"Melling Kalfa, Sarık örtüsü ne kadar işlendi bakayım. Gergef ile alıp şimdi kendin getiresin. İnci veririm. Şimdi kendin getir sarık örtüsünü. Salı, saat5". Efendim bir mermer saksı buldum, pek güzel şeydir gece için. Nişin içinde mum koyu fener gibi ışık verecek. Onun için bu akşam getirdim ki Efendimiz baksın, kulları yarın sabah giderim icabına bakmak için. Efendim bu saksı Padişah Efendime hediye vermek için münasiptir. Bahası 150 kuruş istiyor." İki mektup... Birincisini III. Selim'in kızkardeşi Hatice Sultan, ikincisini mimar-ressam Melling kaleme almıştı. Fransız sanatçı Antoine-Ignace Melling'in Voyage pittoresque de Constantinople et des rives du Bosphore adlı gravür albümü 18. yüzyıl Osmanlı payitahtının en önemli tanıklıklarındandır. Melling 1784'te İstanbul'a yerleşmeye karar vermişti. On sekiz yıl kaldı İstanbul'da. Hiç durmadan çalıştı. III. Selim için Beşiktaş sarayına bir köşk inşa etti, padişahın kızkardeşi Hatice Sultan'a, yani "İsmetlu ve Kudretlu" efendisine de bir labirent bahçe, Defterdarburnu Sarayı'na bir köşk yaptı. Bir yandan da payitahtı karış karış geziyor, büyük bir titizlikle bu muhteşem kentin çeşitli mekânlarını, bayram alaylarını, düğünleri, kahvehaneleri, yalıları, çeşmeleri, insanları resmediyordu. Melling'in hizmetleri mimari ile sınırlı değildi. Hatice Sultan için sarayın iç dekorasyonunu düzenlemiş, mücevherler, iskemleler, yağlıklar, mendiller, keseler tasarlamıştı. Sanatçı, Hatice Sultan için "Melling Kalfa" idi. Melling kırık da olsa Türkçe öğrenmişti ya, Arap harflerini bilmiyordu. Sultan ile kalfa, haberleşebilmek için Türkçeyi Latin harfleriyle yazma yöntemini geliştirdiler. Jacques Perot ve Frédéric Hitzel, Fransa'da özel bir koleksiyonda olan belgeleri bir araya getirerek Antoine-Ignace Melling'in İstanbul'daki hayatını yeniden kurguladılar, Türkiye'de toplu olarak ilk defa yayımlanan Hatice Sultan-Melling mektuplarını da Robert Anhegger irdeledi.
"Melling Kalfa, Sarık örtüsü ne kadar işlendi bakayım. Gergef ile alıp şimdi kendin getiresin. İnci veririm. Şimdi kendin getir sarık örtüsünü. Salı, saat5". Efendim bir mermer saksı buldum, pek güzel şeydir gece için. Nişin içinde mum koyu fener gibi ışık verecek. Onun için bu akşam getirdim ki Efendimiz baksın, kulları yarın sabah giderim icabına bakmak için. Efendim bu saksı Padişah Efendime hediye vermek için münasiptir. Bahası 150 kuruş istiyor." İki mektup... Birincisini III. Selim'in kızkardeşi Hatice Sultan, ikincisini mimar-ressam Melling kaleme almıştı. Fransız sanatçı Antoine-Ignace Melling'in Voyage pittoresque de Constantinople et des rives du Bosphore adlı gravür albümü 18. yüzyıl Osmanlı payitahtının en önemli tanıklıklarındandır. Melling 1784'te İstanbul'a yerleşmeye karar vermişti. On sekiz yıl kaldı İstanbul'da. Hiç durmadan çalıştı. III. Selim için Beşiktaş sarayına bir köşk inşa etti, padişahın kızkardeşi Hatice Sultan'a, yani "İsmetlu ve Kudretlu" efendisine de bir labirent bahçe, Defterdarburnu Sarayı'na bir köşk yaptı. Bir yandan da payitahtı karış karış geziyor, büyük bir titizlikle bu muhteşem kentin çeşitli mekânlarını, bayram alaylarını, düğünleri, kahvehaneleri, yalıları, çeşmeleri, insanları resmediyordu. Melling'in hizmetleri mimari ile sınırlı değildi. Hatice Sultan için sarayın iç dekorasyonunu düzenlemiş, mücevherler, iskemleler, yağlıklar, mendiller, keseler tasarlamıştı. Sanatçı, Hatice Sultan için "Melling Kalfa" idi. Melling kırık da olsa Türkçe öğrenmişti ya, Arap harflerini bilmiyordu. Sultan ile kalfa, haberleşebilmek için Türkçeyi Latin harfleriyle yazma yöntemini geliştirdiler. Jacques Perot ve Frédéric Hitzel, Fransa'da özel bir koleksiyonda olan belgeleri bir araya getirerek Antoine-Ignace Melling'in İstanbul'daki hayatını yeniden kurguladılar, Türkiye'de toplu olarak ilk defa yayımlanan Hatice Sultan-Melling mektuplarını da Robert Anhegger irdeledi.