İsyancı Arap Ordusunda Bir Harbiyeli Arap Gözüyle Osmanlı

Stok Kodu:
9789758740703
Boyut:
125-225
Sayfa Sayısı:
304
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2009-01
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
0,00
9789758740703
106882
İsyancı Arap Ordusunda Bir Harbiyeli
İsyancı Arap Ordusunda Bir Harbiyeli Arap Gözüyle Osmanlı
0.00
İsyancı Arap Ordusunda Bir Harbiyeli, Klasik Yayınları'nın Arap dünyasının önemli ilim, fikir ve siyaset adamlarının Osmanlı'nın son dönemi ve Cumhuriyet'in ilk yıllarına dair hatırat, günlük ve seyahatnamelerini içeren "Arap Gözüyle Osmanlı" dizisinin dokuzuncu kitabı. Dizi, yakın dönem tarihimizi yeniden ve farklı bakışlarla okumamızı, yakın zamana kadar aynı idare altında yaşadığımız vilayetlerde geçen olayları konu etmesiyle de tarihî ve coğrafî derinliğimizi fark etmemizi amaçlıyor.

İsyancı Arap Ordusunda Bir Harbiyeli, Osmanlı ordusunda binbaşı rütbesiyle İngilizlere karşı mücadele ederken saf değiştirerek isyancı Arap ordusunun komutanlığını üstlenen Iraklı Cafer el-Askerî (1885-1936)'nin 1919 yılına kadar olan serüvenini kendi kaleminden aktarıyor.

Osmanlı bakiyesi toprakların yeni yönetimlerinde söz sahibi olan elitlerin önemli bir kısmı eğitimlerini Osmanlı mekteplerinde tamamlamış ve bu devlette asker, siyasetçi, bürokrat olarak görev yapmış kimseler. Çoğu Türkçe bilen bu kimselerin etnik kökenleri ve ideolojileri farklı olsa da alışkanlıklarında ve olaylara bakışlarında Osmanlı modernleşmesinin ortak mirasının izi sürülebiliyor. Bu kimseler ordudan parlamentoya, eğitim kurumlarından maliyeye yeni yönetimleri oluştururken kaçınılmaz olarak önceki tecrübelerinden istifade etme yoluna gitmişler. Bu yüzden gerek Ortadoğu'da gerek Balkanlar'da Osmanlı izlerini taşıyan yapılanmalar görmek mümkün. Cafer el-Askerî'nin hatıraları da bu tecrübeyi Irak örneğinde göstermesi açısından önem taşıyor.

Enver Paşa ve Mustafa Kemal'in yanı sıra Osmanlı, Arap ve İngiliz siyasetinin etkili simalarını yakından tanıma fırsatı bulan ve devrinin önemli olaylarına tanıklık eden Askerî'nin hatıraları, parlak bir Osmanlı subayının sıra dışı serüvenini ele alıyor. Gençliğinin erken bir döneminde Batı'da eğitim görmesi, daha sonra uzun süre İngiltere'de oturması, diğer birçok Avrupa ülkesine elçi olarak gitmesi, Batılı siyasetçilerle ve ileri gelenlerle içli dışlı olması gibi hususlar, Askerî'nin siyasî teamüllerini aynı dönemdeki diğer birçok Iraklı siyasetçininkinden ayırıyor.

Atalarının Kerkük yakınlarındaki Asker köyünde yaşaması sonucu Askerî adını alan Cafer el-Askerî'nin hatıralarının sonlandığı tarihten ölümüne kadarki faaliyetlerinin anlatıldığı bir kısım ve hatıratı tamamlayıcı mahiyette yine Askerî'ye ait bir metin ile bazı belgeler de hatıraların naşiri tarafından esere eklenerek okuyucuya bütüncül bir resim sunuluyor. Ağırlıklı olarak muharebe tasvirlerinden oluşan eser, sunduğu birtakım bilgi ve belgelerle dönemin askerî tarihinin aydınlatılmasına katkıda bulunuyor.

