"Osmanlı kenti" diye bir olgudan söz etmek mümkün müydü?
Osmanlı tarihi alanının üç değerli ismi, Edhem Eldem, Daniel Goffmann ve Bruce Masters'ın peşine düştükleri bu soru elinizdeki kitabın yola çıkış noktasını oluşturuyor. Osmanlı kentlerinin genel anlamda başka kentlerle benzerliklerinin yanı sıra, her birine kendi kişiliğini kazandıran tarihsel bağlamları da vurgulayan bu ortak çalışma, açık veya örtük şarkiyatçı varsayımları çürüten yaklaşımıyla dikkat çekiyor.
Halep, İzmir ve İstanbul'un esas olarak 17. ve 18. Yüzyıllardaki durumunu mercek altına alan kitap, hem yazarların Osmanlı kent çalışmalarında "normalleştirilmiş" bir senteze ulaşma yönündeki ortak çabası, hem de çizilen bütünsel resmin içine serpiştirdikleri "deneysel tarih" tadında öyküleme girişimleriyle zevkle okunan bir başvuru kaynağı haline geliyor.
"Osmanlı kenti" diye bir olgudan söz etmek mümkün müydü?
Osmanlı tarihi alanının üç değerli ismi, Edhem Eldem, Daniel Goffmann ve Bruce Masters'ın peşine düştükleri bu soru elinizdeki kitabın yola çıkış noktasını oluşturuyor. Osmanlı kentlerinin genel anlamda başka kentlerle benzerliklerinin yanı sıra, her birine kendi kişiliğini kazandıran tarihsel bağlamları da vurgulayan bu ortak çalışma, açık veya örtük şarkiyatçı varsayımları çürüten yaklaşımıyla dikkat çekiyor.
Halep, İzmir ve İstanbul'un esas olarak 17. ve 18. Yüzyıllardaki durumunu mercek altına alan kitap, hem yazarların Osmanlı kent çalışmalarında "normalleştirilmiş" bir senteze ulaşma yönündeki ortak çabası, hem de çizilen bütünsel resmin içine serpiştirdikleri "deneysel tarih" tadında öyküleme girişimleriyle zevkle okunan bir başvuru kaynağı haline geliyor.