İki Cihan Güneşi'ne olan muhabbetin lisanla kabil-i imkan olmayan duygu kesafeti, Türklerde büsbütün farklı ve özel bir seyir göstermiştir. Bu setrin en belirgin, en bedii ve aynı zamanda en kalıcı tezahürleri de kuşkusuz ki edebiyat sahasında olmuştur. Öyle ki, Türk edebiyatı tarihi, sadece Hz. Muhammed'e duyulan sevgi ve saygı hislerinin vücuda getirdiği na'tler, siyerler, mi'rac-nameler, kırk hadis ve yüz hadisler, hilyeler, mu'cizatlar gibi edebi türlerle dahi pek çok milletin büsbütün edebiyatına galebe çıkacak bir zenginliğe sahiptir. İşte mevlidler de bu samimi muhabbetten doğan türler zincirinin en yoğun halkalarından biridir.
İki Cihan Güneşi'ne olan muhabbetin lisanla kabil-i imkan olmayan duygu kesafeti, Türklerde büsbütün farklı ve özel bir seyir göstermiştir. Bu setrin en belirgin, en bedii ve aynı zamanda en kalıcı tezahürleri de kuşkusuz ki edebiyat sahasında olmuştur. Öyle ki, Türk edebiyatı tarihi, sadece Hz. Muhammed'e duyulan sevgi ve saygı hislerinin vücuda getirdiği na'tler, siyerler, mi'rac-nameler, kırk hadis ve yüz hadisler, hilyeler, mu'cizatlar gibi edebi türlerle dahi pek çok milletin büsbütün edebiyatına galebe çıkacak bir zenginliğe sahiptir. İşte mevlidler de bu samimi muhabbetten doğan türler zincirinin en yoğun halkalarından biridir.