Hat san'atı, Kur'ân-ı Kerîm'in Arap asıllı harflerle en mükemmel şekilde yazılması, tezhîbi ve teclîdi de yine O'na layık bir görünüşle bezenip hıfzedilmesi gayesinden doğmuştur.
İslâmı kabul eden yeni kavimler meyânmda Osmanlı Türkleri de, bu gayreti husûsiyle -İstanbul'un fethinden sonra- millî bir tavır oluşturarak devam ettirmişler; hattın her nev'inin san'at hüviyetiyle icrasından sürekli tekâmül göstermişlerdir.
Doksandokuz İstanbul Mushafı kitabının katalog kısmına, ilk olarak Türk karakterini hüsn-i hatta kazandıran Şeyh Hamdullah'la (1429-1520) başlanıp, nesih hattının XX. yüzyıldaki son büyük ismi Hasan Rıza Efendi'yle (1849-1920) son verilmiştir.
Katalogun sol sahifelerinde hattata, sağ sahifelerinde ise yazdığı Mushafa dâir bilgileri bulacaksınız. Aynı sahifelerde verilen önekler de konunun daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacaktır.
Hat san'atı, Kur'ân-ı Kerîm'in Arap asıllı harflerle en mükemmel şekilde yazılması, tezhîbi ve teclîdi de yine O'na layık bir görünüşle bezenip hıfzedilmesi gayesinden doğmuştur.
İslâmı kabul eden yeni kavimler meyânmda Osmanlı Türkleri de, bu gayreti husûsiyle -İstanbul'un fethinden sonra- millî bir tavır oluşturarak devam ettirmişler; hattın her nev'inin san'at hüviyetiyle icrasından sürekli tekâmül göstermişlerdir.
Doksandokuz İstanbul Mushafı kitabının katalog kısmına, ilk olarak Türk karakterini hüsn-i hatta kazandıran Şeyh Hamdullah'la (1429-1520) başlanıp, nesih hattının XX. yüzyıldaki son büyük ismi Hasan Rıza Efendi'yle (1849-1920) son verilmiştir.
Katalogun sol sahifelerinde hattata, sağ sahifelerinde ise yazdığı Mushafa dâir bilgileri bulacaksınız. Aynı sahifelerde verilen önekler de konunun daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacaktır.