9789750811586
80634
https://www.sahafium.com/kitap/imanin-ve-iktidarin-hizmetinde-islam-mimarisi-p80634.html
İmanın ve İktidarın Hizmetinde İslam Mimarisi
0.00
7. yüzyılda doğan İslam, kısa sürede kendine özgü görkemli bir mimari geliştirmiştir. Mimarlık tarihçisi Henri Stierlin, Müslüman yapılarının bin bir biçimini betimleyip açıklarken, on yüzyılı aşkın bir süre boyunca görkemli bir atılım ve solukla yaşayan canlı bir sanatın hiç değişmeyen yanlarını ve sonsuz çeşitlenmelerini vurguluyor.
Tadımlık
İslam dünyasının karakteristik imgesi: Caminin minaresine çıkmış müezzin, şehre ezan okuyor. Müezzin şu sözleri makamlı bir şekilde okur: Allahu ekber. Eşhedü enlâ ilâhe illallâh. Eşhedü enne Muhammeden resûlullah. Hayye ales-salâh. Hayye alel-felâh. Allahu ekber. Lâ ilâhe illallâh. Medinede yerleşen ve bugün Müslüman ülkelerin hepsine yayılmış olan bu gelenek, müminlerin hayat ritmini belirler.
İçindekiler
Giriş
Gırnata'dan Agra'ya İslam'ın baş yapıtları.
Bölüm 1
Biçimlerin Kaynakları / Hz. Muhammed ve caminin kökenleri. İbadethânenin bölümleri. İmparatorluğun birliği ve dini mezhepler arasında Atlantik'ten Hindistan'a kadar İslam'ın yayılması.
Bölüm 2
Emevi ve Abbasi Klasisizmi
İlk anıtlar ve kaynakları: Kudüs'te Kubbet's-Sahra, Şam'da Ümeyye Camii, Kurtuba Cami-i Kebiri, İslam'ın Batı'daki mücevheri. Bağdat ve Samarra kentleri.
Bölüm 3
İran, Anadolu ve Hindistan Gelişmesi
İran'ın mimari mimarlık alanındaki ana rolü. Selçukluların akınları ve taş mimarisi. Delhi sultanlığı.
Bölüm 4
Kahire, Gırnata ve Fasta En Parlak Çağ
Fatımi halifeliği, Eyyubilerin Suriye'da, Memlukların Mısır'da büyümesi. İspan ve Fas'ta Nasriler ve Meriniler
Bölüm 5
Timurlular, Safeviler ve Büyük Moğollar
Timur dönemi, Semerkand'da her yerde boy gösteren çiniler ve Şah Abbas'ın yeni İsfahan'ı. Büyük Moğollar'da beyaz mermer ve kızıl kumaşı.
Bölüm 6
Osmanlı Türkiyesi: Bâbıali Sanatı
Bursa ve Osmanlı sanatının kaynakları. Sinan, Süleymaniye ile birlikte Kanuni Sultan Süleyman'ı yüceltip ardından Edirne'deki Selimiye'yi yaparak dönemini tamamlıyor. Durgunluk dönemi ve sonrasında yaratıcılığın gerilemesi.
Vahyedilmiş en son din olan İslam, 7. yüzyılda doğmuş ve ilk başlangıç döneminden itibaren görkemli bir mimari geliştirmiştir. Hz. Muhammed'in Medine'deki basit evinden başlayarak, bu yeni iman kendini yeni bir bina türü ile ifade eder: Mescid-i cami.
İslam dünyasındaki inşa sanatı, fethettiği uygarlıkların bazı özelliklerini alıp kullansa da, gerek namaz mekânları gerekse sarayları ve kaleleriyle, olgunlaşmış bir estetik akım olarak kendini gösterir. Daha önce hiç görülmemiş biçimler ortaya çıkar.
Mimarlar hipostil camiyi, eyvanı, mukarnasları, çıkma mazgalları, kubbeleri ve mihrabı kaplayan çini bezemeleri icat ederler. Hiç durmadan çeşitlenen bu dil her yerde bezemelerle, arasbekle, geometrik motiflerle, taşparmaklıklarla ve özellikle kutsal metinlerle kendini ifade eder.
Mimarlık tarihçisi Henri Stierlin, Müslüman yapılarının bin bir biçimini betimleyip açıklarken, on yüzyılı aşkın bir süre boyunca görkemli bir atılım ve solukla yaşayan canlı bir sanatın hiç değişmeyen yanlarını ve sonsuz çeşitlenmlerini vurguluyor.
