9789759114015
63067
https://www.sahafium.com/kitap/orhun-yazitlarinin-bugunku-durumu-p63067.html
Orhun Yazıtlarının Bugünkü Durumu
0.00
Elimde kıymetli kardeşim Türk soylu Türklük Bilimi bilgini Dr. Cengiz ALYILMAZ'ın Orhun Yazıtlarının Bugünkü Durumu adlı eseri var.
Eseri önce şöyle bir gözden geçiriyorum Giriş kısmına Orhun Şelalesinin görüntüsüyle başlıyor. Aklıma, Türkoloji ile tanıştığım fakülte yıllarımdaki,
'Orhun'dan Geliyorum' başlıklı Nejat Diyarbekirli'nin Orkun'un yazısı geliyor. Türk alimlerin Orhun'dan gelmeleri büyük heyecan vermişti.
W. Radloff'un, Trudı Orhonskoy Ekcpeditşi, Atlas Drevnostey Mongolii, Sanktpeterburg, 1892-1899 adlı eserinin tıpkıbasımı 1995 yılında TİKA tarafından yapıldığında benzeri heyecanı duymuştum. A.B. Ercilasun, bu esere yazdığı 'Türk Bengü Taşları' başlıklı takdiminde 'Elinizdeki eser, Türkoloji tarihinin dönüm noktalarından birini gösterdiği gibi milli tarihimizin en önemli belgelerini de içinde bulundurmaktadır.' cümlesiyle eserin önemini
belirtmekteydi.1892'den bu yana Orhun yazıtlarıyla ilgili bütün yayınlarda W. Radloff'un bu eseri mihenk taşı olmuş, yapılan metin neşriyatlarının tamamına yakını bu eserdeki metinleri esas almıştı. Hüsetin Namık Orkun, Talat Tekin ve Muharrem Ergin hocaların neşriyatları da Radloff'a dayanmaktaydı.
Bizi yetiştiren hocalarımızın fakülte yıllarında okuduğu Orhun Yazıtları ile ilgili metinler aynı metinlerdi. Bize de aynı metinleri okuttular. Başkası yoktu. Radloff, Thomsen, Malov... Türk'ün sonsuza uyanan taşlarını bizler bu isimlerin hazırladıkları metinlerden öğreniyorduk. Nihayet 1997-2002 arasında TİKA tarafından desteklenen proje ile Orhun Kitabelerinin gölgesinde yatıp kalkan, etrafında tavaf niyetine dolaşan Leylasına kavuşmuş
Mecnunlar görülmeye başlandı. Türk sanat tarihçisi, Türk Tarihçisi, Türk Dilcisi Türk soylu alimlerin adını duymaya başladık. Bazen bu çalışmalara idari görevleri icabı tesadüfen dahil olmuş kimseler mirasçıdan mal kaçırırcasına yarım yamalak yayınlar da yapmışlardı. Hatta bu
projede başından sonuna kadar yazıtların yanında bulunup epigrafik belgelemeler yapan, metinlerin fotoğraflarını çeken arkadaşlarımızın yayına
hazırladıkları albüme sanki kendileri hazırlamışçasına destursuz ve hayasızca ilk isim olarak kendi isimlerini yazdırmışlar gerçek emek sahibinin adını
dahi koymamışlardı. Neyse ki bu yanlışlık, haksızlık daha doğrusu hakkın gaspına teşebbüs Sertkaya Hocaya çarpmış onun müdahalesiyle bilim cengaverlerinin ismi kendi albümlerinde yer almıştı. TİKA'nın başlattığı çalışmalara, Ercilasun Başkanlığındaki TDK, Sertkaya'nın koordinasyonunda 'Göktürk (runik) yazılı belge, yazıt ve anıtların
albümü projesi'ni başlattı. Moğolistan, Sibirya, Orta Asya, Kafkasya, Doğu
Avrupa'daki Göktürk yazılı eserlerin albümlerini yayınlamayı amaçlayan proje çalışmaları da bugün bitmiş, Kafkasya ve Doğu Avrupa yayınlanmış diğerleri de yayınlanmak üzere TDK'ya teslim edilmişlerdir.
Bu tür tıpkıbasımlar, eserlerin albümlerinin yayınlanması üstelik bu yayınlarda Türk soylu Türkologların isimlerinin bulunması bizim için ayrı
bir gurur kaynağı olmuştur. Kıymetli Türkolog Dr. Cengiz Alyılmaz'ın elimdeki bu eser yalnız bir albüm değil. Cengiz Alyılmaz, sadece fotoğrafları vermemiş Költigin, Bige Kağan ve Bilge Tonyukuk kitabeleri hakkında genel
bilgi, üzerlerinde yapılan çalışmaları, yazıtların bütün yönleriyle bugünkü durumlarını detaylı fotoğraflarla verip ayrıca metinlerin yeniden ihyasını
da yapmıştır. Bugünden itibaren Radloff, Thomsen, Malov metinleri yanında ismini gururla söyleyeceğimiz bir Alyılmaz metni ortaya koymuştur.
