9789750510946
171915
https://www.sahafium.com/kitap/buyuk-erdemler-risalesi-p171915.html
Büyük Erdemler Risalesi
0.00
Daha önce İletişim Yayınlarından Kapitalizm Ahlaki midir? adlı
kitabı çıkan André Comte-Sponville Fransada çok satanlar
listesine giren bu kitabında erdem konusunu ele alıyor:
Erdem nedir? Harekete geçen ya da geçebilen bir güçtür.
Örneğin, bir bitkinin ya da ilacın erdemi iyileştirmektir, bıçağınki
kesmek, insanınki insanca istemek ya da davranmaktır.
Çöplemenin erdemi baldıranınkinden farklıdır, bıçağınki
çapanınkinden farklıdır, insanın erdemi kaplanın ya da
yılanınkinden farklıdır. Bir varlığın erdemi onun değerini
oluşturan şeydir, başka deyişle kendine özgü yetkinliğidir: İyi
bıçak en iyi kesebilendir, iyi reçete tedavide çok başarılı olandır,
iyi zehir öldürmede çok başarılı olandır... Erdemlerin, bu ilk ve
en genel anlamda, nasıl kullanıldıklarından, hedefledikleri ya
da hizmet ettikleri amaçlardan bağımsız oldukları görülecektir.
Katilin elindeki bıçak aşçının elindekinden daha az erdemli
olamaz, hayat kurtaran bitki zehirleyen bitkiden daha erdemli
değildir. Bu, kuşkusuz, bu adamın hiçbir normatif (kural koyucu)
boyutu olmadığı anlamına gelmez: Kimin elinde olursa olsun
ve kullanılışlarının çoğunda, en iyi bıçak en iyi kesen bıçak
olacaktır. Onun özgül gücü kendine özgü yetkinliğini de yönetir.
Ama bu normatiflik nesnel kalır ya da ahlâki olarak duyarsız,
ilgisizdir. Bıçağın işini yapması yeterlidir, o bu işi yargılamaz,
değerlendirmez ve bu nedenle de onun erdemi bizim erdemimiz
değildir. Mükemmel bir bıçak, kötü bir adamın eline düştü diye
mükemmelliğinden bir şey yitirmez. Erdem güçtür ve güç de
erdeme yeter. Ama insana yetmez. Ama ahlâka yetmez.
Bir erdemler risalesi ne işe yarar? Belki şuna: Ne yapmamız
ya da ne olmamız gerektiğini, ne yaşamamız gerektiğini
anlamaya çalışmak ve bu çabadan yola çıkarak, yapmamız
ya da olmamız gereken şeyden bizi ayıran yolu, en azından
entelektüel olarak ölçebilmek. Mütevazı bir amaç, yetersiz bir
amaç, ama gerekli bir amaç.
kitabı çıkan André Comte-Sponville Fransada çok satanlar
listesine giren bu kitabında erdem konusunu ele alıyor:
Erdem nedir? Harekete geçen ya da geçebilen bir güçtür.
Örneğin, bir bitkinin ya da ilacın erdemi iyileştirmektir, bıçağınki
kesmek, insanınki insanca istemek ya da davranmaktır.
Çöplemenin erdemi baldıranınkinden farklıdır, bıçağınki
çapanınkinden farklıdır, insanın erdemi kaplanın ya da
yılanınkinden farklıdır. Bir varlığın erdemi onun değerini
oluşturan şeydir, başka deyişle kendine özgü yetkinliğidir: İyi
bıçak en iyi kesebilendir, iyi reçete tedavide çok başarılı olandır,
iyi zehir öldürmede çok başarılı olandır... Erdemlerin, bu ilk ve
en genel anlamda, nasıl kullanıldıklarından, hedefledikleri ya
da hizmet ettikleri amaçlardan bağımsız oldukları görülecektir.
Katilin elindeki bıçak aşçının elindekinden daha az erdemli
olamaz, hayat kurtaran bitki zehirleyen bitkiden daha erdemli
değildir. Bu, kuşkusuz, bu adamın hiçbir normatif (kural koyucu)
boyutu olmadığı anlamına gelmez: Kimin elinde olursa olsun
ve kullanılışlarının çoğunda, en iyi bıçak en iyi kesen bıçak
olacaktır. Onun özgül gücü kendine özgü yetkinliğini de yönetir.
Ama bu normatiflik nesnel kalır ya da ahlâki olarak duyarsız,
ilgisizdir. Bıçağın işini yapması yeterlidir, o bu işi yargılamaz,
değerlendirmez ve bu nedenle de onun erdemi bizim erdemimiz
değildir. Mükemmel bir bıçak, kötü bir adamın eline düştü diye
mükemmelliğinden bir şey yitirmez. Erdem güçtür ve güç de
erdeme yeter. Ama insana yetmez. Ama ahlâka yetmez.
Bir erdemler risalesi ne işe yarar? Belki şuna: Ne yapmamız
ya da ne olmamız gerektiğini, ne yaşamamız gerektiğini
anlamaya çalışmak ve bu çabadan yola çıkarak, yapmamız
ya da olmamız gereken şeyden bizi ayıran yolu, en azından
entelektüel olarak ölçebilmek. Mütevazı bir amaç, yetersiz bir
amaç, ama gerekli bir amaç.