Emeviler, Abbasiler, İranlılar, Selçuklular, Büyük Moğol İmparatorluğu, Osmanlılar İspanya'dan Hindistan'a kadar uzanan bir coğrafyada Kudüs'te Kubbetü's-Sahra'yı, Şam ve Kurtuba camilerini, Semerkand'da Gur-Emir'i, Isfahan Camii'ni, Şalimar bahçelerini, Agra'da Tac Mahal'i, İstanbul'da Süleymaniye'yi inşa ettiler... 160'tan fazla belge...
Tadımlık
İslam dünyasının karakteristik imgesi: Caminin minaresine çıkmış müezzin, şehre ezan okuyor. Müezzin şu sözleri makamlı bir şekilde okur: Allahu ekber. Eşhedü enlâ ilâhe illallâh. Eşhedü enne Muhammeden resûlullah. Hayye ales-salâh. Hayye alel-felâh. Allahu ekber. Lâ ilâhe illallâh. Medinede yerleşen ve bugün Müslüman ülkelerin hepsine yayılmış olan bu gelenek, müminlerin hayat ritmini belirler.
İçindekiler
Giriş
Gırnata'dan Agra'ya İslam'ın baş yapıtları.
Bölüm 1
Biçimlerin Kaynakları / Hz. Muhammed ve caminin kökenleri. İbadethânenin bölümleri. İmparatorluğun birliği ve dini mezhepler arasında Atlantik'ten Hindistan'a kadar İslam'ın yayılması.
Bölüm 2
Emevi ve Abbasi Klasisizmi
İlk anıtlar ve kaynakları: Kudüs'te Kubbet's-Sahra, Şam'da Ümeyye Camii, Kurtuba Cami-i Kebiri, İslam'ın Batı'daki mücevheri. Bağdat ve Samarra kentleri.
Bölüm 3
İran, Anadolu ve Hindistan Gelişmesi
İran'ın mimari mimarlık alanındaki ana rolü. Selçukluların akınları ve taş mimarisi. Delhi sultanlığı.
Bölüm 4
Kahire, Gırnata ve Fasta En Parlak Çağ
Fatımi halifeliği, Eyyubilerin Suriye'da, Memlukların Mısır'da büyümesi. İspan ve Fas'ta Nasriler ve Meriniler
Bölüm 5
Timurlular, Safeviler ve Büyük Moğollar
Timur dönemi, Semerkand'da her yerde boy gösteren çiniler ve Şah Abbas'ın yeni İsfahan'ı. Büyük Moğollar'da beyaz mermer ve kızıl kumaşı.
Bölüm 6
Osmanlı Türkiyesi: Bâbıali Sanatı
Bursa ve Osmanlı sanatının kaynakları. Sinan, Süleymaniye ile birlikte Kanuni Sultan Süleyman'ı yüceltip ardından Edirne'deki Selimiye'yi yaparak dönemini tamamlıyor. Durgunluk dönemi ve sonrasında yaratıcılığın gerilemesi.
Vahyedilmiş en son din olan İslam, 7. yüzyılda doğmuş ve ilk başlangıç döneminden itibaren görkemli bir mimari geliştirmiştir. Hz. Muhammed'in Medine'deki basit evinden başlayarak, bu yeni iman kendini yeni bir bina türü ile ifade eder: Mescid-i cami.
İslam dünyasındaki inşa sanatı, fethettiği uygarlıkların bazı özelliklerini alıp kullansa da, gerek namaz mekânları gerekse sarayları ve kaleleriyle, olgunlaşmış bir estetik akım olarak kendini gösterir. Daha önce hiç görülmemiş biçimler ortaya çıkar.
Mimarlar hipostil camiyi, eyvanı, mukarnasları, çıkma mazgalları, kubbeleri ve mihrabı kaplayan çini bezemeleri icat ederler. Hiç durmadan çeşitlenen bu dil her yerde bezemelerle, arasbekle, geometrik motiflerle, taşparmaklıklarla ve özellikle kutsal metinlerle kendini ifade eder.
Mimarlık tarihçisi Henri Stierlin, Müslüman yapılarının bin bir biçimini betimleyip açıklarken, on yüzyılı aşkın bir süre boyunca görkemli bir atılım ve solukla yaşayan canlı bir sanatın hiç değişmeyen yanlarını ve sonsuz çeşitlenmlerini vurguluyor.
Emeviler, Abbasiler, İranlılar, Selçuklular, Büyük Moğol İmparatorluğu, Osmanlılar İspanya'dan Hindistan'a kadar uzanan bir coğrafyada Kudüs'te Kubbetü's-Sahra'yı, Şam ve Kurtuba camilerini, Semerkand'da Gur-Emir'i, Isfahan Camii'ni, Şalimar bahçelerini, Agra'da Tac Mahal'i, İstanbul'da Süleymaniye'yi inşa ettiler... 160'tan fazla belge...
