Tanıtım Nağmeler evi anlamına gelen DÂRÜ’L-ELHÂN, Osmanlı Devleti’nin ilk resmî müzik okulu olarak İstanbul’da 1917 yılında kurulmuştur. Dört yıllık sanat eğitimi ve¬ren, sanatkâr ve öğretmen yetiştirmek amacı ile faaliyete başlayan kurum, I. Dünya Savaşı yıllarındaki olumsuzluklardan fazlasıyla etkilenmiştir. Çalkantılı bir süreç yaşamış olmasına rağmen, geleneği ve geleceği inşa etme yolunda önemli görevler üstlenmiştir. Bir yandan Türk Mûsikîsi Tasnif ve Tespit Heyeti ile geleneği kayıt altına alma gayreti, diğer yandan Batılılaşma hareketlerine karşı reformist yaklaşımları neticesinde büyük bir musiki hazinesini bizlere devretmişlerdir Dârü’l-Elhân’daki heyette görev alan üstat, sanatkâr, araştırmacı, besteci hocalar ve şahsiyetler kültür aktarı¬mının oluşturulması için bir taraftan kurumsal olarak kendilerine yer bul maya çalışmışlar, bir taraftan da çok kısıtlı imkânlarla günümüzde pek çok kuruma örnek olacak biçimde musikiye hizmet noktasında azmetmişlerdir. Bu dönem, meşk geleneği ile intikal etmiş olan sesli kültüre ait gözle görünmeyen ancak var olan engin Türk musikisi kültürünün kayda geçtiği, kâğıda yazıldığı, yok olmasının durdurulduğu dönemdir. Tarihi yaşarken tarih yazdıkları muhakkaktır. Vefa ve minnettarlığımızın bir göstergesi olarak, yüz yıl sonra birbirinden değerli akademisyen-sanatçılarımızın kaleminden Dârul-Elhân’ı yeniden okuyabilmek, anlayabilmek ve de musiki geleceğimize yeni ufuklar açabilmek ümidiyle... İçindekiler ÖN SÖZ Dârü’l-Elhân’dan Günümüze Müzik Hâfızamız Ruhi AYANGİL Darü’l-Elhân ve Sonrası M. Hakan CEVHER Dârü’l-Elhân’dan Günümüze Klasik Türk Mûsikîsine Ait Kültür Aktarımını Sağlayan Çeşitli Neşriyât Örnekleri Gülçin YAHYA KAÇAR Himayeden Yoksun Alaturka Musiki ve İlm-i Musikide Şahsi Teşebbüsler: Rauf Yekta ve Ali Rifat Beyler Nilgün DOĞRUSÖZ DİŞİAÇIK Dârü’l-Elhân’dan Günümüze Nağmelerin Evleri: Bir Medeniyet Serüveni Oya LEVENDOĞLU ÖNER Gelenek ve Modernlik Arasında Musa Süreyya Bey Fazlı ARSLAN Meşk’e Kılavuz, Arel-Ezgi-Uzdilek’e Alternatif, 24 Perdeli Bir Notalama Ozan YARMAN Dârü’l-Elhân’da ve Dârü’l-Elhân’dan Günümüze Türk Din Mûsikîsi Çalışmaları Kubilay KOLUKIRIK – Bayram AKDOĞAN Dârü’l-Elhân’dan Yurttan Sesler’e: Türk Halk Müziği Derlemelerine Yansıyan Makam Algısına Bir Bakış Cenk GÜRAY Mûsikîde “Ötekileştirmenin” Beslediği Problemler Üzerinden Bir Okuma Denemesi Ali TAN Geçmişten Günümüze Türk Mûsikîsinin Eğitim ve İntikâlinde Meşk, Nota ve Dârülelhân Mehmet GÖNÜL Dârü’l-Elhân İsmindeki Sır: Jeune Ütopyacılığa Dair Bir Sembol Okan Murat ÖZTÜRK Bilinmeyen “Dârü’l-Elhân” Erhan ÖZDEN Dârü’l-Elhân’dan Günümüze Osmanlı-Türk Müziği Geleneğiyle İlişki Kurma Biçimleri: Bir Tipoloji Denemesi Onur Güneş AYAS “100 Yıl Sonra” Dârü’l-Elhân’a Bir Nazar Süleyman ERGUNER Bestekar III. Selim’e Yapılan Darbeden Darülelhan’a Türk Musikisi Algısında Değer Değişimi Recep USLU