Daha önce İletişim Yayınlarından Kapitalizm Ahlaki midir? adlı
kitabı çıkan André Comte-Sponville Fransada çok satanlar
listesine giren bu kitabında erdem konusunu ele alıyor:
Erdem nedir? Harekete geçen ya da geçebilen bir güçtür.
Örneğin, bir bitkinin ya da ilacın erdemi iyileştirmektir, bıçağınki
kesmek, insanınki insanca istemek ya da davranmaktır.
Çöplemenin erdemi baldıranınkinden farklıdır, bıçağınki
çapanınkinden farklıdır, insanın erdemi kaplanın ya da
yılanınkinden farklıdır. Bir varlığın erdemi onun değerini
oluşturan şeydir, başka deyişle kendine özgü yetkinliğidir: İyi
bıçak en iyi kesebilendir, iyi reçete tedavide çok başarılı olandır,
iyi zehir öldürmede çok başarılı olandır... Erdemlerin, bu ilk ve
en genel anlamda, nasıl kullanıldıklarından, hedefledikleri ya
da hizmet ettikleri amaçlardan bağımsız oldukları görülecektir.
Katilin elindeki bıçak aşçının elindekinden daha az erdemli
olamaz, hayat kurtaran bitki zehirleyen bitkiden daha erdemli
değildir. Bu, kuşkusuz, bu adamın hiçbir normatif (kural koyucu)
boyutu olmadığı anlamına gelmez: Kimin elinde olursa olsun
ve kullanılışlarının çoğunda, en iyi bıçak en iyi kesen bıçak
olacaktır. Onun özgül gücü kendine özgü yetkinliğini de yönetir.
Ama bu normatiflik nesnel kalır ya da ahlâki olarak duyarsız,
ilgisizdir. Bıçağın işini yapması yeterlidir, o bu işi yargılamaz,
değerlendirmez ve bu nedenle de onun erdemi bizim erdemimiz
değildir. Mükemmel bir bıçak, kötü bir adamın eline düştü diye
mükemmelliğinden bir şey yitirmez. Erdem güçtür ve güç de
erdeme yeter. Ama insana yetmez. Ama ahlâka yetmez.
Bir erdemler risalesi ne işe yarar? Belki şuna: Ne yapmamız
ya da ne olmamız gerektiğini, ne yaşamamız gerektiğini
anlamaya çalışmak ve bu çabadan yola çıkarak, yapmamız
ya da olmamız gereken şeyden bizi ayıran yolu, en azından
entelektüel olarak ölçebilmek. Mütevazı bir amaç, yetersiz bir
amaç, ama gerekli bir amaç.
kitabı çıkan André Comte-Sponville Fransada çok satanlar
listesine giren bu kitabında erdem konusunu ele alıyor:
Erdem nedir? Harekete geçen ya da geçebilen bir güçtür.
Örneğin, bir bitkinin ya da ilacın erdemi iyileştirmektir, bıçağınki
kesmek, insanınki insanca istemek ya da davranmaktır.
Çöplemenin erdemi baldıranınkinden farklıdır, bıçağınki
çapanınkinden farklıdır, insanın erdemi kaplanın ya da
yılanınkinden farklıdır. Bir varlığın erdemi onun değerini
oluşturan şeydir, başka deyişle kendine özgü yetkinliğidir: İyi
bıçak en iyi kesebilendir, iyi reçete tedavide çok başarılı olandır,
iyi zehir öldürmede çok başarılı olandır... Erdemlerin, bu ilk ve
en genel anlamda, nasıl kullanıldıklarından, hedefledikleri ya
da hizmet ettikleri amaçlardan bağımsız oldukları görülecektir.
Katilin elindeki bıçak aşçının elindekinden daha az erdemli
olamaz, hayat kurtaran bitki zehirleyen bitkiden daha erdemli
değildir. Bu, kuşkusuz, bu adamın hiçbir normatif (kural koyucu)
boyutu olmadığı anlamına gelmez: Kimin elinde olursa olsun
ve kullanılışlarının çoğunda, en iyi bıçak en iyi kesen bıçak
olacaktır. Onun özgül gücü kendine özgü yetkinliğini de yönetir.
Ama bu normatiflik nesnel kalır ya da ahlâki olarak duyarsız,
ilgisizdir. Bıçağın işini yapması yeterlidir, o bu işi yargılamaz,
değerlendirmez ve bu nedenle de onun erdemi bizim erdemimiz
değildir. Mükemmel bir bıçak, kötü bir adamın eline düştü diye
mükemmelliğinden bir şey yitirmez. Erdem güçtür ve güç de
erdeme yeter. Ama insana yetmez. Ama ahlâka yetmez.
Bir erdemler risalesi ne işe yarar? Belki şuna: Ne yapmamız
ya da ne olmamız gerektiğini, ne yaşamamız gerektiğini
anlamaya çalışmak ve bu çabadan yola çıkarak, yapmamız
ya da olmamız gereken şeyden bizi ayıran yolu, en azından
entelektüel olarak ölçebilmek. Mütevazı bir amaç, yetersiz bir
amaç, ama gerekli bir amaç.