Nesnelerin Estetiği

Stok Kodu:
9789752984721
Boyut:
140-210
Sayfa Sayısı:
229
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2012
Çeviren:
Durdu Kundakçı
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
0,00
9789752984721
195357
Nesnelerin Estetiği
Nesnelerin Estetiği
0.00
Dünyanın tümüyle tecimsel bir pazar haline geldiği andan itibaren nesnelerin ve şeylerin birbirine karıştığı, kabaca modernitenin mirası sayılabilecek, dağınık, belirsiz bir estetik kavrayışı doğdu. Bu arada, maddi gündelik yaşantıyı inşa eden bildik nesneler de edebiyattan sinemaya, mimariden fotoğrafa kadar farklı sanat disiplinlerinin ayırıcı vurgularıyla işlev, anlam ve boyut değiştirdi. Tanınmış sanat tarihçisi Francalanci, sandalyeden masaya, pencereden kapıya dek birçok nesneyi, maddi varoluşlarının ötesine geçen bir referans ağı içinde yeniden çözümlüyor. Bu yolla da maddi hakikatin sadece algısal değil, politik boyutunun da yeniden tanımlandığı bir estetik okuması öneriyor.

"Estetik, varolanla ilişkinin yapısal değil, görüngübilimsel özüdür. (...) Çünkü bilgi yalnızca işe karışan bütün öznelerde ortak bir antropokültürel boyutta öğretilebilir; aksi durumda misyonerce bir kendini beğenmişlik olur. Nitekim, kültür bir bilginin kökleşmesinden önce gelir."
Dünyanın tümüyle tecimsel bir pazar haline geldiği andan itibaren nesnelerin ve şeylerin birbirine karıştığı, kabaca modernitenin mirası sayılabilecek, dağınık, belirsiz bir estetik kavrayışı doğdu. Bu arada, maddi gündelik yaşantıyı inşa eden bildik nesneler de edebiyattan sinemaya, mimariden fotoğrafa kadar farklı sanat disiplinlerinin ayırıcı vurgularıyla işlev, anlam ve boyut değiştirdi. Tanınmış sanat tarihçisi Francalanci, sandalyeden masaya, pencereden kapıya dek birçok nesneyi, maddi varoluşlarının ötesine geçen bir referans ağı içinde yeniden çözümlüyor. Bu yolla da maddi hakikatin sadece algısal değil, politik boyutunun da yeniden tanımlandığı bir estetik okuması öneriyor.

"Estetik, varolanla ilişkinin yapısal değil, görüngübilimsel özüdür. (...) Çünkü bilgi yalnızca işe karışan bütün öznelerde ortak bir antropokültürel boyutta öğretilebilir; aksi durumda misyonerce bir kendini beğenmişlik olur. Nitekim, kültür bir bilginin kökleşmesinden önce gelir."
Kapat