"1908 Devrimi'yle birlikte bu paşaların alıştığı eski dünya ve mutlakiyetçi düzen çökmüş, ancak onun yerini alacak yeni düzen hemen kurulamamıştır. (...) 1908 sonunda meclisin açılması ile 1913'ün başında İttihadcıların meşru olmayan bir hükûmetten yasadışı yöntemlerle iktidarı geri almaları arasında geçen sürenin siyasi tarihi, yeni oluşturulmuş bir meclise dayanan ve işleri buradan yürütmeye çalışan yeni rejim yanlıları ile her ne pahasına olursa olsun eski düzeni yeniden kurmayı amaçlayan monarşist güçler arasındaki bitmek bilmeyen mücadelenin tarihidir."
Modern Türkiye'nin oluşum tarihinde kilit rol oynayan bir dönem, 1908-1913 dönemi. Aykut Kansu, halihazır tarih yazımının dokunmadığı zengin bir kaynak birikimine dayanan olağanüstü titiz çalışmasında, bu kısa dönemin "mana ve ehemmiyetini" gözler önüne seriyor.
Canla başla direnen Osmanlı ancien regime'iyle, yani Eski Düzen'le 1908 Devrimi arasındaki kıyasıya mücadelenin berisinde, tümüyle politikanın değişim sürecinin gerilimine tanık oluyoruz kitapta.
Politikanın kapalı kapılar ardında devlet ricali tarafından yürütülen seçkinler arası bir faaliyet olmaktan çıkmaya, yavaş yavaş kamuoyuna, halka mal olmaya başlamasının sancılarını görüyoruz.
Adeta siyasi polisiye zevkiyle de okunabilecek kitap, bu yanıyla, Türkiye'nin politik kültürünün inşasıyla ilgili bir "harç analizi" niteliğindedir.
"1908 Devrimi'yle birlikte bu paşaların alıştığı eski dünya ve mutlakiyetçi düzen çökmüş, ancak onun yerini alacak yeni düzen hemen kurulamamıştır. (...) 1908 sonunda meclisin açılması ile 1913'ün başında İttihadcıların meşru olmayan bir hükûmetten yasadışı yöntemlerle iktidarı geri almaları arasında geçen sürenin siyasi tarihi, yeni oluşturulmuş bir meclise dayanan ve işleri buradan yürütmeye çalışan yeni rejim yanlıları ile her ne pahasına olursa olsun eski düzeni yeniden kurmayı amaçlayan monarşist güçler arasındaki bitmek bilmeyen mücadelenin tarihidir."
Modern Türkiye'nin oluşum tarihinde kilit rol oynayan bir dönem, 1908-1913 dönemi. Aykut Kansu, halihazır tarih yazımının dokunmadığı zengin bir kaynak birikimine dayanan olağanüstü titiz çalışmasında, bu kısa dönemin "mana ve ehemmiyetini" gözler önüne seriyor.
Canla başla direnen Osmanlı ancien regime'iyle, yani Eski Düzen'le 1908 Devrimi arasındaki kıyasıya mücadelenin berisinde, tümüyle politikanın değişim sürecinin gerilimine tanık oluyoruz kitapta.
Politikanın kapalı kapılar ardında devlet ricali tarafından yürütülen seçkinler arası bir faaliyet olmaktan çıkmaya, yavaş yavaş kamuoyuna, halka mal olmaya başlamasının sancılarını görüyoruz.
Adeta siyasi polisiye zevkiyle de okunabilecek kitap, bu yanıyla, Türkiye'nin politik kültürünün inşasıyla ilgili bir "harç analizi" niteliğindedir.