İslam Bilimi ve Avrupa Rönesansının Oluşumu

Stok Kodu:
9786056289439
Boyut:
165-235
Sayfa Sayısı:
272
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2012-05
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
1. Hamur
Dili:
Türkçe
Konu:
0,00
9786056289439
165022
İslam Bilimi ve Avrupa Rönesansının Oluşumu
İslam Bilimi ve Avrupa Rönesansının Oluşumu
0.00

Baştan beri İslam medeniyetine, negatif bir dini düşünce olarak bakan ve din ile bilim arasındaki ilişkiyi Avrupa açısından değerlendirerek yalnızca bir çatışmadan ibaret gören kesimler, İslam medeniyetinde akılcılığın öldüğünü ve bunun nedeninin de, bilimsel ve felsefi düşünce pahasına yükselen dini düşünce olduğunu ileri sürerler. Bunlar için gelişme, Avrupada olduğu gibi, bilimin kiliseyi yenmesinden ibarettir. Böylece herhangi bir medeniyetin gelişme içinde sayılabilmesi için, evrensel çizgiyi ve düzenli araştırmayı yakalamadan önce, bu uğraşıyı vermesi, yani bu medeniyetlerde bilimin, kendi dininin üstesinden gelmesi gerekir.

Saliba ise bu kitabında, Muhammed b. Musanın Batlamyusu eleştirisinin, Ra-zinin Galene karşı Şükukunun, İbn el-Heysemin Batlamyusa karşı Kuşkularının ve buna benzer nice başka çalışmanın, dönemin dini otoritelerine karşı değil, Yunan bilimsel geleneğine karşı yazılmış metinler olarak ortaya çıktığını ve İslam dünyasında bu tür bir geleneğin olmadığını ortaya koyuyor. Kitabı okuduğumuzda, aslında klasik anlatının hiçbir kanıta dayanmadığını, İslam ve Batı arasında kültürler arası zengin bir alışveriş olduğunu ve Rönesans bilim tarihini, en önemlisi de İslam bilim tarihini yeniden ve bir kez daha, Avrupamerkezci etkilerden uzak dikkatlice gözden geçirdiğimizde, Rönesansın imajının zihnimizde bütünüyle değişmiş olacağını göreceğiz.

Baştan beri İslam medeniyetine, negatif bir dini düşünce olarak bakan ve din ile bilim arasındaki ilişkiyi Avrupa açısından değerlendirerek yalnızca bir çatışmadan ibaret gören kesimler, İslam medeniyetinde akılcılığın öldüğünü ve bunun nedeninin de, bilimsel ve felsefi düşünce pahasına yükselen dini düşünce olduğunu ileri sürerler. Bunlar için gelişme, Avrupada olduğu gibi, bilimin kiliseyi yenmesinden ibarettir. Böylece herhangi bir medeniyetin gelişme içinde sayılabilmesi için, evrensel çizgiyi ve düzenli araştırmayı yakalamadan önce, bu uğraşıyı vermesi, yani bu medeniyetlerde bilimin, kendi dininin üstesinden gelmesi gerekir.

Saliba ise bu kitabında, Muhammed b. Musanın Batlamyusu eleştirisinin, Ra-zinin Galene karşı Şükukunun, İbn el-Heysemin Batlamyusa karşı Kuşkularının ve buna benzer nice başka çalışmanın, dönemin dini otoritelerine karşı değil, Yunan bilimsel geleneğine karşı yazılmış metinler olarak ortaya çıktığını ve İslam dünyasında bu tür bir geleneğin olmadığını ortaya koyuyor. Kitabı okuduğumuzda, aslında klasik anlatının hiçbir kanıta dayanmadığını, İslam ve Batı arasında kültürler arası zengin bir alışveriş olduğunu ve Rönesans bilim tarihini, en önemlisi de İslam bilim tarihini yeniden ve bir kez daha, Avrupamerkezci etkilerden uzak dikkatlice gözden geçirdiğimizde, Rönesansın imajının zihnimizde bütünüyle değişmiş olacağını göreceğiz.

Kapat