesini daha iyi kavramamıza da katkı sağlayacak yeni boyutlar katıyor.
II. Meşrutiyetin ilanının 100. yılı dolayısıyla Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinde düzenlenen uluslararası sempozyumda sunulan bildirilerden oluşan bu kitap, Hürriyetin ilanının ertesinde Osmanlı Devletinin geniş bir fotoğrafını sunuyor. Taşra vilayetleri de dahil olmak üzere bütün ülkedeki coşku; eşitlik, kardeşlik ve farklı unsurları bir potada kaynaştırma ideallerinin doğurduğu büyük umut; Meşrutiyetle birlikte canlanan basın ve yayın hayatı; bir siyasi ve toplumsal mücadeleye girişen kadınlarımız, adeta bir yapbozun parçaları gibi bir araya gelerek dönemin Osmanlı toplumunu gözümüzün önünde canlandırıyor.
Her dinden Osmanlı vatandaşını kapsayan laik ve modern yüksek okullardan yetişen gençlerin kurdukları İttihat ve Terakki Cemiyetinin başlattığı 1908 süreci çağdaşlaşma ve Batılılaşma hedeflerinde ne kadar yol kat edebilmiştir? Çeşitli dinlere mensup, farklı kökenlerden gelen Osmanlı uyruklarını bir Osmanlılık bilincinde birleştirme amacına neden ulaşılamamış, 1908 süreci nasıl olmuş da giderek baskıcı ve dışlayıcı bir rejime evrilmiştir?
Sempozyumda sunulan bildiriler saltanatı fiilen yıkan, Osmanlı toplumunu parlamenter demokrasi, seçim ve askeri darbe olgularıyla da tanıştıran II. Meşrutiyete farklı açılardan yaklaşırken, tarihimizin bu dönüm noktasıyla ilgili süregelen tartışmalara, günümüz Türkiyesini daha iyi kavramamıza da katkı sağlayacak yeni boyutlar katıyor.