Sa'dî'nin meşhur GÜLİSTAN adlı eseri M. 1397-1398 yılında, Timur'un torunu veliaht Muhammed Sultan'a ithafen, Sibicâbî mahlaslı bir edip tarafından adaptasyon metodu kullanılarak Farsçadan Klasik Öncesi Çağataycaya tercüme edilmiştir. Kronolojik olarak Türk edebiyatındaki ikinci Gülistan tercümesi olan Sibicâbî'nin Gülistan Çevirisi veya en bilinen adıyla "Çağatayca Gülistan Tercümesi(Gülistân-ı Türkî)", Mehmet Turgut Berbercan tarafından "Çağatayca Gülistan Tercümesi" başlığıyla İstanbul Üniversitesi'nde, 2011 yılının ağustos ayında Doktora Tezi olarak bilim dünyasına sunulmuştur. 2011 yılına ait bu çalışma, eserin dünyada ve Türkiye'de yapılmış ilk neşridir ve eser üzerindeki ilk kapsamlı bilimsel çalışmadır. Eserin tamamının çeviriyazısını, gramerini, dizinli sözlüğünü ve tıpkıbasımını içermektedir. Ayrıca kitapta, esere ait filolojik notlar ile eserin Türk dili tarihi içindeki önemli yerini ortaya koyan tespitler ve açıklamalar bulunmaktadır. 2011'de tez olarak iki cilt halinde sunulan eser, 2012'de kitap olarak neşredilmiş ve eserin bugüne kadar birçok baskısı yapılmıştır. Kitap, gerek ulusal kütüphanelerin gerekse dünya kütüphanelerinin kataloglarına girerek hem yurtiçinde hem de yurtdışındaki uluslararası platformlarda Mehmet Turgut Berbercan'ın neşriyle tanıtılarak duyurulmuştur. Bazı kişi yahut kişilerin Mehmet Turgut Berbercan'a ait ilk yayından yararlanarak ama bilimsel yolla atıf yapmadan (Doç. Dr. Mehmet T. Berbercan tarafından yapılmış i lk çalışmayı görmezden gelerek) yaptıkları tez çalışması ve yayınlar mevcuttur. Yasal haklar mahfuzdur. Harezm Türkçesinden Çağatay Türkçesine geçişi tanıklayan, dil özellikleri bakımından Harezm Türkçesinin son, Çağatay Türkçesinin ise ilk eseri olma özelliği taşıyan bu eserin, Türk dili araştırmaları açısından, Türk dilinin gelişim seyrini aydınlatacak önemli bir noktada bulunması dolayısıyla bir an önce ele alınması gerekmekteydi. Böyle bir ideale hizmet etmek üzere sunduğumuz bu çalışma ile Türk dili araştırmalarına katkı sağlamanın gururunu ve Türkolojinin kaynaklarına bir eser daha kazandırmanın mutluluğunu duymaktayız.
Sa'dî'nin meşhur GÜLİSTAN adlı eseri M. 1397-1398 yılında, Timur'un torunu veliaht Muhammed Sultan'a ithafen, Sibicâbî mahlaslı bir edip tarafından adaptasyon metodu kullanılarak Farsçadan Klasik Öncesi Çağataycaya tercüme edilmiştir. Kronolojik olarak Türk edebiyatındaki ikinci Gülistan tercümesi olan Sibicâbî'nin Gülistan Çevirisi veya en bilinen adıyla "Çağatayca Gülistan Tercümesi(Gülistân-ı Türkî)", Mehmet Turgut Berbercan tarafından "Çağatayca Gülistan Tercümesi" başlığıyla İstanbul Üniversitesi'nde, 2011 yılının ağustos ayında Doktora Tezi olarak bilim dünyasına sunulmuştur. 2011 yılına ait bu çalışma, eserin dünyada ve Türkiye'de yapılmış ilk neşridir ve eser üzerindeki ilk kapsamlı bilimsel çalışmadır. Eserin tamamının çeviriyazısını, gramerini, dizinli sözlüğünü ve tıpkıbasımını içermektedir. Ayrıca kitapta, esere ait filolojik notlar ile eserin Türk dili tarihi içindeki önemli yerini ortaya koyan tespitler ve açıklamalar bulunmaktadır. 2011'de tez olarak iki cilt halinde sunulan eser, 2012'de kitap olarak neşredilmiş ve eserin bugüne kadar birçok baskısı yapılmıştır. Kitap, gerek ulusal kütüphanelerin gerekse dünya kütüphanelerinin kataloglarına girerek hem yurtiçinde hem de yurtdışındaki uluslararası platformlarda Mehmet Turgut Berbercan'ın neşriyle tanıtılarak duyurulmuştur. Bazı kişi yahut kişilerin Mehmet Turgut Berbercan'a ait ilk yayından yararlanarak ama bilimsel yolla atıf yapmadan (Doç. Dr. Mehmet T. Berbercan tarafından yapılmış i lk çalışmayı görmezden gelerek) yaptıkları tez çalışması ve yayınlar mevcuttur. Yasal haklar mahfuzdur. Harezm Türkçesinden Çağatay Türkçesine geçişi tanıklayan, dil özellikleri bakımından Harezm Türkçesinin son, Çağatay Türkçesinin ise ilk eseri olma özelliği taşıyan bu eserin, Türk dili araştırmaları açısından, Türk dilinin gelişim seyrini aydınlatacak önemli bir noktada bulunması dolayısıyla bir an önce ele alınması gerekmekteydi. Böyle bir ideale hizmet etmek üzere sunduğumuz bu çalışma ile Türk dili araştırmalarına katkı sağlamanın gururunu ve Türkolojinin kaynaklarına bir eser daha kazandırmanın mutluluğunu duymaktayız.