İslam Ahlak Felsefesine Giriş

Stok Kodu:
9786059706742
Boyut:
165-240
Sayfa Sayısı:
175
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2016-05
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
0,00
9786059706742
224982
İslam Ahlak Felsefesine Giriş
İslam Ahlak Felsefesine Giriş
0.00
Bu çalışma, İslâm felsefesinin klasik dönemi olarak kabul edilen IX-XI. yüzyıllarda yaşamış İslâm filozoflarının ahlâk konusundaki görüşlerini, ahlâk adına ele aldıkları temel problemleri merkeze alan; "problem merkezli" bir "giriş"tir.

Felsefede "ahlâk", zaman zaman başat problem olarak algılanmış; diğer problemlerle ahlâk ile alakalı olduğu kadar ya da ona zemin hazırlamak için ilgilenilmiştir. Zaman zaman da görmezden gelinerek yok sayılmıştır; "bilimsele" uymaz görülerek felsefenin dışına itilmeye çalışılmıştır. Günümüzde de bazı felsefe çevreleri, konuya hiç rağbet etmemektedir. Bazı çevreler ise "uygulamalı etik" ve "meslek etiği" ile ilgilerini sınırlandırmışlardır. Oysa bilindiği gibi insan ve onun ahlâkının anlaşılması, öncelikle ona felsefi bakış tarzıyla eğilip mahiyetinin tespit edilmesini gerektirmektedir. Aksi halde "ne" üzerinden, hangi "temel"den, sorun önce görülecek ve sonra da tartışılıp çözümler sunulabilecektir ki.

Acaba "müslüman filozoflar"ın (felâsife) nazarında ahlâkın yeri ve önemi nedir? Onlar ahlâka nasıl bakmaktadırlar? Hangi temelden hareket edip çözümler önermektedirler? "Ahlâksız" olur mu? Ya da daha doğrusu "insan" olunur mu?..
Bu çalışma, İslâm felsefesinin klasik dönemi olarak kabul edilen IX-XI. yüzyıllarda yaşamış İslâm filozoflarının ahlâk konusundaki görüşlerini, ahlâk adına ele aldıkları temel problemleri merkeze alan; "problem merkezli" bir "giriş"tir.

Felsefede "ahlâk", zaman zaman başat problem olarak algılanmış; diğer problemlerle ahlâk ile alakalı olduğu kadar ya da ona zemin hazırlamak için ilgilenilmiştir. Zaman zaman da görmezden gelinerek yok sayılmıştır; "bilimsele" uymaz görülerek felsefenin dışına itilmeye çalışılmıştır. Günümüzde de bazı felsefe çevreleri, konuya hiç rağbet etmemektedir. Bazı çevreler ise "uygulamalı etik" ve "meslek etiği" ile ilgilerini sınırlandırmışlardır. Oysa bilindiği gibi insan ve onun ahlâkının anlaşılması, öncelikle ona felsefi bakış tarzıyla eğilip mahiyetinin tespit edilmesini gerektirmektedir. Aksi halde "ne" üzerinden, hangi "temel"den, sorun önce görülecek ve sonra da tartışılıp çözümler sunulabilecektir ki.

Acaba "müslüman filozoflar"ın (felâsife) nazarında ahlâkın yeri ve önemi nedir? Onlar ahlâka nasıl bakmaktadırlar? Hangi temelden hareket edip çözümler önermektedirler? "Ahlâksız" olur mu? Ya da daha doğrusu "insan" olunur mu?..
Kapat