İsmini medyada sık sık duyduğumuz Diyarbakır şehri Acaba bu şehir hakkında bildiklerimizin ne kadarı gerçek, ne kadarı sanal? Gerçekte ne biliyoruz Diyarbakır hakkında?... Acaba bilmemiz gerekenlerin, bildiklerimizden birkaç yüz kat fazla olduğunu biliyor muyuz? Daha düne kadar nasıl bir şehir olduğunu bile biliyor muyuz?
Nice medeniyetler görmüş oysa, tarihi binlerce yıl öncesine uzanan bu kadim şehir Hurri-Mitanni Krallıklarından Asur Urartulara Perslerden Makedonyalılara Selevskos, Büyük Tigran ve Partlardan Romalılara Sasanilerden Bizanslılara İslam ordularının fethinden sonra Emeviler'den Abbasilere Şeyhoğullarından Büveyhoğullarına Mervanilerden Selçuklulara Nisanoğulları'ndan İnaloğullarına Artuklulardan Eyyubilere İlhanlılar ve Akkoyunlulardan Safevilere Osmanlılardan Cumhuriyete
Kimler gelmiş, kimler geçmiş bu şehirden İmparator Konstantin'den Meryem-i Dara'ya Hz. Halid bin Velid, Hz. Süleyman bin Halid, Sultan Melikşah'tan, Alpaslan, Kılıç Arslan, Selahaddin-i Eyyubi'ye Uzun Hasan, Kanuni Sultan Süleyman'dan, Sultan Murad'a Bıyıklı Mehmed Fatih Paşa, Özdemiroğlu Osman Paşa,Hasan Paşa, Husrev Paşa, Melik Ahmet Paşa, İskender Paşa'dan Cemil Paşalara Abdülhamid'den, Mustafa Kemal Paşa'ya Nice imparatorlar, krallar, sultanlar, padişahlar, paşalar, cumhurbaşkanları, başbakanlar, valiler ve belediye başkalarının yönetimlerinden gelinmiş bugünlere
Bu muazzam tarih birikiminden miras kalan, başta mağrur Diyarbekir Kalesi olmak üzere yüzlerce, binlerce eser Dünya tarihinin ilk yerleşim yerlerinden Çayönü, ayrıca Bırkleyn, Hasuni ve Ashab-ı Kehf mağaraları, kaleler, saraylar, camiler, medreseler, kiliseler, saraylar, hanlar, kervansaraylar, köprüler, çeşmeler, köşkler, konaklar, hamamlar, kantaralar Dicle'de kelekler, şehirde paytonlar Velime geceleri, Murat şenlikleri, Hevsel Bahçeleri, Ben u Sen Bahçeleri, Anzele Daha neler neler
Dört bir yanında, bir çoğunun ismi Kur'an-ı Kerim'de zikredilmiş Peygamber makam ve kabirleri Hz. Yunus, Hz. Zülkifl, Hz. Elyesa, Hz. Harun, Hz. Harut, H. Enûş, Hz. Hallak Neredeyse her sokağında Sahabe ve Evliya türbeleri Şehid Sahabeler Hz. Süleyman bin Velid, Sultan Şücaeddin, Sultan Sa'saa, Sa'd bin Ebi Vakkas gibi daha yüzlerce sahabe bulunan, hafızalarda bugün bile Aziz Mahmud Urmevi dergâhından zikir sesleri, Celal Güzelses'ten ilahiler ve türkülerin çınladığı, minarelerinden ezanın beş vakit beş ayrı makamda okunduğu, Diyarbakır Cami-i Kebir'i gibi İslam aleminin en önemli mabedlerinden birine sahip olan mübarek şehir
Bu şehir Diyarbekir Amid'imiz, Diyarbakır'ımız
Bir zamanlar El Cezeri, Eğilli İovenna, Mar Yeşua, İbnü'l Ezrak, ez Zehebi, Muslihiddin Lari, Seyfüddin-i Amidi, İbrahim Gülşeni, Şaban Kâmi Efendi, Ref'î, Hami, Kasım Gubari, Çemenzade Mehmed Efendi, Molla Çelebi, Yahya Çelebi, Molla Güranî, Seyyid Nuh, Şair Sırrî Hanım, Şehla Mustafa Çelebi, Şeyh Ahmed Mürşidi, Hamid Aytaç, Ali Emiri Efendi, Süleyman Nazif, Faik Naum Palak, Diyarbakırlı Tahsin, Ziya Gökâlp, Cahit Sıtkı Tarancı, Müftü Halil Efendi, Celal Güzelses, Ahmet Yüksekses, Celal Sevimli, Abdulgani Bulduk, Ayşe Şan, Sezai Karakoç, Ahmed Arif, Gazi Yaşargil, Abdüssettar Hayati Avşar, Aşık İhsanî, Esma Ocak, Şevket Beysanoğlu gibi nice şair ve yazar, alim, hattat ve bestekârların dolaştığı küçeler
Türk, Kürt, Acem ve Arap, nice farklı kavimlerden tüm Müslüman ahalisiyle; Ermenisi, Süryanisi, Rumu, Keldanisi, Katoliği, Protestanı, Yahudisiyle; her ırk ve inançtan insanların yüzyıllarca kardeşçe, hoşgörüyle, saygı ve sevgiyle, birlikte yaşadığı barış ve esenlik şehri Bu şehir Diyarbekir
Bu şehir Diyarbekir Amid'imiz, Diyarbakır'ımız
Burada, baştaki soruyu sormalı değil miyiz?
