Sör Clausier du Loir, Sultan IV. Murad (1623-1640) zamanında İstanbul’a gelmiştir. Osmanlı devlet teşkilatı, sarayı, Türklerin yaşam tarzları, gelenek-görenekleri, inanç ve ibadetleri ve Antikçağ eserlerine yönelik doyumsuz bir merakla gözlemlerde bulunmuştur.
XVII. Yüzyılda Fransa’da Osmanlıya karşı duyulan hayranlık ve merak onun satırlarına oldukça canlı bir şekilde yansımıştır. Fransa’daki dostlarına yazdığı mektuplarla hem bu merakı giderirken hem de Fransız kamuoyunun Türklerle ilgili ihtiyaç duyduğu bilgileri nakletmiştir. Hayatında hiç kahve ve limonata tatmamış bir Fransız’ın bu lezzetlerle ilk karşılaşmasındaki hayranlık ve şaşkınlığı mektuplarında okumak, hem eğlenceli ortam sunmakta hem de Türk yaşam tarzının zenginliğini ortaya koymaktadır. Sultan IV. Murad’ın Bağdat seferinin bir kahramanlık öyküsü olarak sunulması ve bu seferin hikâyesinin Antikçağ’daki kahramanlıklarla kıyaslanması Batı dünyasındaki Osmanlı algısını anlamak açısından kayda değerdir.
Fransız Sör du Loir’nın, Hıristiyan Batılı bakış açısıyla XVII. yüzyıl Osmanlı Türk dünyasına ilişkin sunduğu gözlemler farklı üslupla okuyucunun bilgisini arttıracağı gibi tarih araştırmacıları için de yeni veriler sunacaktır.
Sör Clausier du Loir, Sultan IV. Murad (1623-1640) zamanında İstanbul’a gelmiştir. Osmanlı devlet teşkilatı, sarayı, Türklerin yaşam tarzları, gelenek-görenekleri, inanç ve ibadetleri ve Antikçağ eserlerine yönelik doyumsuz bir merakla gözlemlerde bulunmuştur.
XVII. Yüzyılda Fransa’da Osmanlıya karşı duyulan hayranlık ve merak onun satırlarına oldukça canlı bir şekilde yansımıştır. Fransa’daki dostlarına yazdığı mektuplarla hem bu merakı giderirken hem de Fransız kamuoyunun Türklerle ilgili ihtiyaç duyduğu bilgileri nakletmiştir. Hayatında hiç kahve ve limonata tatmamış bir Fransız’ın bu lezzetlerle ilk karşılaşmasındaki hayranlık ve şaşkınlığı mektuplarında okumak, hem eğlenceli ortam sunmakta hem de Türk yaşam tarzının zenginliğini ortaya koymaktadır. Sultan IV. Murad’ın Bağdat seferinin bir kahramanlık öyküsü olarak sunulması ve bu seferin hikâyesinin Antikçağ’daki kahramanlıklarla kıyaslanması Batı dünyasındaki Osmanlı algısını anlamak açısından kayda değerdir.
Fransız Sör du Loir’nın, Hıristiyan Batılı bakış açısıyla XVII. yüzyıl Osmanlı Türk dünyasına ilişkin sunduğu gözlemler farklı üslupla okuyucunun bilgisini arttıracağı gibi tarih araştırmacıları için de yeni veriler sunacaktır.