Hilmi Ziya Ülken (1901-1974), Yakup Kadri Karaosmanoğlundan sonra, Kemal Tahirden önce, imparatorluğun yıkılışından başlayıp yeni Türkiyenin kuruluşuna kadar uzanan büyük bir yorum bileşiği olan İnsan Meddücezri dizisini 1939 yılında kaleme almaya başlar. Dizinin yayımlanan ilk kitabı olan Yarım Adam mütarekenin ilk aylarında geçer. Okur daha ilk sayfalarda henüz Anadolu hareketinin başlamadığı karanlık bir tedirginliğin içinde bulur kendini. Koca saltanatın yerinde yeller esiyor. Harp dönüşü, bir mahşer. Bu mahşer dünyanın en büyük saltanatlarından birinin dört bucağından koparak İstanbula dönüyor. Şehrin birer köşesine sığınıyor. Beş asırlık yatağına çekilmiş, Romadan, Çinden, İrandan büyük bir meddin cezri Romanın başkişisi Mehmet Demir yıllarca batıda kalmış ve ülkesini pek tanımayan, ancak halka karşı özeleştiri ve gözlemlerle yüklü bir entelektüeldir.
Etrafında her şey temelsiz, dalgalarla sürüklenip gitmeye mahkûmdu. Hiçbir şey yerli yerinde değildi. İrat sahipleri sosyalist ve işçiler dindardı. Münevverler mistik ve halk ilme hevesliydi. Askerler tüccar ve tüccarlar siyasiydi. Haydutlar itibar yerinde ve eşraf mahkeme kapılarındaydı. Yarım Adamda yaratılmış duygusal atmosfer, yitirilmiş bir aşk ve cinselliğin kuruntularıyla ilmek ilmek örülmüştür. Altı aylık bir süre içinde Demir, Nurinnisa ile romantik bir ilişki yaşamaya başlar ve Bursada onun babası Kurdoğlu Bekir Beyle bir gazete kurar, iş-işçi-patron sorunlarına ışık tutan yazılar yazar.
Yazılarında zinde bir hayatı telkin ediyordu. Halbuki bizzat kendisi ve arkadaşları hastaydı. O, hakiki dostluk arıyordu. Fakat onların her gün birbirini aldatmaktan başka bir şey yapmadıklarını pekâlâ görüyordu. Kuvvetini işçi ve köylüden alacak bir fikre inanıyor. Fakat etrafına toplanan bir avuç adamda ne işçi, ne de köylü var; cüretini kaybetmiş memurlara ve evhamlılara dayandığını biliyordu.
Yarım Adam aydın yalnızlığını, umarsızlığını, mutsuzluğunu, inançla inançsızlık arasındaki kararsızlığını başarıyla anlatıyor. Bu eserle Hilmi Ziya Ülken, güçlü betimleme üslubu ve psikolojik derinlikler arayışıyla usta romancı kişiliğiyle öne çıkıyor. İnsan Meddücezri dizisinin diğer kitabı Posta Yolu da önümüzdeki aylarda okurla buluşacak
Hilmi Ziya Ülken (1901-1974), Yakup Kadri Karaosmanoğlundan sonra, Kemal Tahirden önce, imparatorluğun yıkılışından başlayıp yeni Türkiyenin kuruluşuna kadar uzanan büyük bir yorum bileşiği olan İnsan Meddücezri dizisini 1939 yılında kaleme almaya başlar. Dizinin yayımlanan ilk kitabı olan Yarım Adam mütarekenin ilk aylarında geçer. Okur daha ilk sayfalarda henüz Anadolu hareketinin başlamadığı karanlık bir tedirginliğin içinde bulur kendini. Koca saltanatın yerinde yeller esiyor. Harp dönüşü, bir mahşer. Bu mahşer dünyanın en büyük saltanatlarından birinin dört bucağından koparak İstanbula dönüyor. Şehrin birer köşesine sığınıyor. Beş asırlık yatağına çekilmiş, Romadan, Çinden, İrandan büyük bir meddin cezri Romanın başkişisi Mehmet Demir yıllarca batıda kalmış ve ülkesini pek tanımayan, ancak halka karşı özeleştiri ve gözlemlerle yüklü bir entelektüeldir.
Etrafında her şey temelsiz, dalgalarla sürüklenip gitmeye mahkûmdu. Hiçbir şey yerli yerinde değildi. İrat sahipleri sosyalist ve işçiler dindardı. Münevverler mistik ve halk ilme hevesliydi. Askerler tüccar ve tüccarlar siyasiydi. Haydutlar itibar yerinde ve eşraf mahkeme kapılarındaydı. Yarım Adamda yaratılmış duygusal atmosfer, yitirilmiş bir aşk ve cinselliğin kuruntularıyla ilmek ilmek örülmüştür. Altı aylık bir süre içinde Demir, Nurinnisa ile romantik bir ilişki yaşamaya başlar ve Bursada onun babası Kurdoğlu Bekir Beyle bir gazete kurar, iş-işçi-patron sorunlarına ışık tutan yazılar yazar.
Yazılarında zinde bir hayatı telkin ediyordu. Halbuki bizzat kendisi ve arkadaşları hastaydı. O, hakiki dostluk arıyordu. Fakat onların her gün birbirini aldatmaktan başka bir şey yapmadıklarını pekâlâ görüyordu. Kuvvetini işçi ve köylüden alacak bir fikre inanıyor. Fakat etrafına toplanan bir avuç adamda ne işçi, ne de köylü var; cüretini kaybetmiş memurlara ve evhamlılara dayandığını biliyordu.
Yarım Adam aydın yalnızlığını, umarsızlığını, mutsuzluğunu, inançla inançsızlık arasındaki kararsızlığını başarıyla anlatıyor. Bu eserle Hilmi Ziya Ülken, güçlü betimleme üslubu ve psikolojik derinlikler arayışıyla usta romancı kişiliğiyle öne çıkıyor. İnsan Meddücezri dizisinin diğer kitabı Posta Yolu da önümüzdeki aylarda okurla buluşacak