Türk alfabesinin, belgelenebilir 2500 yıllık bir geçmişi bulunmaktadır. En sağlam ürünlerini Göktürkler döneminde vermiştir; bunlar, günümüzde Orkun Yazıtları olarak anılır. Taşa yazılan bu yazılarla birlikte, kağıt üstüne yazılı ürünlerimiz de bulunmaktadır. Kitap biçiminde bir de Irk Bitig adlı yapıt günümüze ulaşmıştır.
Uygurların Göktürkleri yıkmasından sonra işler değişti. Kendi yazı düzeneğimizi bir kıyıya koyup, Soğd kökenli alfabeyi işlekleştirmelerinden sonra, ulusumuzda kopukluklar yaşanmaya da başlamış oldu. Odur, budur biz bir daha ortak bir yazı düzeneği kullanmadık. Kiril kullanan Asya Türklerinde bile ortaklık yoktur. Birinde olan damga, bir başkasında bulunmaz.
İşte! Böylesi bir dağınıklıkta bile, biz yeniden birleşebileceğimizi, sözlerimizi kendi yazı düzeneğimiz ile somutlaştırabileceğimizi, elle tutulur duruma getirebileceğimizi söylüyoruz. Bunun için çalışıyoruz; Türk alfabesi yeniden işleklik kazansın.
Türk alfabesinin, belgelenebilir 2500 yıllık bir geçmişi bulunmaktadır. En sağlam ürünlerini Göktürkler döneminde vermiştir; bunlar, günümüzde Orkun Yazıtları olarak anılır. Taşa yazılan bu yazılarla birlikte, kağıt üstüne yazılı ürünlerimiz de bulunmaktadır. Kitap biçiminde bir de Irk Bitig adlı yapıt günümüze ulaşmıştır.
Uygurların Göktürkleri yıkmasından sonra işler değişti. Kendi yazı düzeneğimizi bir kıyıya koyup, Soğd kökenli alfabeyi işlekleştirmelerinden sonra, ulusumuzda kopukluklar yaşanmaya da başlamış oldu. Odur, budur biz bir daha ortak bir yazı düzeneği kullanmadık. Kiril kullanan Asya Türklerinde bile ortaklık yoktur. Birinde olan damga, bir başkasında bulunmaz.
İşte! Böylesi bir dağınıklıkta bile, biz yeniden birleşebileceğimizi, sözlerimizi kendi yazı düzeneğimiz ile somutlaştırabileceğimizi, elle tutulur duruma getirebileceğimizi söylüyoruz. Bunun için çalışıyoruz; Türk alfabesi yeniden işleklik kazansın.