9786052071205
225623
https://www.sahafium.com/kitap/koca-sekbanbasi-risalesi-avamin-dusuncelerinin-reddedilmesi-p225623.html
Koca Sekbanbaşı Risalesi Avamın Düşüncelerinin Reddedilmesi Hulâsatü'l-Kelâm fî Reddi'l-Avâm
0.00
Sultan III. Selim (1789-1807) devrinde ve doğrudan doğruya yeni kurulan Nizâm-ı Cedîd ordusunu kamuoyu nezdinde savunmak amacıyla kaleme alınan Koca Sekbanbaşı Risalesi, güngörmüş, kendi ifadesine göre "feleğin sillesini yemiş" biri tarafından yazılmış olup, müellif eseri kaleme aldığı sırada 1218/1803 tarihinde 87 yaşında olduğunu açıkça belirtmektedir. Eserin esas itibariyle Nizâm-ı Cedîd uygulamasına karşı halk arasında meydana gelen olumsuz havaya karşı, yakın geçmişten dikkate değer bir kısım örnekler de verilmek suretiyle, cevap teşkil etmek üzere kaleme alınmış olduğu anlaşılmaktadır.
Ebüzziya Tevfik Numûne-i Edebiyat-ı Osmâniye'de Koca Sekbanbaşı'nın eserdeki ifade tarzını bir ihtiyar güzeline benzetir. Bir defa bakmakla güzelliğin hemen fark edilemeyeceğini, bakışımızı ve dikkatimizi teksif ettikçe kırışıklıklarla kaplı o yüz arasından hakiki güzelliği görebileceğimizi belirtir. Ebüzziya Tevfik'e göre, risale müellifi dişsiz insanlar gibi basık söyler, fakat söyledikleri doğrudur; tecrübe mahsulü olan bilgiler ağzından düzensiz bir şekilde çıkar, fakat söylediklerini bir prensibe bağlamak mümkündür.
Risalenin 1803'te (1218) yazıldığını göz önünde bulundurulur ve "...mübeyyen taraf-ı şerîflerinden bir risâle..." ifadesine bakılırsa, eserin, açıkça devrin padişahı III. Selim tarafından ısmarlandığı anlaşılmaktadır.
Ebüzziya Tevfik Numûne-i Edebiyat-ı Osmâniye'de Koca Sekbanbaşı'nın eserdeki ifade tarzını bir ihtiyar güzeline benzetir. Bir defa bakmakla güzelliğin hemen fark edilemeyeceğini, bakışımızı ve dikkatimizi teksif ettikçe kırışıklıklarla kaplı o yüz arasından hakiki güzelliği görebileceğimizi belirtir. Ebüzziya Tevfik'e göre, risale müellifi dişsiz insanlar gibi basık söyler, fakat söyledikleri doğrudur; tecrübe mahsulü olan bilgiler ağzından düzensiz bir şekilde çıkar, fakat söylediklerini bir prensibe bağlamak mümkündür.
Risalenin 1803'te (1218) yazıldığını göz önünde bulundurulur ve "...mübeyyen taraf-ı şerîflerinden bir risâle..." ifadesine bakılırsa, eserin, açıkça devrin padişahı III. Selim tarafından ısmarlandığı anlaşılmaktadır.
Sultan III. Selim (1789-1807) devrinde ve doğrudan doğruya yeni kurulan Nizâm-ı Cedîd ordusunu kamuoyu nezdinde savunmak amacıyla kaleme alınan Koca Sekbanbaşı Risalesi, güngörmüş, kendi ifadesine göre "feleğin sillesini yemiş" biri tarafından yazılmış olup, müellif eseri kaleme aldığı sırada 1218/1803 tarihinde 87 yaşında olduğunu açıkça belirtmektedir. Eserin esas itibariyle Nizâm-ı Cedîd uygulamasına karşı halk arasında meydana gelen olumsuz havaya karşı, yakın geçmişten dikkate değer bir kısım örnekler de verilmek suretiyle, cevap teşkil etmek üzere kaleme alınmış olduğu anlaşılmaktadır.
Ebüzziya Tevfik Numûne-i Edebiyat-ı Osmâniye'de Koca Sekbanbaşı'nın eserdeki ifade tarzını bir ihtiyar güzeline benzetir. Bir defa bakmakla güzelliğin hemen fark edilemeyeceğini, bakışımızı ve dikkatimizi teksif ettikçe kırışıklıklarla kaplı o yüz arasından hakiki güzelliği görebileceğimizi belirtir. Ebüzziya Tevfik'e göre, risale müellifi dişsiz insanlar gibi basık söyler, fakat söyledikleri doğrudur; tecrübe mahsulü olan bilgiler ağzından düzensiz bir şekilde çıkar, fakat söylediklerini bir prensibe bağlamak mümkündür.
Risalenin 1803'te (1218) yazıldığını göz önünde bulundurulur ve "...mübeyyen taraf-ı şerîflerinden bir risâle..." ifadesine bakılırsa, eserin, açıkça devrin padişahı III. Selim tarafından ısmarlandığı anlaşılmaktadır.
Ebüzziya Tevfik Numûne-i Edebiyat-ı Osmâniye'de Koca Sekbanbaşı'nın eserdeki ifade tarzını bir ihtiyar güzeline benzetir. Bir defa bakmakla güzelliğin hemen fark edilemeyeceğini, bakışımızı ve dikkatimizi teksif ettikçe kırışıklıklarla kaplı o yüz arasından hakiki güzelliği görebileceğimizi belirtir. Ebüzziya Tevfik'e göre, risale müellifi dişsiz insanlar gibi basık söyler, fakat söyledikleri doğrudur; tecrübe mahsulü olan bilgiler ağzından düzensiz bir şekilde çıkar, fakat söylediklerini bir prensibe bağlamak mümkündür.
Risalenin 1803'te (1218) yazıldığını göz önünde bulundurulur ve "...mübeyyen taraf-ı şerîflerinden bir risâle..." ifadesine bakılırsa, eserin, açıkça devrin padişahı III. Selim tarafından ısmarlandığı anlaşılmaktadır.