7. yüzyılda doğan İslam, kısa sürede kendine özgü görkemli bir mimari geliştirmiştir. Mimarlık tarihçisi Henri Stierlin, Müslüman yapılarının bin bir biçimini betimleyip açıklarken, on yüzyılı aşkın bir süre boyunca görkemli bir atılım ve solukla yaşayan canlı bir sanatın hiç değişmeyen yanlarını ve sonsuz çeşitlenmelerini vurguluyor.
Tadımlık
İslam dünyasının karakteristik imgesi: Caminin minaresine çıkmış müezzin, şehre ezan okuyor. Müezzin şu sözleri makamlı bir şekilde okur: Allahu ekber. Eşhedü enlâ ilâhe illallâh. Eşhedü enne Muhammeden resûlullah. Hayye ales-salâh. Hayye alel-felâh. Allahu ekber. Lâ ilâhe illallâh. Medinede yerleşen ve bugün Müslüman ülkelerin hepsine yayılmış olan bu gelenek, müminlerin hayat ritmini belirler.
İçindekiler
Giriş
Gırnata'dan Agra'ya İslam'ın baş yapıtları.
Bölüm 1
Biçimlerin Kaynakları / Hz. Muhammed ve caminin kökenleri. İbadethânenin bölümleri. İmparatorluğun birliği ve dini mezhepler arasında Atlantik'ten Hindistan'a kadar İslam'ın yayılması.
Bölüm 2
Emevi ve Abbasi Klasisizmi
İlk anıtlar ve kaynakları: Kudüs'te Kubbet's-Sahra, Şam'da Ümeyye Camii, Kurtuba Cami-i Kebiri, İslam'ın Batı'daki mücevheri. Bağdat ve Samarra kentleri.
Bölüm 3
İran, Anadolu ve Hindistan Gelişmesi
İran'ın mimari mimarlık alanındaki ana rolü. Selçukluların akınları ve taş mimarisi. Delhi sultanlığı.
Bölüm 4
Kahire, Gırnata ve Fasta En Parlak Çağ
Fatımi halifeliği, Eyyubilerin Suriye'da, Memlukların Mısır'da büyümesi. İspan ve Fas'ta Nasriler ve Meriniler
Bölüm 5
Timurlular, Safeviler ve Büyük Moğollar
Timur dönemi, Semerkand'da her yerde boy gösteren çiniler ve Şah Abbas'ın yeni İsfahan'ı. Büyük Moğollar'da beyaz mermer ve kızıl kumaşı.
Bölüm 6
Osmanlı Türkiyesi: Bâbıali Sanatı
Bursa ve Osmanlı sanatının kaynakları. Sinan, Süleymaniye ile birlikte Kanuni Sultan Süleyman'ı yüceltip ardından Edirne'deki Selimiye'yi yaparak dönemini tamamlıyor. Durgunluk dönemi ve sonrasında yaratıcılığın gerilemesi.
Vahyedilmiş en son din olan İslam, 7. yüzyılda doğmuş ve ilk başlangıç döneminden itibaren görkemli bir mimari geliştirmiştir. Hz. Muhammed'in Medine'deki basit evinden başlayarak, bu yeni iman kendini yeni bir bina türü ile ifade eder: Mescid-i cami.
İslam dünyasındaki inşa sanatı, fethettiği uygarlıkların bazı özelliklerini alıp kullansa da, gerek namaz mekânları gerekse sarayları ve kaleleriyle, olgunlaşmış bir estetik akım olarak kendini gösterir. Daha önce hiç görülmemiş biçimler ortaya çıkar.
Mimarlar hipostil camiyi, eyvanı, mukarnasları, çıkma mazgalları, kubbeleri ve mihrabı kaplayan çini bezemeleri icat ederler. Hiç durmadan çeşitlenen bu dil her yerde bezemelerle, arasbekle, geometrik motiflerle, taşparmaklıklarla ve özellikle kutsal metinlerle kendini ifade eder.
Mimarlık tarihçisi Henri Stierlin, Müslüman yapılarının bin bir biçimini betimleyip açıklarken, on yüzyılı aşkın bir süre boyunca görkemli bir atılım ve solukla yaşayan canlı bir sanatın hiç değişmeyen yanlarını ve sonsuz çeşitlenmlerini vurguluyor.
