Elinizdeki kitap, belgelere, yazılı kaynaklara ve görsel malzemelere dayanarak
Anadolu'dan Balkanlar'a, Yemen'den Kafkasya'ya, Osmanlı Habeşistanı'ndan Osmanlı
Macaristanı'na kadar üç kıtaya yayılmış bir imparatorlukta, Osmanlı köylülerinin
kullandıkları tarım âletlerini (Âlât-ı Zirâ'at), çift hayvanlarını, nakil vasıtalarını ve
bunların nerelerde ve nasıl kullanıldıklarını, ürünlerin nasıl taşındığını ve muhafaza
edildiğini anlatmayı amaçlamaktadır. Söz konusu âlet ve vasıtaların, hangi
malzemelerden, kimler tarafından ve nasıl yapıldıkları ile hem bu âletlerin hem de çift
sürmede kullanılan hayvanlarının çeşitli tarihlerde ve imparatorluğun değişik
yerlerindeki fiyatları da ortaya konmaya çalışılmıştır.
Fındık çapalayan bir Karadenizli ya da tarla işleyen bir Orta Anadolulu Türk, bağ
çapalayan bir Moralı veya bostan işleyen bir Ege Adalı Rum, bahçesinde çalışan bir
Macar ya da kahve çapalayan bir Yemenli, çapa ve küreği farklı şekillerde kullanır. Bu
kullanma farkı, çapa ve küreklerin şeklindeki küçük farklarda da ifadesini bulur. Ancak,
her iki âlet her yerde aynı işi görür. Bunlar arasındaki temel fark âletlerin yapılış ve
kullanılış yöntemlerini belirleyen sosyal geleneklerdeki ayrılıkların üzerine oturur. Tarım
âletleri ve teknikleri zaman ve mekânda yolculuk yapmakta, kültürden kültüre
geçmektedir. Onların zaman ve mekân içindeki yolculukları da takip edilmeye gayret
edilmiş, Osmanlı halklarının tarım âletlerine kendi dillerinde verdikleri isimler de
belirtilmiştir. Her âletin her halkın dilindeki ismi farklıdır. Ancak, kitapta görüleceği üzere
Elinizdeki kitap, belgelere, yazılı kaynaklara ve görsel malzemelere dayanarak
Anadolu'dan Balkanlar'a, Yemen'den Kafkasya'ya, Osmanlı Habeşistanı'ndan Osmanlı
Macaristanı'na kadar üç kıtaya yayılmış bir imparatorlukta, Osmanlı köylülerinin
kullandıkları tarım âletlerini (Âlât-ı Zirâ'at), çift hayvanlarını, nakil vasıtalarını ve
bunların nerelerde ve nasıl kullanıldıklarını, ürünlerin nasıl taşındığını ve muhafaza
edildiğini anlatmayı amaçlamaktadır. Söz konusu âlet ve vasıtaların, hangi
malzemelerden, kimler tarafından ve nasıl yapıldıkları ile hem bu âletlerin hem de çift
sürmede kullanılan hayvanlarının çeşitli tarihlerde ve imparatorluğun değişik
yerlerindeki fiyatları da ortaya konmaya çalışılmıştır.
Fındık çapalayan bir Karadenizli ya da tarla işleyen bir Orta Anadolulu Türk, bağ
çapalayan bir Moralı veya bostan işleyen bir Ege Adalı Rum, bahçesinde çalışan bir
Macar ya da kahve çapalayan bir Yemenli, çapa ve küreği farklı şekillerde kullanır. Bu
kullanma farkı, çapa ve küreklerin şeklindeki küçük farklarda da ifadesini bulur. Ancak,
her iki âlet her yerde aynı işi görür. Bunlar arasındaki temel fark âletlerin yapılış ve
kullanılış yöntemlerini belirleyen sosyal geleneklerdeki ayrılıkların üzerine oturur. Tarım
âletleri ve teknikleri zaman ve mekânda yolculuk yapmakta, kültürden kültüre
geçmektedir. Onların zaman ve mekân içindeki yolculukları da takip edilmeye gayret
edilmiş, Osmanlı halklarının tarım âletlerine kendi dillerinde verdikleri isimler de
belirtilmiştir. Her âletin her halkın dilindeki ismi farklıdır. Ancak, kitapta görüleceği üzere