Defter 11
Şer’iye sicilleri, Osmanlı Devleti’nin son yıllarına kadar devam eden şer’i mahkemelerde kadılar tarafından tutulan kayıtların toplandığı defterlerdir. Bu defterlere mahkeme defterleri, sicillât-ı şer’iye veya kadı defterleri de denilmektedir. Şer’iye sicilleri yüzyıllar öncesinden Osmanlı toplumunun hukuki, iktisadi ve sosyal hayatını; örf adet ve geleneklerini; kısacası toplum hayatını en iyi şekilde yansıtan tarihi kaynaklardır.
Bu çalışma, 1071 – 1072 / 1661 – 1662 yıllarına ait olan 11 Numaralı Konya Şer’iye Sicilli’nin Selçuk Üniversitesi Merkez Kütüphanesi’nde bulunan fotokopisinden istifade ederek Prof. Dr. İzzet Sak hazırlandı. Çalışma, bu defterin metninin transkripsiyonu olduğu için, defter baştan sona bütünüyle okunmuş ve belgeler defterdeki sırası bozulmadan aynı sıra ile verilmiştir. Defterde orijinal sayfa numarası olmayıp,17.12.1941 tarihinde, Mevlâna Müzesi görevlileri tarafından numaralandığı anlaşılmaktadır. Bu eserden faydalanacaklara kolaylık olması açısından her sayfadaki belgelere bir numara verilmiştir. Sicil gayet iyi muhafaza edilmiş yazılarında herhangi bir bozulma ve dağılma mevcut değildir. Defterin ilk 6 sayfasına değişik cinste ve konudaki belgeler, herhangi bir kronolojik sıra takip edilmeden kaydedilmiştir. 517 sayfadan oluşan çalışma Konya’yı inceleyen araştırmacılara önemli bir kaynak durumunda.
Defter 11
Şer’iye sicilleri, Osmanlı Devleti’nin son yıllarına kadar devam eden şer’i mahkemelerde kadılar tarafından tutulan kayıtların toplandığı defterlerdir. Bu defterlere mahkeme defterleri, sicillât-ı şer’iye veya kadı defterleri de denilmektedir. Şer’iye sicilleri yüzyıllar öncesinden Osmanlı toplumunun hukuki, iktisadi ve sosyal hayatını; örf adet ve geleneklerini; kısacası toplum hayatını en iyi şekilde yansıtan tarihi kaynaklardır.
Bu çalışma, 1071 – 1072 / 1661 – 1662 yıllarına ait olan 11 Numaralı Konya Şer’iye Sicilli’nin Selçuk Üniversitesi Merkez Kütüphanesi’nde bulunan fotokopisinden istifade ederek Prof. Dr. İzzet Sak hazırlandı. Çalışma, bu defterin metninin transkripsiyonu olduğu için, defter baştan sona bütünüyle okunmuş ve belgeler defterdeki sırası bozulmadan aynı sıra ile verilmiştir. Defterde orijinal sayfa numarası olmayıp,17.12.1941 tarihinde, Mevlâna Müzesi görevlileri tarafından numaralandığı anlaşılmaktadır. Bu eserden faydalanacaklara kolaylık olması açısından her sayfadaki belgelere bir numara verilmiştir. Sicil gayet iyi muhafaza edilmiş yazılarında herhangi bir bozulma ve dağılma mevcut değildir. Defterin ilk 6 sayfasına değişik cinste ve konudaki belgeler, herhangi bir kronolojik sıra takip edilmeden kaydedilmiştir. 517 sayfadan oluşan çalışma Konya’yı inceleyen araştırmacılara önemli bir kaynak durumunda.