9789750509551
149229
https://www.sahafium.com/kitap/mulkten-ulkeye-p149229.html
Mülkten Ülkeye Türkiye'de Taşra İdaresinin Dönüşümü 1839-1929
0.00
Türkiyenin devlet yapısında merkeziyetçilik meselesi uzun süredir tartışma gündeminde. Bu merkeziyetçi yönetim yapısı nasıl biçimlendi? Bu bir gelenek midir? Yukarıdan aşağı bir modernizm hamlesinin yapay bir sonucu mudur?
Cenk Reyhan ve Nizam Önen, 1839dan 1929a uzanan kritik geçiş döneminde Türkiyede taşra idaresinin dönüşümünü ele alan çalışmalarında, bu soruların yüzeysel ve kolaycı olmayan cevaplarını arıyorlar. İmparatorluğun milli devlete dönüştüğü bu geniş eşikte, gerek Avrupalı büyük güçlerin müdahalelerinin, gerek kapitalistleşme sürecinin icaplarının, gerek etno-dinsel çelişkilerin ve karmaşık iktidar mücadelelerinin etkilerini inceliyorlar. Merkeziyetçi yönetim yapısının oluşumunu, tarihsel bağlama ve sosyo-ekonomik dinamiklere oturtarak analiz ediyorlar.
Mülkten Ülkeye, böylece Türkiyede merkeziyetçilikadem-i merkeziyetçilik gerilimiyle ve modernist merkezmuhafazakâr/geleneksel çevre zıtlığıyla ilgili yerleşik kalıpları, ezberleri sorgulamamızı da sağlıyor. Ele aldığı dönemin arayışlarının, tartışmalarının içinden bakarak yapıyor bunu.
19.-20. yüzyıl geçişindeki arayışlara ve tartışmalara ilişkin sunduğu ayrıntı zenginliği, kitabın başlı başına önemli bir katkısı. Bu malzeme, günümüzün merkeziyetçilikle, yerinden yönetimle, adem-i merkeziyetçilikle ilgili tartışmalarına da ayna tutacak nitelikte.
Cenk Reyhan ve Nizam Önen, 1839dan 1929a uzanan kritik geçiş döneminde Türkiyede taşra idaresinin dönüşümünü ele alan çalışmalarında, bu soruların yüzeysel ve kolaycı olmayan cevaplarını arıyorlar. İmparatorluğun milli devlete dönüştüğü bu geniş eşikte, gerek Avrupalı büyük güçlerin müdahalelerinin, gerek kapitalistleşme sürecinin icaplarının, gerek etno-dinsel çelişkilerin ve karmaşık iktidar mücadelelerinin etkilerini inceliyorlar. Merkeziyetçi yönetim yapısının oluşumunu, tarihsel bağlama ve sosyo-ekonomik dinamiklere oturtarak analiz ediyorlar.
Mülkten Ülkeye, böylece Türkiyede merkeziyetçilikadem-i merkeziyetçilik gerilimiyle ve modernist merkezmuhafazakâr/geleneksel çevre zıtlığıyla ilgili yerleşik kalıpları, ezberleri sorgulamamızı da sağlıyor. Ele aldığı dönemin arayışlarının, tartışmalarının içinden bakarak yapıyor bunu.
19.-20. yüzyıl geçişindeki arayışlara ve tartışmalara ilişkin sunduğu ayrıntı zenginliği, kitabın başlı başına önemli bir katkısı. Bu malzeme, günümüzün merkeziyetçilikle, yerinden yönetimle, adem-i merkeziyetçilikle ilgili tartışmalarına da ayna tutacak nitelikte.
Türkiyenin devlet yapısında merkeziyetçilik meselesi uzun süredir tartışma gündeminde. Bu merkeziyetçi yönetim yapısı nasıl biçimlendi? Bu bir gelenek midir? Yukarıdan aşağı bir modernizm hamlesinin yapay bir sonucu mudur?
Cenk Reyhan ve Nizam Önen, 1839dan 1929a uzanan kritik geçiş döneminde Türkiyede taşra idaresinin dönüşümünü ele alan çalışmalarında, bu soruların yüzeysel ve kolaycı olmayan cevaplarını arıyorlar. İmparatorluğun milli devlete dönüştüğü bu geniş eşikte, gerek Avrupalı büyük güçlerin müdahalelerinin, gerek kapitalistleşme sürecinin icaplarının, gerek etno-dinsel çelişkilerin ve karmaşık iktidar mücadelelerinin etkilerini inceliyorlar. Merkeziyetçi yönetim yapısının oluşumunu, tarihsel bağlama ve sosyo-ekonomik dinamiklere oturtarak analiz ediyorlar.
Mülkten Ülkeye, böylece Türkiyede merkeziyetçilikadem-i merkeziyetçilik gerilimiyle ve modernist merkezmuhafazakâr/geleneksel çevre zıtlığıyla ilgili yerleşik kalıpları, ezberleri sorgulamamızı da sağlıyor. Ele aldığı dönemin arayışlarının, tartışmalarının içinden bakarak yapıyor bunu.
19.-20. yüzyıl geçişindeki arayışlara ve tartışmalara ilişkin sunduğu ayrıntı zenginliği, kitabın başlı başına önemli bir katkısı. Bu malzeme, günümüzün merkeziyetçilikle, yerinden yönetimle, adem-i merkeziyetçilikle ilgili tartışmalarına da ayna tutacak nitelikte.
Cenk Reyhan ve Nizam Önen, 1839dan 1929a uzanan kritik geçiş döneminde Türkiyede taşra idaresinin dönüşümünü ele alan çalışmalarında, bu soruların yüzeysel ve kolaycı olmayan cevaplarını arıyorlar. İmparatorluğun milli devlete dönüştüğü bu geniş eşikte, gerek Avrupalı büyük güçlerin müdahalelerinin, gerek kapitalistleşme sürecinin icaplarının, gerek etno-dinsel çelişkilerin ve karmaşık iktidar mücadelelerinin etkilerini inceliyorlar. Merkeziyetçi yönetim yapısının oluşumunu, tarihsel bağlama ve sosyo-ekonomik dinamiklere oturtarak analiz ediyorlar.
Mülkten Ülkeye, böylece Türkiyede merkeziyetçilikadem-i merkeziyetçilik gerilimiyle ve modernist merkezmuhafazakâr/geleneksel çevre zıtlığıyla ilgili yerleşik kalıpları, ezberleri sorgulamamızı da sağlıyor. Ele aldığı dönemin arayışlarının, tartışmalarının içinden bakarak yapıyor bunu.
19.-20. yüzyıl geçişindeki arayışlara ve tartışmalara ilişkin sunduğu ayrıntı zenginliği, kitabın başlı başına önemli bir katkısı. Bu malzeme, günümüzün merkeziyetçilikle, yerinden yönetimle, adem-i merkeziyetçilikle ilgili tartışmalarına da ayna tutacak nitelikte.