9789754708660
22326
https://www.sahafium.com/kitap/ne-mutlu-turkum-diyebilene-p22326.html
Ne Mutlu Türküm Diyebilene: Türk Ulusal Kimliğinin Etno-seküler Sınırları (1919-1938)
0.00
Türk ulusal kimliğine ilişkin hala süregiden tartışmaların kutuplarında iki tasavvur duruyor: Vatandaşlık esasına dayalı anlayış ve etnik-kültürel kimlik esasına dayalı anlayış. Ahmet Yıldız'ın incelemesi, Türkiye'de milli kimliğin inşa sürecinde etnik-kültürel kimlik vurgusunun ve tazyikinin en güçlü olduğu evreyi ele alıyor; 1919-1938 Dönemi.
Milli kimliğin seküler iddiası ile onu zımmen -kısmen de açıkça! -kısıtlayan dinsel yükümler arasındaki gerilim bu dönemdeki belirgindir. Fakat asıl belirgin olan, milli kimliğin ve vatandaşlığın etnik yükümleridir. Kitabın önsözünde Ayşe Kadıoğlu'nun belirttiği gibi, bu deverede halk, "hem vatandaş hem Türk olmakla vazifelendirilmiştir". Etnisizm, müfredatta ve dil-tarih politikalarında, Kürt Meselesine ve gayrimüslim azınlıklara bakışta, iskan ve tehcir uygulamalarında, asimilasyoncu önlemlerde bütünlüklü ve atak bir tutum olarak kendini gösterir.
Milli kimliğin seküler iddiası ile onu zımmen -kısmen de açıkça! -kısıtlayan dinsel yükümler arasındaki gerilim bu dönemdeki belirgindir. Fakat asıl belirgin olan, milli kimliğin ve vatandaşlığın etnik yükümleridir. Kitabın önsözünde Ayşe Kadıoğlu'nun belirttiği gibi, bu deverede halk, "hem vatandaş hem Türk olmakla vazifelendirilmiştir". Etnisizm, müfredatta ve dil-tarih politikalarında, Kürt Meselesine ve gayrimüslim azınlıklara bakışta, iskan ve tehcir uygulamalarında, asimilasyoncu önlemlerde bütünlüklü ve atak bir tutum olarak kendini gösterir.
Türk ulusal kimliğine ilişkin hala süregiden tartışmaların kutuplarında iki tasavvur duruyor: Vatandaşlık esasına dayalı anlayış ve etnik-kültürel kimlik esasına dayalı anlayış. Ahmet Yıldız'ın incelemesi, Türkiye'de milli kimliğin inşa sürecinde etnik-kültürel kimlik vurgusunun ve tazyikinin en güçlü olduğu evreyi ele alıyor; 1919-1938 Dönemi.
Milli kimliğin seküler iddiası ile onu zımmen -kısmen de açıkça! -kısıtlayan dinsel yükümler arasındaki gerilim bu dönemdeki belirgindir. Fakat asıl belirgin olan, milli kimliğin ve vatandaşlığın etnik yükümleridir. Kitabın önsözünde Ayşe Kadıoğlu'nun belirttiği gibi, bu deverede halk, "hem vatandaş hem Türk olmakla vazifelendirilmiştir". Etnisizm, müfredatta ve dil-tarih politikalarında, Kürt Meselesine ve gayrimüslim azınlıklara bakışta, iskan ve tehcir uygulamalarında, asimilasyoncu önlemlerde bütünlüklü ve atak bir tutum olarak kendini gösterir.
Milli kimliğin seküler iddiası ile onu zımmen -kısmen de açıkça! -kısıtlayan dinsel yükümler arasındaki gerilim bu dönemdeki belirgindir. Fakat asıl belirgin olan, milli kimliğin ve vatandaşlığın etnik yükümleridir. Kitabın önsözünde Ayşe Kadıoğlu'nun belirttiği gibi, bu deverede halk, "hem vatandaş hem Türk olmakla vazifelendirilmiştir". Etnisizm, müfredatta ve dil-tarih politikalarında, Kürt Meselesine ve gayrimüslim azınlıklara bakışta, iskan ve tehcir uygulamalarında, asimilasyoncu önlemlerde bütünlüklü ve atak bir tutum olarak kendini gösterir.