Ne biliyoruz bu şehir hakkında?... Acaba bilmemiz gerekenlerin, bildiklerimizden birkaç yüz kat fazla olduğunu biliyor muyuz? Daha düne kadar nasıl bir şehir olduğunu bize biliyor muyuz?
Şimdiki durum ise şudur:
Tarih boyunca Anadolu, Ortadoğu, İslam dünyası ve hatta dünyanın en önemli tarih, kültür, bilim, sanat ve sanayi şehirlerinden biri olmuş Diyarbakır'ımız, ne yazık ki son yüzyılda çok ihmal edilmiş, son yıllarda ise daha çok siyasi olayların gölgesinde kaldığı için; bu şehir, uzun yıllardır layık olduğu şekilde ne ülkemizde ne dünyada bilinmemekte ve tanınması gereken değerde tanınmamaktadır.
Elbette şimdiye kadar, Diyarbakırımız hakkında birçok değerli yazar tarafından bazı kıymetli eserler yazılmış, bunların her biri Diyarbakır'ın bir yönünü aydınlatarak kendi çaplarında bir tanıtım hizmetini yerine getirmişlerdir.
Bu eserlerin bazılarında Diyarbakır'ın yetiştirdiği fikir ve sanat adamları tanıtılmış, kimi kıymetli eserlerde de Diyarbakır'ın tarihi ve mimari eserleri hakkında bilgiler verilmiştir. Bu yazarlardan yaşayanları minnetle, ölenleri rahmet anıyoruz.
Ama bunlar yetmez..
Şimdi sıra Diyarbakır'ı sadece bir veya birkaç yönüyle değil, Diyarbakır'ı "A"dan "Z"ye bütün yönleriyle, tüm tarihî ve kültürel zenginliğiyle tanıtacak olan "Diyarbakır Ansiklopedisi"ne gelmiştir.
Bu ihtiyaç, uzun yıllardan beri duyulmaktaydı. Bugün bu eser ortaya çıkmıştır.
İsmini medyada sık sık duyduğumuz Diyarbakır şehri Acaba bu şehir hakkında bildiklerimizin ne kadarı gerçek, ne kadarı sanal? Gerçekte ne biliyoruz Diyarbakır hakkında?... Acaba bilmemiz gerekenlerin, bildiklerimizden birkaç yüz kat fazla olduğunu biliyor muyuz? Daha düne kadar nasıl bir şehir olduğunu bile biliyor muyuz?
Nice medeniyetler görmüş oysa, tarihi binlerce yıl öncesine uzanan bu kadim şehir Hurri-Mitanni Krallıklarından Asur Urartulara Perslerden Makedonyalılara Selevskos, Büyük Tigran ve Partlardan Romalılara Sasanilerden Bizanslılara İslam ordularının fethinden sonra Emeviler'den Abbasilere Şeyhoğullarından Büveyhoğullarına Mervanilerden Selçuklulara Nisanoğulları'ndan İnaloğullarına Artuklulardan Eyyubilere İlhanlılar ve Akkoyunlulardan Safevilere Osmanlılardan Cumhuriyete
Kimler gelmiş, kimler geçmiş bu şehirden İmparator Konstantin'den Meryem-i Dara'ya Hz. Halid bin Velid, Hz. Süleyman bin Halid, Sultan Melikşah'tan, Alpaslan, Kılıç Arslan, Selahaddin-i Eyyubi'ye Uzun Hasan, Kanuni Sultan Süleyman'dan, Sultan Murad'a Bıyıklı Mehmed Fatih Paşa, Özdemiroğlu Osman Paşa,Hasan Paşa, Husrev Paşa, Melik Ahmet Paşa, İskender Paşa'dan Cemil Paşalara Abdülhamid'den, Mustafa Kemal Paşa'ya Nice imparatorlar, krallar, sultanlar, padişahlar, paşalar, cumhurbaşkanları, başbakanlar, valiler ve belediye başkalarının yönetimlerinden gelinmiş bugünlere
Bu muazzam tarih birikiminden miras kalan, başta mağrur Diyarbekir Kalesi olmak üzere yüzlerce, binlerce eser Dünya tarihinin ilk yerleşim yerlerinden Çayönü, ayrıca Bırkleyn, Hasuni ve Ashab-ı Kehf mağaraları, kaleler, saraylar, camiler, medreseler, kiliseler, saraylar, hanlar, kervansaraylar, köprüler, çeşmeler, köşkler, konaklar, hamamlar, kantaralar Dicle'de kelekler, şehirde paytonlar Velime geceleri, Murat şenlikleri, Hevsel Bahçeleri, Ben u Sen Bahçeleri, Anzele Daha neler neler
