İstanbul İmparatorluklar Başkenti

Stok Kodu:
9789753331364
Boyut:
27 x 32 cm
Sayfa Sayısı:
400
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2010-06
Çeviren:
Ayşegül Sönmezay, Ela Gültekin
Kapak Türü:
Ciltli
Kağıt Türü:
Kuşe
Dili:
Türkçe
800,00
Taksitli fiyat: 12 x 85,33
1 adet mevcut
9789753331364
28669
İstanbul İmparatorluklar Başkenti
İstanbul İmparatorluklar Başkenti
800.00

Bir Yunan kolonisi olarak kurulan Byzantion, Bizans İmparatorluğu döneminde Konstantinopolis ve Osmanlılar döneminde de İstanbul adını aldı. Balkanlardan Kuzey Afrikaya kadar bütün Doğu Akdenizi kaplayan iki büyük imparatorluğun bakenti olan kent, on altı yüzyıl boyunca onların görkemini yansıttı. Bu kitap, aynı yerleim alanında, yüzyıllar boyunca ekillenen bu bakent uygarlığını sürekliliği içinde anlatıyor.
Byzantionla balayan, Roma İmparatorluğunun doğudaki yeni bakenti Konstantinopolisin kurulmasıyla süren kitap, bu dönemin efsanelerle iç içe geçmi muhteem anıtlarını, Ayasofya Kilisesine özel bir yer ayırarak tanıtıyor. Antik dünyanın çöküünü ortaçağ Konstantinopolisinin geliimi izlerken, görkemli mozaiklerle süslü birçok kilise ve manastır, değerli tezhipli yazmalar ve bugün dünyanın çeitli müzelerine dağılmı durumdaki değerli ikonalar yazarın anlatısına elik ediyor. Bizans sanatının son döneminde, aynı zamanda Rönesansın ilk ııklarına da tanıklık eden Hora Kilisesinin (Kariye Camii) muhteem mozaikleri çıkıveriyor karımıza.
Stefanos Yerasimos daha sonra, ilk Osmanlı bakentleri olan Bursa ve Edirnedeki Arap, İran ve Türk sanatlarının bireimine değiniyor. Bu bireim, 1453te fethedilen ve Osmanlı İmparatorluğunun bakenti olan İstanbulda yeni bir boyuta sıçrayacaktır.
Osmanlı İstanbulu, kent açısından da yeni bir iktidar coğrafyasının balangıcına iaret eder. Topkapı Sarayı yüzünü Boğaziçine döner ve imparatorluk ideolojisi giderek ağırlığını hissettirirken, 16. yüzyılda, Kanuni Sultan Süleyman döneminde yapılan selatin camiler Ayasofyayla yarıa girer. Dekoratif sanatlar, kumalar, çiniler, hat ve tezhip sanatları en parlak dönemlerini yaar. Daha sonra gelen gerileme dönemine rağmen, Osmanlı barok üslubu, hatta 19. yüzyıl Osmanlı eklektisizmi Boğaziçi kıyılarına yayılmı Doğu sanatının o mükemmel çizgilerini sürdürecektir.
Mimar, şehirci ve tarihçi Stefanos Yerasimos, 1942de İstanbulda doğmuştur. 1966dan aramızdan ayrıldığı 2005e kadar çoğunlukla Fransada yaşamış ve Paris VIII Üniversitesinde ders vermiştir. 1994-1999 yılları arasında İstanbul Fransız Anadolu Araştırma-ları Enstitüsünün müdürlüğünü ve 1996-2000 arasında Tarih Vakfı yönetim kurulu üyeliği yapmıştır.
Marko Polo, İbn Battuta, Jean Chardin, Pierre de Tournefortun yapıtları dahil, birçok seya-hatnameyi yayına hazırlamış, bu konuda, Les voyageurs dans lempire ottoman (1991) adlı bir incelemeyi yayımlamıştır.
Demeures ottomanes en Turquie (1992), Questions dOrient (1993) ve Istanbul, la mosquée de Soliman (1997) adlı kitapların da yazarı olan Yera-simosun Türkçede çıkmış yapıtları arasında şunlar sayılabilir: Azgelişmişlik Sürecinde Türkiye (1974/1992); Kurtuluş Savaşında Türk-Sovyet İlişkileri 1917-1923 (1979/2000); Kostantiniye ve Ayasofya Efsaneleri (1993); Milliyetler ve Sınırlar. Balkanlar, Kafkasya ve Ortadoğu (1994); Sultan Sofraları: 15. ve 16. Yüzyılda Osmanlı Saray Mutfağı (2002); Süleymaniye (2002).