Tanıtım Nağmeler evi anlamına gelen DÂRÜ’L-ELHÂN, Osmanlı Devleti’nin ilk resmî müzik okulu olarak İstanbul’da 1917 yılında kurulmuştur. Dört yıllık sanat eğitimi ve¬ren, sanatkâr ve öğretmen yetiştirmek amacı ile faaliyete başlayan kurum, I. Dünya Savaşı yıllarındaki olumsuzluklardan fazlasıyla etkilenmiştir. Çalkantılı bir süreç yaşamış olmasına rağmen, geleneği ve geleceği inşa etme yolunda önemli görevler üstlenmiştir. Bir yandan Türk Mûsikîsi Tasnif ve Tespit Heyeti ile geleneği kayıt altına alma gayreti, diğer yandan Batılılaşma hareketlerine karşı reformist yaklaşımları neticesinde büyük bir musiki hazinesini bizlere devretmişlerdir Dârü’l-Elhân’daki heyette görev alan üstat, sanatkâr, araştırmacı, besteci hocalar ve şahsiyetler kültür aktarı¬mının oluşturulması için bir taraftan kurumsal olarak kendilerine yer bul maya çalışmışlar, bir taraftan da çok kısıtlı imkânlarla günümüzde pek çok kuruma örnek olacak biçimde musikiye hizmet noktasında azmetmişlerdir. Bu dönem, meşk geleneği ile intikal etmiş olan sesli kültüre ait gözle görünmeyen ancak var olan engin Türk musikisi kültürünün kayda geçtiği, kâğıda yazıldığı, yok olmasının durdurulduğu dönemdir. Tarihi yaşarken tarih yazdıkları muhakkaktır. Vefa ve minnettarlığımızın bir göstergesi olarak, yüz yıl sonra birbirinden değerli akademisyen-sanatçılarımızın kaleminden Dârul-Elhân’ı yeniden okuyabilmek, anlayabilmek ve de musiki geleceğimize yeni ufuklar açabilmek ümidiyle... İçindekiler ÖN SÖZ Dârü’l-Elhân’dan Günümüze Müzik Hâfızamız Ruhi AYANGİL Darü’l-Elhân ve Sonrası M. Hakan CEVHER Dârü’l-Elhân’dan Günümüze Klasik Türk Mûsikîsine Ait Kültür Aktarımını Sağlayan Çeşitli Neşriyât Örnekleri Gülçin YAHYA KAÇAR Himayeden Yoksun Alaturka Musiki ve İlm-i Musikide Şahsi Teşebbüsler: Rauf Yekta ve Ali Rifat Beyler Nilgün DOĞRUSÖZ DİŞİAÇIK Dârü’l-Elhân’dan Günümüze Nağmelerin Evleri: Bir Medeniyet Serüveni Oya LEVENDOĞLU ÖNER Gelenek ve Modernlik Arasında Musa Süreyya Bey Fazlı ARSLAN Meşk’e Kılavuz, Arel-Ezgi-Uzdilek’e Alternatif, 24 Perdeli Bir Notalama Ozan YARMAN Dârü’l-Elhân’da ve Dârü’l-Elhân’dan Günümüze Türk Din Mûsikîsi Çalışmaları Kubilay KOLUKIRIK – Bayram AKDOĞAN Dârü’l-Elhân’dan Yurttan Sesler’e: Türk Halk Müziği Derlemelerine Yansıyan Makam Algısına Bir Bakış Cenk GÜRAY Mûsikîde “Ötekileştirmenin” Beslediği Problemler Üzerinden Bir Okuma Denemesi Ali TAN Geçmişten Günümüze Türk Mûsikîsinin Eğitim ve İntikâlinde Meşk, Nota ve Dârülelhân Mehmet GÖNÜL Dârü’l-Elhân İsmindeki Sır: Jeune Ütopyacılığa Dair Bir Sembol Okan Murat ÖZTÜRK Bilinmeyen “Dârü’l-Elhân” Erhan ÖZDEN Dârü’l-Elhân’dan Günümüze Osmanlı-Türk Müziği Geleneğiyle İlişki Kurma Biçimleri: Bir Tipoloji Denemesi Onur Güneş AYAS “100 Yıl Sonra” Dârü’l-Elhân’a Bir Nazar Süleyman ERGUNER Bestekar III. Selim’e Yapılan Darbeden Darülelhan’a Türk Musikisi Algısında Değer Değişimi Recep USLU