Sultan II. Abdülhamit'in saltanatının devam ettiği 1894 yılında, Alman asıllı İngiliz filoloğu ve oryantalisti Max Müller ve eşi Georgina Adelaide Müller tarafından kaleme alınmış toplam on altı mektuptan oluşan ve On Dokuzuncu Asır Biterken İstanbul'un Saltanatlı Günleri adıyla ilk kez Türkçeye tercüme ettiğimiz eser, yine Batı'nın gözüyle bakabilmemizi, görebilmemizi sağlayacak bir çalışma.
Din, arkeoloji ve siyasete dair toplam dört mektup, konuların uzmanı Max Müller; mesire yerleri, resmi törenler, Türk kadını gibi konuları içeren mektuplar ise Georgina Adelaide Müller tarafından kaleme alınmış. Mektupların ayırt edici özelliği, o dönemde Batı'da ve Batılılarda ekseriyetle görülen Abdülhamit düşmanlığının bu çiftte kesinlikle tezahür etmiyor olması. Bilakis kendileri, Sultan'ın sağlık, eğitim ve kültür alanlarında ne kadar da önemli adımlar attığını ve kadın meselesine karşı ne denli hassas olduğunu her fırsatta vurguluyorlar.
Sultan II. Abdülhamit'in saltanatının devam ettiği 1894 yılında, Alman asıllı İngiliz filoloğu ve oryantalisti Max Müller ve eşi Georgina Adelaide Müller tarafından kaleme alınmış toplam on altı mektuptan oluşan ve On Dokuzuncu Asır Biterken İstanbul'un Saltanatlı Günleri adıyla ilk kez Türkçeye tercüme ettiğimiz eser, yine Batı'nın gözüyle bakabilmemizi, görebilmemizi sağlayacak bir çalışma.
Din, arkeoloji ve siyasete dair toplam dört mektup, konuların uzmanı Max Müller; mesire yerleri, resmi törenler, Türk kadını gibi konuları içeren mektuplar ise Georgina Adelaide Müller tarafından kaleme alınmış. Mektupların ayırt edici özelliği, o dönemde Batı'da ve Batılılarda ekseriyetle görülen Abdülhamit düşmanlığının bu çiftte kesinlikle tezahür etmiyor olması. Bilakis kendileri, Sultan'ın sağlık, eğitim ve kültür alanlarında ne kadar da önemli adımlar attığını ve kadın meselesine karşı ne denli hassas olduğunu her fırsatta vurguluyorlar.