Bu çalışmada, 19. yüzyıl İstanbul mimarlığında, Magrip-Endülüs veya Hindistan gibi ülkelerden "egzotik" biçimler taşıyan binalar ilk kez konu birliği içinde bir arada ele alınmaktadır. Oryantalizm akımının biçimsel içeriği işlenmekte ve geç dönem Osmanlı mimarlığındaki kendine özgü yeri, İTÜ Mimarlık Fakültesi Mimarlık Tarihi Anabilim Dalı öğretim üyesi Dr. Turgut Saner tarafından tartışmaya açılmaktadır.
Oryantalizm, varlığı Doğu ve Batı kültürlerinin farklılığınra dayanan bir alandır ve özetle Batı'nın Doğu'ya bakışını kapsar; bilimsel boyutunun yanında önyargıları da barındırır. Avrupa'da 18. yüzyıldan itibaren Doğu esinli yapılar inşa edilmiş, biçimler gerçeğe uygunlukları tartışılmadan serbestçe kullanılmıştır. Batı'daki bu mimari moda, adeta kavramları daha da karıştırmak adına Doğu'ya geri döner ve 1860'lı yıllardan itibaren İstanbul'da da oryantalist mimari örnekleri tasarlanır. Ancak Oryantalizm İstanbul'da herhangi bir Batılı akım olmasının ötesinde, mimaride Osmanlı-Türk kimliği tartışmalarını başlatır.
Yapıların ayrıntılı analiziyle, 19. yüzyılın ikinci yarısını kapsayan Osmanlı mimarlık tarihinin, aslında Oryantalizm'le içiçe yürüyen bir mimari aidiyet arayışının tarihi olduğu ortaya çıkmaktadır.
Bu çalışmada, 19. yüzyıl İstanbul mimarlığında, Magrip-Endülüs veya Hindistan gibi ülkelerden "egzotik" biçimler taşıyan binalar ilk kez konu birliği içinde bir arada ele alınmaktadır. Oryantalizm akımının biçimsel içeriği işlenmekte ve geç dönem Osmanlı mimarlığındaki kendine özgü yeri, İTÜ Mimarlık Fakültesi Mimarlık Tarihi Anabilim Dalı öğretim üyesi Dr. Turgut Saner tarafından tartışmaya açılmaktadır.
Oryantalizm, varlığı Doğu ve Batı kültürlerinin farklılığınra dayanan bir alandır ve özetle Batı'nın Doğu'ya bakışını kapsar; bilimsel boyutunun yanında önyargıları da barındırır. Avrupa'da 18. yüzyıldan itibaren Doğu esinli yapılar inşa edilmiş, biçimler gerçeğe uygunlukları tartışılmadan serbestçe kullanılmıştır. Batı'daki bu mimari moda, adeta kavramları daha da karıştırmak adına Doğu'ya geri döner ve 1860'lı yıllardan itibaren İstanbul'da da oryantalist mimari örnekleri tasarlanır. Ancak Oryantalizm İstanbul'da herhangi bir Batılı akım olmasının ötesinde, mimaride Osmanlı-Türk kimliği tartışmalarını başlatır.
Yapıların ayrıntılı analiziyle, 19. yüzyılın ikinci yarısını kapsayan Osmanlı mimarlık tarihinin, aslında Oryantalizm'le içiçe yürüyen bir mimari aidiyet arayışının tarihi olduğu ortaya çıkmaktadır.