1921 sonrası Irak'ta iki kez başbakanlık, Savunma ve Dışişleri bakanlığı ile Irak'ın Londra temsilciliği gibi önemli görevler üstlenen Askerî, 1936'da General Bekir Sıdkı'nın gerçekleştirdiği darbe esnasında öldürülür. Cafer el-Askerî'nin hayatı boyunca Irak ve Arap ulusunun tarihini ilgilendiren birçok mühim hadiseye şahit olması, hatıralarına tarih açısından hususî bir önem kazandırıyor. Zaten kişisel macerası da birçok mühim ve ilginç hadiseyi içinde barındırıyor. 1915'te Almanlar tarafından Demir Haç nişanıyla taltif edilen Askerî'ye, saf değiştirdikten sonra General Allenby tarafından St. Michael ve St. George nişanlarının takılması ilginç olaylar arasında anılabilir. Zira Askerî, böylelikle Birinci Dünya Savaşı'nda birbirinin can düşmanı olan iki ülkenin şeref madalyalarına aynı anda sahip yegâne kişi unvanına sahip olur.
İsyancı Arap Ordusunda Bir Harbiyeli, Klasik Yayınları'nın Arap dünyasının önemli ilim, fikir ve siyaset adamlarının Osmanlı'nın son dönemi ve Cumhuriyet'in ilk yıllarına dair hatırat, günlük ve seyahatnamelerini içeren "Arap Gözüyle Osmanlı" dizisinin dokuzuncu kitabı. Dizi, yakın dönem tarihimizi yeniden ve farklı bakışlarla okumamızı, yakın zamana kadar aynı idare altında yaşadığımız vilayetlerde geçen olayları konu etmesiyle de tarihî ve coğrafî derinliğimizi fark etmemizi amaçlıyor.

İsyancı Arap Ordusunda Bir Harbiyeli, Osmanlı ordusunda binbaşı rütbesiyle İngilizlere karşı mücadele ederken saf değiştirerek isyancı Arap ordusunun komutanlığını üstlenen Iraklı Cafer el-Askerî (1885-1936)'nin 1919 yılına kadar olan serüvenini kendi kaleminden aktarıyor.

Osmanlı bakiyesi toprakların yeni yönetimlerinde söz sahibi olan elitlerin önemli bir kısmı eğitimlerini Osmanlı mekteplerinde tamamlamış ve bu devlette asker, siyasetçi, bürokrat olarak görev yapmış kimseler. Çoğu Türkçe bilen bu kimselerin etnik kökenleri ve ideolojileri farklı olsa da alışkanlıklarında ve olaylara bakışlarında Osmanlı modernleşmesinin ortak mirasının izi sürülebiliyor. Bu kimseler ordudan parlamentoya, eğitim kurumlarından maliyeye yeni yönetimleri oluştururken kaçınılmaz olarak önceki tecrübelerinden istifade etme yoluna gitmişler. Bu yüzden gerek Ortadoğu'da gerek Balkanlar'da Osmanlı izlerini taşıyan yapılanmalar görmek mümkün. Cafer el-Askerî'nin hatıraları da bu tecrübeyi Irak örneğinde göstermesi açısından önem taşıyor.

Enver Paşa ve Mustafa Kemal'in yanı sıra Osmanlı, Arap ve İngiliz siyasetinin etkili simalarını yakından tanıma fırsatı bulan ve devrinin önemli olaylarına tanıklık eden Askerî'nin hatıraları, parlak bir Osmanlı subayının sıra dışı serüvenini ele alıyor. Gençliğinin erken bir döneminde Batı'da eğitim görmesi, daha sonra uzun süre İngiltere'de oturması, diğer birçok Avrupa ülkesine elçi olarak gitmesi, Batılı siyasetçilerle ve ileri gelenlerle içli dışlı olması gibi hususlar, Askerî'nin siyasî teamüllerini aynı dönemdeki diğer birçok Iraklı siyasetçininkinden ayırıyor.

Atalarının Kerkük yakınlarındaki Asker köyünde yaşaması sonucu Askerî adını alan Cafer el-Askerî'nin hatıralarının sonlandığı tarihten ölümüne kadarki faaliyetlerinin anlatıldığı bir kısım ve hatıratı tamamlayıcı mahiyette yine Askerî'ye ait bir metin ile bazı belgeler de hatıraların naşiri tarafından esere eklenerek okuyucuya bütüncül bir resim sunuluyor. Ağırlıklı olarak muharebe tasvirlerinden oluşan eser, sunduğu birtakım bilgi ve belgelerle dönemin askerî tarihinin aydınlatılmasına katkıda bulunuyor.

1921 sonrası Irak'ta iki kez başbakanlık, Savunma ve Dışişleri bakanlığı ile Irak'ın Londra temsilciliği gibi önemli görevler üstlenen Askerî, 1936'da General Bekir Sıdkı'nın gerçekleştirdiği darbe esnasında öldürülür. Cafer el-Askerî'nin hayatı boyunca Irak ve Arap ulusunun tarihini ilgilendiren birçok mühim hadiseye şahit olması, hatıralarına tarih açısından hususî bir önem kazandırıyor. Zaten kişisel macerası da birçok mühim ve ilginç hadiseyi içinde barındırıyor. 1915'te Almanlar tarafından Demir Haç nişanıyla taltif edilen Askerî'ye, saf değiştirdikten sonra General Allenby tarafından St. Michael ve St. George nişanlarının takılması ilginç olaylar arasında anılabilir. Zira Askerî, böylelikle Birinci Dünya Savaşı'nda birbirinin can düşmanı olan iki ülkenin şeref madalyalarına aynı anda sahip yegâne kişi unvanına sahip olur.
Kapat