Emeviler, Abbasiler, İranlılar, Selçuklular, Büyük Moğol İmparatorluğu, Osmanlılar İspanya'dan Hindistan'a kadar uzanan bir coğrafyada Kudüs'te Kubbetü's-Sahra'yı, Şam ve Kurtuba camilerini, Semerkand'da Gur-Emir'i, Isfahan Camii'ni, Şalimar bahçelerini, Agra'da Tac Mahal'i, İstanbul'da Süleymaniye'yi inşa ettiler... 160'tan fazla belge...
Tadımlık
İslam dünyasının karakteristik imgesi: Caminin minaresine çıkmış müezzin, şehre ezan okuyor. Müezzin şu sözleri makamlı bir şekilde okur: Allahu ekber. Eşhedü enlâ ilâhe illallâh. Eşhedü enne Muhammeden resûlullah. Hayye ales-salâh. Hayye alel-felâh. Allahu ekber. Lâ ilâhe illallâh. Medinede yerleşen ve bugün Müslüman ülkelerin hepsine yayılmış olan bu gelenek, müminlerin hayat ritmini belirler.
İçindekiler
Giriş
Gırnata'dan Agra'ya İslam'ın baş yapıtları.
Bölüm 1
Biçimlerin Kaynakları / Hz. Muhammed ve caminin kökenleri. İbadethânenin bölümleri. İmparatorluğun birliği ve dini mezhepler arasında Atlantik'ten Hindistan'a kadar İslam'ın yayılması.
Bölüm 2
Emevi ve Abbasi Klasisizmi
İlk anıtlar ve kaynakları: Kudüs'te Kubbet's-Sahra, Şam'da Ümeyye Camii, Kurtuba Cami-i Kebiri, İslam'ın Batı'daki mücevheri. Bağdat ve Samarra kentleri.
Bölüm 3
İran, Anadolu ve Hindistan Gelişmesi
İran'ın mimari mimarlık alanındaki ana rolü. Selçukluların akınları ve taş mimarisi. Delhi sultanlığı.
Bölüm 4
Kahire, Gırnata ve Fasta En Parlak Çağ
Fatımi halifeliği, Eyyubilerin Suriye'da, Memlukların Mısır'da büyümesi. İspan ve Fas'ta Nasriler ve Meriniler
Bölüm 5
Timurlular, Safeviler ve Büyük Moğollar
Timur dönemi, Semerkand'da her yerde boy gösteren çiniler ve Şah Abbas'ın yeni İsfahan'ı. Büyük Moğollar'da beyaz mermer ve kızıl kumaşı.
Bölüm 6
Osmanlı Türkiyesi: Bâbıali Sanatı
Bursa ve Osmanlı sanatının kaynakları. Sinan, Süleymaniye ile birlikte Kanuni Sultan Süleyman'ı yüceltip ardından Edirne'deki Selimiye'yi yaparak dönemini tamamlıyor. Durgunluk dönemi ve sonrasında yaratıcılığın gerilemesi.
Vahyedilmiş en son din olan İslam, 7. yüzyılda doğmuş ve ilk başlangıç döneminden itibaren görkemli bir mimari geliştirmiştir. Hz. Muhammed'in Medine'deki basit evinden başlayarak, bu yeni iman kendini yeni bir bina türü ile ifade eder: Mescid-i cami.
İslam dünyasındaki inşa sanatı, fethettiği uygarlıkların bazı özelliklerini alıp kullansa da, gerek namaz mekânları gerekse sarayları ve kaleleriyle, olgunlaşmış bir estetik akım olarak kendini gösterir. Daha önce hiç görülmemiş biçimler ortaya çıkar.
Mimarlar hipostil camiyi, eyvanı, mukarnasları, çıkma mazgalları, kubbeleri ve mihrabı kaplayan çini bezemeleri icat ederler. Hiç durmadan çeşitlenen bu dil her yerde bezemelerle, arasbekle, geometrik motiflerle, taşparmaklıklarla ve özellikle kutsal metinlerle kendini ifade eder.
Mimarlık tarihçisi Henri Stierlin, Müslüman yapılarının bin bir biçimini betimleyip açıklarken, on yüzyılı aşkın bir süre boyunca görkemli bir atılım ve solukla yaşayan canlı bir sanatın hiç değişmeyen yanlarını ve sonsuz çeşitlenmlerini vurguluyor.
Emeviler, Abbasiler, İranlılar, Selçuklular, Büyük Moğol İmparatorluğu, Osmanlılar İspanya'dan Hindistan'a kadar uzanan bir coğrafyada Kudüs'te Kubbetü's-Sahra'yı, Şam ve Kurtuba camilerini, Semerkand'da Gur-Emir'i, Isfahan Camii'ni, Şalimar bahçelerini, Agra'da Tac Mahal'i, İstanbul'da Süleymaniye'yi inşa ettiler... 160'tan fazla belge...