Cengiz, metinlerin tamamında daha önce yapılan okumalarla da mukayeseler yapmıştır. Metinlerin Göktürk yazılı satırlarının Latin yazısına çevirisini
ve Türkiye Türkçesine aktarımını da vermiş tartışmalı satırlar hakkında daha önceki yayınları göstermiştir. Eserin, epigrafik belgelemeleri bundan böyle Alyılmaz metni olarak anacağımız ihya edilmiş kısımlarıdır. Şimdiye kadar Türkoloji bölümlerinde okuduğumuz ve okuttuğumuz Talat Tekin, Muharrem Ergin Hocalara minnettarlıklarımızı sunuyoruz tarihi bir görevi yerine getirdiklerini söylüyor teşekkür ediyoruz. Ama bundan sonra bütün Türkoloji bölümlerinde daha doğrusu Orhun Yazıtları ile metinlerinin okutulduğu derslerde Cengiz Alyımaz'ın Orhun Yazıtlarının Buigünkü Durumu
adlı eserinin okutulması gerektiğine inanıyorum. Kendi bilginimize sahip çıkalım.
Bu eseri okuyalım, okutalım, kütüphanelerimize tavsiye edelim.
Eseri önce şöyle bir gözden geçiriyorum Giriş kısmına Orhun Şelalesinin görüntüsüyle başlıyor. Aklıma, Türkoloji ile tanıştığım fakülte yıllarımdaki,
'Orhun'dan Geliyorum' başlıklı Nejat Diyarbekirli'nin Orkun'un yazısı geliyor. Türk alimlerin Orhun'dan gelmeleri büyük heyecan vermişti.
W. Radloff'un, Trudı Orhonskoy Ekcpeditşi, Atlas Drevnostey Mongolii, Sanktpeterburg, 1892-1899 adlı eserinin tıpkıbasımı 1995 yılında TİKA tarafından yapıldığında benzeri heyecanı duymuştum. A.B. Ercilasun, bu esere yazdığı 'Türk Bengü Taşları' başlıklı takdiminde 'Elinizdeki eser, Türkoloji tarihinin dönüm noktalarından birini gösterdiği gibi milli tarihimizin en önemli belgelerini de içinde bulundurmaktadır.' cümlesiyle eserin önemini
belirtmekteydi.1892'den bu yana Orhun yazıtlarıyla ilgili bütün yayınlarda W. Radloff'un bu eseri mihenk taşı olmuş, yapılan metin neşriyatlarının tamamına yakını bu eserdeki metinleri esas almıştı. Hüsetin Namık Orkun, Talat Tekin ve Muharrem Ergin hocaların neşriyatları da Radloff'a dayanmaktaydı.
Bizi yetiştiren hocalarımızın fakülte yıllarında okuduğu Orhun Yazıtları ile ilgili metinler aynı metinlerdi. Bize de aynı metinleri okuttular. Başkası yoktu. Radloff, Thomsen, Malov... Türk'ün sonsuza uyanan taşlarını bizler bu isimlerin hazırladıkları metinlerden öğreniyorduk. Nihayet 1997-2002 arasında TİKA tarafından desteklenen proje ile Orhun Kitabelerinin gölgesinde yatıp kalkan, etrafında tavaf niyetine dolaşan Leylasına kavuşmuş
Mecnunlar görülmeye başlandı. Türk sanat tarihçisi, Türk Tarihçisi, Türk Dilcisi Türk soylu alimlerin adını duymaya başladık. Bazen bu çalışmalara idari görevleri icabı tesadüfen dahil olmuş kimseler mirasçıdan mal kaçırırcasına yarım yamalak yayınlar da yapmışlardı. Hatta bu
projede başından sonuna kadar yazıtların yanında bulunup epigrafik belgelemeler yapan, metinlerin fotoğraflarını çeken arkadaşlarımızın yayına
hazırladıkları albüme sanki kendileri hazırlamışçasına destursuz ve hayasızca ilk isim olarak kendi isimlerini yazdırmışlar gerçek emek sahibinin adını
dahi koymamışlardı. Neyse ki bu yanlışlık, haksızlık daha doğrusu hakkın gaspına teşebbüs Sertkaya Hocaya çarpmış onun müdahalesiyle bilim cengaverlerinin ismi kendi albümlerinde yer almıştı. TİKA'nın başlattığı çalışmalara, Ercilasun Başkanlığındaki TDK, Sertkaya'nın koordinasyonunda 'Göktürk (runik) yazılı belge, yazıt ve anıtların
albümü projesi'ni başlattı. Moğolistan, Sibirya, Orta Asya, Kafkasya, Doğu
Avrupa'daki Göktürk yazılı eserlerin albümlerini yayınlamayı amaçlayan proje çalışmaları da bugün bitmiş, Kafkasya ve Doğu Avrupa yayınlanmış diğerleri de yayınlanmak üzere TDK'ya teslim edilmişlerdir.
