Osmanlı döneminde şairlerin hayat hikayelerini ve eserlerinden örnekleri veren otuzun üzerinde şu‘arâ tezkiresi yazılmıştır. Farklı sistemlerle ve özelliklerle yazılan bu tezkirelerden birisi de Enderunlu Mehmed Âkif’in “Mir’ât-ı Şi‘r” adını taşıyan ve 18. Yüzyılda yazılan tezkiresidir. Bu tezkirenin en önemli özelliği sadece müellifin yaşadığı dönemde Enderûn’da bulunan şâirleri konu edinmesidir. Âkif, bu şâirlerin çoğuyla bizzat tanışmış, görüşmüş, onların sohbetlerinde bulunmuştur. Eserin adı olan “Mir’ât-ı Şi‘r” ebced hesabıyla eserin yazıldığı tarih olan 1211 (1796) senesini vermektedir.
Bir mukaddime ve beş bölümden oluşan bu tezkirede şâirler enderûnda bulundukları yerler yani koğuşlar esas alınarak anlatılmıştır. Eserde, enderundaki dört koğuştan Hâne-i Hâssa’da “Ârif, Yâver, Nazîf, Rif‘at, Nâşid, Râ’ik”; Hazîne-i Hümâyûn’da “Şâkir, İbâdî, Nedîm, Ferîd, Nasfet, Fâzıl, Es‘ad, Reşîd”; Kîlâr-ı Hâssa’da “Hâmid, Fennî, Vâsıf, Feyzî, Ârif-i Diğer, Râ’if, Hâmid-i Diğer” ve Seferli Koğuşu’nda “Râsih ve Kâmil” olmak üzere 23 şâirin biyografisi verilmiştir. Eserin sonunda müellif kendi hayat hikayesini vermiş ve şiirlerinden örnekler de sunmuştur. Müellif de enderûnda yetiştiği için böylece tezkiredeki şâir sayısı müellifin kendisiyle beraber 24 olmaktadır. Mir’ât’ı Şi‘r’in dört nüshası tespit edilmiş ve metin bu nüshalara dayanılarak verilmiştir. Bu tezkire emsalleri arasında dilinin ve üslubunun ağırlığı ile dikkatleri çekmektedir.
Osmanlı döneminde şairlerin hayat hikayelerini ve eserlerinden örnekleri veren otuzun üzerinde şu‘arâ tezkiresi yazılmıştır. Farklı sistemlerle ve özelliklerle yazılan bu tezkirelerden birisi de Enderunlu Mehmed Âkif’in “Mir’ât-ı Şi‘r” adını taşıyan ve 18. Yüzyılda yazılan tezkiresidir. Bu tezkirenin en önemli özelliği sadece müellifin yaşadığı dönemde Enderûn’da bulunan şâirleri konu edinmesidir. Âkif, bu şâirlerin çoğuyla bizzat tanışmış, görüşmüş, onların sohbetlerinde bulunmuştur. Eserin adı olan “Mir’ât-ı Şi‘r” ebced hesabıyla eserin yazıldığı tarih olan 1211 (1796) senesini vermektedir.
Bir mukaddime ve beş bölümden oluşan bu tezkirede şâirler enderûnda bulundukları yerler yani koğuşlar esas alınarak anlatılmıştır. Eserde, enderundaki dört koğuştan Hâne-i Hâssa’da “Ârif, Yâver, Nazîf, Rif‘at, Nâşid, Râ’ik”; Hazîne-i Hümâyûn’da “Şâkir, İbâdî, Nedîm, Ferîd, Nasfet, Fâzıl, Es‘ad, Reşîd”; Kîlâr-ı Hâssa’da “Hâmid, Fennî, Vâsıf, Feyzî, Ârif-i Diğer, Râ’if, Hâmid-i Diğer” ve Seferli Koğuşu’nda “Râsih ve Kâmil” olmak üzere 23 şâirin biyografisi verilmiştir. Eserin sonunda müellif kendi hayat hikayesini vermiş ve şiirlerinden örnekler de sunmuştur. Müellif de enderûnda yetiştiği için böylece tezkiredeki şâir sayısı müellifin kendisiyle beraber 24 olmaktadır. Mir’ât’ı Şi‘r’in dört nüshası tespit edilmiş ve metin bu nüshalara dayanılarak verilmiştir. Bu tezkire emsalleri arasında dilinin ve üslubunun ağırlığı ile dikkatleri çekmektedir.