Yeni Dünya Düzeninin ABD egemenliği altında tek merkezli bir sisteme dönüşmesi, küreselleşmesi ile sağlanacağı düşünülen dünyanın geleceğine yönelik olumlu beklentileri ortadan kaldırmaktadır.
İnsanın önemli bir değer olarak küreselleşen dünyada yerini alacağı idealizmine rağmen, ABD egemenliğinin hakim olduğu günümüz Yeni Dünya Düzeninde ABD politikasına bağlı kalınması bir zorluluk haline getirilmeye çalışılmakta ve evrensel anlamda insani değerlerin öne çıkarıldığı barış dolu bir dünya yerine ABD dış politikasının çıkarlarına uygun bir dünya politikası tüm dünya devletlerine uygulatılmaya çalışmaktadır.
Bu çalışmada, kürselleşen YDDnin ABDnin çıkarlarına uygun geliştiği ve ABD merkezli bir küreselleşmenin YDDde hakim olduğu gösterilmeye çalışılmıştır. Bu amaçla, teorik bilgilerin yanı sıra uygulamadan örneklere, verilere ve grafiklere de yer verilmiştir. Özellikle, ABDnin Birleşmiş Milletler örgütünü devre dışı bırakarak uluslar arası hukuka değer vermeden tek taraflı olarak aldığı Irakın işgal kararı ile, 21.yyda hukukun üstünlüğü ilkesine rağmen ulus-devletlerin başka devletler tarafından işgal edilme riskini taşıdığını göstermesi, çalışmamızda somut bir örnek olarak kullanılmıştır.
Sonuçta ABD merkezli küreselleşme gerçeğinin daha ziyade Yeni Dünya Düzeninin küreselleşmesi gerçeği şekline dönüştüğü görülmektedir. Uluslar arası sistemde Birleşik Devletlere karşı denge eksikliği ise ABD liderliğinin doğrudan kabul edilmesi anlamına gelmekte ve tek süper güç ABDye istediği gibi hareket etme ve hesap vermeme küresel özgürlüğünü getirmektedir.
Yeni Dünya Düzeninin ABD egemenliği altında tek merkezli bir sisteme dönüşmesi, küreselleşmesi ile sağlanacağı düşünülen dünyanın geleceğine yönelik olumlu beklentileri ortadan kaldırmaktadır.
İnsanın önemli bir değer olarak küreselleşen dünyada yerini alacağı idealizmine rağmen, ABD egemenliğinin hakim olduğu günümüz Yeni Dünya Düzeninde ABD politikasına bağlı kalınması bir zorluluk haline getirilmeye çalışılmakta ve evrensel anlamda insani değerlerin öne çıkarıldığı barış dolu bir dünya yerine ABD dış politikasının çıkarlarına uygun bir dünya politikası tüm dünya devletlerine uygulatılmaya çalışmaktadır.
Bu çalışmada, kürselleşen YDDnin ABDnin çıkarlarına uygun geliştiği ve ABD merkezli bir küreselleşmenin YDDde hakim olduğu gösterilmeye çalışılmıştır. Bu amaçla, teorik bilgilerin yanı sıra uygulamadan örneklere, verilere ve grafiklere de yer verilmiştir. Özellikle, ABDnin Birleşmiş Milletler örgütünü devre dışı bırakarak uluslar arası hukuka değer vermeden tek taraflı olarak aldığı Irakın işgal kararı ile, 21.yyda hukukun üstünlüğü ilkesine rağmen ulus-devletlerin başka devletler tarafından işgal edilme riskini taşıdığını göstermesi, çalışmamızda somut bir örnek olarak kullanılmıştır.
Sonuçta ABD merkezli küreselleşme gerçeğinin daha ziyade Yeni Dünya Düzeninin küreselleşmesi gerçeği şekline dönüştüğü görülmektedir. Uluslar arası sistemde Birleşik Devletlere karşı denge eksikliği ise ABD liderliğinin doğrudan kabul edilmesi anlamına gelmekte ve tek süper güç ABDye istediği gibi hareket etme ve hesap vermeme küresel özgürlüğünü getirmektedir.