Bir Yunan kolonisi olarak kurulan Byzantion, Bizans İmparatorluğu döneminde Konstantinopolis ve Osmanlılar döneminde de İstanbul adını aldı. Balkanlardan Kuzey Afrikaya kadar bütün Doğu Akdenizi kaplayan iki büyük imparatorluğun bakenti olan kent, on altı yüzyıl boyunca onların görkemini yansıttı. Bu kitap, aynı yerleim alanında, yüzyıllar boyunca ekillenen bu bakent uygarlığını sürekliliği içinde anlatıyor.
Byzantionla balayan, Roma İmparatorluğunun doğudaki yeni bakenti Konstantinopolisin kurulmasıyla süren kitap, bu dönemin efsanelerle iç içe geçmi muhteem anıtlarını, Ayasofya Kilisesine özel bir yer ayırarak tanıtıyor. Antik dünyanın çöküünü ortaçağ Konstantinopolisinin geliimi izlerken, görkemli mozaiklerle süslü birçok kilise ve manastır, değerli tezhipli yazmalar ve bugün dünyanın çeitli müzelerine dağılmı durumdaki değerli ikonalar yazarın anlatısına elik ediyor. Bizans sanatının son döneminde, aynı zamanda Rönesansın ilk ııklarına da tanıklık eden Hora Kilisesinin (Kariye Camii) muhteem mozaikleri çıkıveriyor karımıza.
Stefanos Yerasimos daha sonra, ilk Osmanlı bakentleri olan Bursa ve Edirnedeki Arap, İran ve Türk sanatlarının bireimine değiniyor. Bu bireim, 1453te fethedilen ve Osmanlı İmparatorluğunun bakenti olan İstanbulda yeni bir boyuta sıçrayacaktır.
Osmanlı İstanbulu, kent açısından da yeni bir iktidar coğrafyasının balangıcına iaret eder. Topkapı Sarayı yüzünü Boğaziçine döner ve imparatorluk ideolojisi giderek ağırlığını hissettirirken, 16. yüzyılda, Kanuni Sultan Süleyman döneminde yapılan selatin camiler Ayasofyayla yarıa girer. Dekoratif sanatlar, kumalar, çiniler, hat ve tezhip sanatları en parlak dönemlerini yaar. Daha sonra gelen gerileme dönemine rağmen, Osmanlı barok üslubu, hatta 19. yüzyıl Osmanlı eklektisizmi Boğaziçi kıyılarına yayılmı Doğu sanatının o mükemmel çizgilerini sürdürecektir.
Mimar, şehirci ve tarihçi Stefanos Yerasimos, 1942de İstanbulda doğmuştur. 1966dan aramızdan ayrıldığı 2005e kadar çoğunlukla Fransada yaşamış ve Paris VIII Üniversitesinde ders vermiştir. 1994-1999 yılları arasında İstanbul Fransız Anadolu Araştırma-ları Enstitüsünün müdürlüğünü ve 1996-2000 arasında Tarih Vakfı yönetim kurulu üyeliği yapmıştır.
Marko Polo, İbn Battuta, Jean Chardin, Pierre de Tournefortun yapıtları dahil, birçok seya-hatnameyi yayına hazırlamış, bu konuda, Les voyageurs dans lempire ottoman (1991) adlı bir incelemeyi yayımlamıştır.
Demeures ottomanes en Turquie (1992), Questions dOrient (1993) ve Istanbul, la mosquée de Soliman (1997) adlı kitapların da yazarı olan Yera-simosun Türkçede çıkmış yapıtları arasında şunlar sayılabilir: Azgelişmişlik Sürecinde Türkiye (1974/1992); Kurtuluş Savaşında Türk-Sovyet İlişkileri 1917-1923 (1979/2000); Kostantiniye ve Ayasofya Efsaneleri (1993); Milliyetler ve Sınırlar. Balkanlar, Kafkasya ve Ortadoğu (1994); Sultan Sofraları: 15. ve 16. Yüzyılda Osmanlı Saray Mutfağı (2002); Süleymaniye (2002).

Kapat