9786058242739
154851
https://www.sahafium.com/kitap/dort-mevsim-gaziantep-yemekleri-p154851.html
Dört Mevsim Gaziantep Yemekleri
0.00
Yemek kültürü, genel kültür kavramının altında yer alan bir alt kültürdür. Her toplumda önemi çeşitli olmakla beraber, yemeğin ve hatta beraber bir şeyler yemenin sosyal kaynaşma, yakınlaşma ve birlikte olma bakımlarından Türk toplumundaki önemi, inkar edilemeyecek derecede büyüktür.
Yemek ziyafetlerinde küskünler barışır, evlenmeler planlanır, düğünler yapılır ve köklü arkadaşlıklar ve birlikteliklerin temelleri atılır. Bu nedenle Türk kültüründe yemek yemek, biyolojik bir beslenme işinden çok öte, aile fertleri veya ailelerin bir araya gelmesi, sosyal beraberlik, kaynaşma ve dayanışma vesilesi olarak görülür. Benim kişisel gözlemlerime göre, tüm yemek ve tatlılar, beraber yaşamış insanların, etnik kökeni ne olursa olsun, paylaştıkları ortak değerler, ortak unsurlar ve ortak kültürün bir parçasıdırlar. Bu nedenle bunların her birini şu veya bu kökenden gelmiştir diye sınıflandırmaya çalışmak, bana göre gereksiz ve toplumsal ortaklıkları parçalayıcı işlerdir.
Ben bu kitabımla, bu toprakların üstünde ve bu mavi gök kubbenin altında yaşamış, Türk, Arap, Ermeni, Yahudi, Rum, hangi toplumdan olurlarsa olsunlar insanlara, ne kadar çok ortak yanlarımızın olduğunu göstermek amacıyla da hizmet etmek istedim.
Yemek ziyafetlerinde küskünler barışır, evlenmeler planlanır, düğünler yapılır ve köklü arkadaşlıklar ve birlikteliklerin temelleri atılır. Bu nedenle Türk kültüründe yemek yemek, biyolojik bir beslenme işinden çok öte, aile fertleri veya ailelerin bir araya gelmesi, sosyal beraberlik, kaynaşma ve dayanışma vesilesi olarak görülür. Benim kişisel gözlemlerime göre, tüm yemek ve tatlılar, beraber yaşamış insanların, etnik kökeni ne olursa olsun, paylaştıkları ortak değerler, ortak unsurlar ve ortak kültürün bir parçasıdırlar. Bu nedenle bunların her birini şu veya bu kökenden gelmiştir diye sınıflandırmaya çalışmak, bana göre gereksiz ve toplumsal ortaklıkları parçalayıcı işlerdir.
Ben bu kitabımla, bu toprakların üstünde ve bu mavi gök kubbenin altında yaşamış, Türk, Arap, Ermeni, Yahudi, Rum, hangi toplumdan olurlarsa olsunlar insanlara, ne kadar çok ortak yanlarımızın olduğunu göstermek amacıyla da hizmet etmek istedim.
Yemek kültürü, genel kültür kavramının altında yer alan bir alt kültürdür. Her toplumda önemi çeşitli olmakla beraber, yemeğin ve hatta beraber bir şeyler yemenin sosyal kaynaşma, yakınlaşma ve birlikte olma bakımlarından Türk toplumundaki önemi, inkar edilemeyecek derecede büyüktür.
Yemek ziyafetlerinde küskünler barışır, evlenmeler planlanır, düğünler yapılır ve köklü arkadaşlıklar ve birlikteliklerin temelleri atılır. Bu nedenle Türk kültüründe yemek yemek, biyolojik bir beslenme işinden çok öte, aile fertleri veya ailelerin bir araya gelmesi, sosyal beraberlik, kaynaşma ve dayanışma vesilesi olarak görülür. Benim kişisel gözlemlerime göre, tüm yemek ve tatlılar, beraber yaşamış insanların, etnik kökeni ne olursa olsun, paylaştıkları ortak değerler, ortak unsurlar ve ortak kültürün bir parçasıdırlar. Bu nedenle bunların her birini şu veya bu kökenden gelmiştir diye sınıflandırmaya çalışmak, bana göre gereksiz ve toplumsal ortaklıkları parçalayıcı işlerdir.
Ben bu kitabımla, bu toprakların üstünde ve bu mavi gök kubbenin altında yaşamış, Türk, Arap, Ermeni, Yahudi, Rum, hangi toplumdan olurlarsa olsunlar insanlara, ne kadar çok ortak yanlarımızın olduğunu göstermek amacıyla da hizmet etmek istedim.
Yemek ziyafetlerinde küskünler barışır, evlenmeler planlanır, düğünler yapılır ve köklü arkadaşlıklar ve birlikteliklerin temelleri atılır. Bu nedenle Türk kültüründe yemek yemek, biyolojik bir beslenme işinden çok öte, aile fertleri veya ailelerin bir araya gelmesi, sosyal beraberlik, kaynaşma ve dayanışma vesilesi olarak görülür. Benim kişisel gözlemlerime göre, tüm yemek ve tatlılar, beraber yaşamış insanların, etnik kökeni ne olursa olsun, paylaştıkları ortak değerler, ortak unsurlar ve ortak kültürün bir parçasıdırlar. Bu nedenle bunların her birini şu veya bu kökenden gelmiştir diye sınıflandırmaya çalışmak, bana göre gereksiz ve toplumsal ortaklıkları parçalayıcı işlerdir.
Ben bu kitabımla, bu toprakların üstünde ve bu mavi gök kubbenin altında yaşamış, Türk, Arap, Ermeni, Yahudi, Rum, hangi toplumdan olurlarsa olsunlar insanlara, ne kadar çok ortak yanlarımızın olduğunu göstermek amacıyla da hizmet etmek istedim.