Bâkî (1526-1600): Şiirlerinde Bâkî mahlasını kullanan şairin asıl adı Mahmud Abdülbâkî'dir, "şairler sultanı" olarak anılır. Osmanlı İmparatorluğu bürokrat ve şairlerinin XVI. yüzyılda en önde gelenidir. Kanunî'yi saltanatı süresince en çok memnun eden işlerden biri Bâkî gibi bir kabiliyeti keşfetmiş olmasıydı. Bâkî, Ziya Paşa'nın Harabat'ında ilk yenilikçi olarak nitelendirilir, Muallim Naci'ye göre milletin lisan muallimi, Recaizade'nin şiir terazisinde Osmanlı şuarâsının Hafız-ı Şirazî'si, Tanpınar'ın gözünde ise mahir bir şiir işçisidir. Lirik söz dizimi, kusursuz biçimi, sağlam söz ve anlam örgüsü, temiz ve ahenkli söyleyişi ile Osmanlı şiirinin en önemli şairlerinden biri olan Bâkî, Dîvân'ının yanı sıra Meâlimü'l-Yakîn fî Sîreti Seyyidi'l-Mürselîn, Fezâilü'l-Cihât, Fezâil-i Mekke ve Hadîs-i Erbaîn Tercümesi adlı seçkin nesir eserlerin de yazarıdır.
Bâkî (1526-1600): Şiirlerinde Bâkî mahlasını kullanan şairin asıl adı Mahmud Abdülbâkî'dir, "şairler sultanı" olarak anılır. Osmanlı İmparatorluğu bürokrat ve şairlerinin XVI. yüzyılda en önde gelenidir. Kanunî'yi saltanatı süresince en çok memnun eden işlerden biri Bâkî gibi bir kabiliyeti keşfetmiş olmasıydı. Bâkî, Ziya Paşa'nın Harabat'ında ilk yenilikçi olarak nitelendirilir, Muallim Naci'ye göre milletin lisan muallimi, Recaizade'nin şiir terazisinde Osmanlı şuarâsının Hafız-ı Şirazî'si, Tanpınar'ın gözünde ise mahir bir şiir işçisidir. Lirik söz dizimi, kusursuz biçimi, sağlam söz ve anlam örgüsü, temiz ve ahenkli söyleyişi ile Osmanlı şiirinin en önemli şairlerinden biri olan Bâkî, Dîvân'ının yanı sıra Meâlimü'l-Yakîn fî Sîreti Seyyidi'l-Mürselîn, Fezâilü'l-Cihât, Fezâil-i Mekke ve Hadîs-i Erbaîn Tercümesi adlı seçkin nesir eserlerin de yazarıdır.