Dört bir yanında, bir çoğunun ismi Kur'an-ı Kerim'de zikredilmiş Peygamber makam ve kabirleri Hz. Yunus, Hz. Zülkifl, Hz. Elyesa, Hz. Harun, Hz. Harut, H. Enûş, Hz. Hallak Neredeyse her sokağında Sahabe ve Evliya türbeleri Şehid Sahabeler Hz. Süleyman bin Velid, Sultan Şücaeddin, Sultan Sa'saa, Sa'd bin Ebi Vakkas gibi daha yüzlerce sahabe bulunan, hafızalarda bugün bile Aziz Mahmud Urmevi dergâhından zikir sesleri, Celal Güzelses'ten ilahiler ve türkülerin çınladığı, minarelerinden ezanın beş vakit beş ayrı makamda okunduğu, Diyarbakır Cami-i Kebir'i gibi İslam aleminin en önemli mabedlerinden birine sahip olan mübarek şehir
Bu şehir Diyarbekir Amid'imiz, Diyarbakır'ımız
Bir zamanlar El Cezeri, Eğilli İovenna, Mar Yeşua, İbnü'l Ezrak, ez Zehebi, Muslihiddin Lari, Seyfüddin-i Amidi, İbrahim Gülşeni, Şaban Kâmi Efendi, Ref'î, Hami, Kasım Gubari, Çemenzade Mehmed Efendi, Molla Çelebi, Yahya Çelebi, Molla Güranî, Seyyid Nuh, Şair Sırrî Hanım, Şehla Mustafa Çelebi, Şeyh Ahmed Mürşidi, Hamid Aytaç, Ali Emiri Efendi, Süleyman Nazif, Faik Naum Palak, Diyarbakırlı Tahsin, Ziya Gökâlp, Cahit Sıtkı Tarancı, Müftü Halil Efendi, Celal Güzelses, Ahmet Yüksekses, Celal Sevimli, Abdulgani Bulduk, Ayşe Şan, Sezai Karakoç, Ahmed Arif, Gazi Yaşargil, Abdüssettar Hayati Avşar, Aşık İhsanî, Esma Ocak, Şevket Beysanoğlu gibi nice şair ve yazar, alim, hattat ve bestekârların dolaştığı küçeler
Türk, Kürt, Acem ve Arap, nice farklı kavimlerden tüm Müslüman ahalisiyle; Ermenisi, Süryanisi, Rumu, Keldanisi, Katoliği, Protestanı, Yahudisiyle; her ırk ve inançtan insanların yüzyıllarca kardeşçe, hoşgörüyle, saygı ve sevgiyle, birlikte yaşadığı barış ve esenlik şehri Bu şehir Diyarbekir
Bu şehir Diyarbekir Amid'imiz, Diyarbakır'ımız
Burada, baştaki soruyu sormalı değil miyiz?
Ne biliyoruz bu şehir hakkında?... Acaba bilmemiz gerekenlerin, bildiklerimizden birkaç yüz kat fazla olduğunu biliyor muyuz? Daha düne kadar nasıl bir şehir olduğunu bize biliyor muyuz?
Şimdiki durum ise şudur:
Tarih boyunca Anadolu, Ortadoğu, İslam dünyası ve hatta dünyanın en önemli tarih, kültür, bilim, sanat ve sanayi şehirlerinden biri olmuş Diyarbakır'ımız, ne yazık ki son yüzyılda çok ihmal edilmiş, son yıllarda ise daha çok siyasi olayların gölgesinde kaldığı için; bu şehir, uzun yıllardır layık olduğu şekilde ne ülkemizde ne dünyada bilinmemekte ve tanınması gereken değerde tanınmamaktadır.
Elbette şimdiye kadar, Diyarbakırımız hakkında birçok değerli yazar tarafından bazı kıymetli eserler yazılmış, bunların her biri Diyarbakır'ın bir yönünü aydınlatarak kendi çaplarında bir tanıtım hizmetini yerine getirmişlerdir.
Bu eserlerin bazılarında Diyarbakır'ın yetiştirdiği fikir ve sanat adamları tanıtılmış, kimi kıymetli eserlerde de Diyarbakır'ın tarihi ve mimari eserleri hakkında bilgiler verilmiştir. Bu yazarlardan yaşayanları minnetle, ölenleri rahmet anıyoruz.
Ama bunlar yetmez..
Şimdi sıra Diyarbakır'ı sadece bir veya birkaç yönüyle değil, Diyarbakır'ı "A"dan "Z"ye bütün yönleriyle, tüm tarihî ve kültürel zenginliğiyle tanıtacak olan "Diyarbakır Ansiklopedisi"ne gelmiştir.
Bu ihtiyaç, uzun yıllardan beri duyulmaktaydı. Bugün bu eser ortaya çıkmıştır.