9786058716803
158140
https://www.sahafium.com/kitap/hikem-i-ask-p158140.html
Hikem-i Aşk Tasavvufi Aşkın Hikmetleri
0.00
Kenz-i mahfinin kapıları açılınca yüce Allah isim ve sıfatları ile bu âlemde zâhir olmuştur. Herkes kendi kabiliyetine uygun bir mazhara âşık olup ona meyil ve muhabbet kılmış ve mübtela olup sevdalanmıştır. Bazıları bu sırr-ı ilahiyeden mahrum kalmıştır. Bazıları ise Hakkın bu çeşit tevhidine ârif olmuştur. Bazıları da şekil, suret ve sınırlı güzellik mertebesinden geçerek muhabbet-i Hakk ile Yüce Hakkın cemâline âşıklık mertebesine yükselmiştir.
Aşk, Yüce Allahın Hakk ismi şerifinin mazharı ve mutlak vücudunun aynasıdır. Nefsani ve rahmani tüm hallerin üzerindedir ve bunlara tasarruf etmektedir.
Zâhiren aşk âşıkla kâim ve aşka dair davranışlar da ondan sadır olmaktadır. Ancak hakikati itibariyle âşık maşukunda fânî olmuştur. Ondan zuhur eden her ne kadar söz ve fiiller var ise hepsi bâkî olan maşuğunundur. Kelimelerin aşkın manasını ifade etmekteki acziyeti ve sınırlılığı ve insan aklının bu husustaki yetersizliği aşkın fiillerini âşıka izafetini gerektirmiştir.
Allah yolu sonu olmayan bir yoldur. Bu yol aşk yoludur. Nihayetsiz makamları vardır. Herhangi bir mertebede karar eylemek eksikliktir. Yüce Allah katında iki çeşit hırs vardır. İlki Hakkın aşkına hâris olmaktır ki bu kemaldir. İkincisi ise ondan başkasının aşkına tutulup hâris olmaktır ki bu bir tür rezillik, ayıp ve ardır. İlahî aşk yolunda bir makama kanaat zillete, bir diğer makama doğru hırs ve tamah ise kemal, izzet ve saadete delalet eder.
Aşk, Yüce Allahın Hakk ismi şerifinin mazharı ve mutlak vücudunun aynasıdır. Nefsani ve rahmani tüm hallerin üzerindedir ve bunlara tasarruf etmektedir.
Zâhiren aşk âşıkla kâim ve aşka dair davranışlar da ondan sadır olmaktadır. Ancak hakikati itibariyle âşık maşukunda fânî olmuştur. Ondan zuhur eden her ne kadar söz ve fiiller var ise hepsi bâkî olan maşuğunundur. Kelimelerin aşkın manasını ifade etmekteki acziyeti ve sınırlılığı ve insan aklının bu husustaki yetersizliği aşkın fiillerini âşıka izafetini gerektirmiştir.
Allah yolu sonu olmayan bir yoldur. Bu yol aşk yoludur. Nihayetsiz makamları vardır. Herhangi bir mertebede karar eylemek eksikliktir. Yüce Allah katında iki çeşit hırs vardır. İlki Hakkın aşkına hâris olmaktır ki bu kemaldir. İkincisi ise ondan başkasının aşkına tutulup hâris olmaktır ki bu bir tür rezillik, ayıp ve ardır. İlahî aşk yolunda bir makama kanaat zillete, bir diğer makama doğru hırs ve tamah ise kemal, izzet ve saadete delalet eder.
Kenz-i mahfinin kapıları açılınca yüce Allah isim ve sıfatları ile bu âlemde zâhir olmuştur. Herkes kendi kabiliyetine uygun bir mazhara âşık olup ona meyil ve muhabbet kılmış ve mübtela olup sevdalanmıştır. Bazıları bu sırr-ı ilahiyeden mahrum kalmıştır. Bazıları ise Hakkın bu çeşit tevhidine ârif olmuştur. Bazıları da şekil, suret ve sınırlı güzellik mertebesinden geçerek muhabbet-i Hakk ile Yüce Hakkın cemâline âşıklık mertebesine yükselmiştir.
Aşk, Yüce Allahın Hakk ismi şerifinin mazharı ve mutlak vücudunun aynasıdır. Nefsani ve rahmani tüm hallerin üzerindedir ve bunlara tasarruf etmektedir.
Zâhiren aşk âşıkla kâim ve aşka dair davranışlar da ondan sadır olmaktadır. Ancak hakikati itibariyle âşık maşukunda fânî olmuştur. Ondan zuhur eden her ne kadar söz ve fiiller var ise hepsi bâkî olan maşuğunundur. Kelimelerin aşkın manasını ifade etmekteki acziyeti ve sınırlılığı ve insan aklının bu husustaki yetersizliği aşkın fiillerini âşıka izafetini gerektirmiştir.
Allah yolu sonu olmayan bir yoldur. Bu yol aşk yoludur. Nihayetsiz makamları vardır. Herhangi bir mertebede karar eylemek eksikliktir. Yüce Allah katında iki çeşit hırs vardır. İlki Hakkın aşkına hâris olmaktır ki bu kemaldir. İkincisi ise ondan başkasının aşkına tutulup hâris olmaktır ki bu bir tür rezillik, ayıp ve ardır. İlahî aşk yolunda bir makama kanaat zillete, bir diğer makama doğru hırs ve tamah ise kemal, izzet ve saadete delalet eder.
Aşk, Yüce Allahın Hakk ismi şerifinin mazharı ve mutlak vücudunun aynasıdır. Nefsani ve rahmani tüm hallerin üzerindedir ve bunlara tasarruf etmektedir.
Zâhiren aşk âşıkla kâim ve aşka dair davranışlar da ondan sadır olmaktadır. Ancak hakikati itibariyle âşık maşukunda fânî olmuştur. Ondan zuhur eden her ne kadar söz ve fiiller var ise hepsi bâkî olan maşuğunundur. Kelimelerin aşkın manasını ifade etmekteki acziyeti ve sınırlılığı ve insan aklının bu husustaki yetersizliği aşkın fiillerini âşıka izafetini gerektirmiştir.
Allah yolu sonu olmayan bir yoldur. Bu yol aşk yoludur. Nihayetsiz makamları vardır. Herhangi bir mertebede karar eylemek eksikliktir. Yüce Allah katında iki çeşit hırs vardır. İlki Hakkın aşkına hâris olmaktır ki bu kemaldir. İkincisi ise ondan başkasının aşkına tutulup hâris olmaktır ki bu bir tür rezillik, ayıp ve ardır. İlahî aşk yolunda bir makama kanaat zillete, bir diğer makama doğru hırs ve tamah ise kemal, izzet ve saadete delalet eder.