Bu tür tıpkıbasımlar, eserlerin albümlerinin yayınlanması üstelik bu yayınlarda Türk soylu Türkologların isimlerinin bulunması bizim için ayrı
bir gurur kaynağı olmuştur. Kıymetli Türkolog Dr. Cengiz Alyılmaz'ın elimdeki bu eser yalnız bir albüm değil. Cengiz Alyılmaz, sadece fotoğrafları vermemiş Költigin, Bige Kağan ve Bilge Tonyukuk kitabeleri hakkında genel
bilgi, üzerlerinde yapılan çalışmaları, yazıtların bütün yönleriyle bugünkü durumlarını detaylı fotoğraflarla verip ayrıca metinlerin yeniden ihyasını
da yapmıştır. Bugünden itibaren Radloff, Thomsen, Malov metinleri yanında ismini gururla söyleyeceğimiz bir Alyılmaz metni ortaya koymuştur.
Cengiz, metinlerin tamamında daha önce yapılan okumalarla da mukayeseler yapmıştır. Metinlerin Göktürk yazılı satırlarının Latin yazısına çevirisini
ve Türkiye Türkçesine aktarımını da vermiş tartışmalı satırlar hakkında daha önceki yayınları göstermiştir. Eserin, epigrafik belgelemeleri bundan böyle Alyılmaz metni olarak anacağımız ihya edilmiş kısımlarıdır. Şimdiye kadar Türkoloji bölümlerinde okuduğumuz ve okuttuğumuz Talat Tekin, Muharrem Ergin Hocalara minnettarlıklarımızı sunuyoruz tarihi bir görevi yerine getirdiklerini söylüyor teşekkür ediyoruz. Ama bundan sonra bütün Türkoloji bölümlerinde daha doğrusu Orhun Yazıtları ile metinlerinin okutulduğu derslerde Cengiz Alyımaz'ın Orhun Yazıtlarının Buigünkü Durumu
adlı eserinin okutulması gerektiğine inanıyorum. Kendi bilginimize sahip çıkalım.
Bu eseri okuyalım, okutalım, kütüphanelerimize tavsiye edelim.
Elimde kıymetli kardeşim Türk soylu Türklük Bilimi bilgini Dr. Cengiz ALYILMAZ'ın Orhun Yazıtlarının Bugünkü Durumu adlı eseri var.
Eseri önce şöyle bir gözden geçiriyorum Giriş kısmına Orhun Şelalesinin görüntüsüyle başlıyor. Aklıma, Türkoloji ile tanıştığım fakülte yıllarımdaki,
'Orhun'dan Geliyorum' başlıklı Nejat Diyarbekirli'nin Orkun'un yazısı geliyor. Türk alimlerin Orhun'dan gelmeleri büyük heyecan vermişti.
W. Radloff'un, Trudı Orhonskoy Ekcpeditşi, Atlas Drevnostey Mongolii, Sanktpeterburg, 1892-1899 adlı eserinin tıpkıbasımı 1995 yılında TİKA tarafından yapıldığında benzeri heyecanı duymuştum. A.B. Ercilasun, bu esere yazdığı 'Türk Bengü Taşları' başlıklı takdiminde 'Elinizdeki eser, Türkoloji tarihinin dönüm noktalarından birini gösterdiği gibi milli tarihimizin en önemli belgelerini de içinde bulundurmaktadır.' cümlesiyle eserin önemini
belirtmekteydi.1892'den bu yana Orhun yazıtlarıyla ilgili bütün yayınlarda W. Radloff'un bu eseri mihenk taşı olmuş, yapılan metin neşriyatlarının tamamına yakını bu eserdeki metinleri esas almıştı. Hüsetin Namık Orkun, Talat Tekin ve Muharrem Ergin hocaların neşriyatları da Radloff'a dayanmaktaydı.
Bizi yetiştiren hocalarımızın fakülte yıllarında okuduğu Orhun Yazıtları ile ilgili metinler aynı metinlerdi. Bize de aynı metinleri okuttular. Başkası yoktu. Radloff, Thomsen, Malov... Türk'ün sonsuza uyanan taşlarını bizler bu isimlerin hazırladıkları metinlerden öğreniyorduk. Nihayet 1997-2002 arasında TİKA tarafından desteklenen proje ile Orhun Kitabelerinin gölgesinde yatıp kalkan, etrafında tavaf niyetine dolaşan Leylasına kavuşmuş
Mecnunlar görülmeye başlandı. Türk sanat tarihçisi, Türk Tarihçisi, Türk Dilcisi Türk soylu alimlerin adını duymaya başladık. Bazen bu çalışmalara idari görevleri icabı tesadüfen dahil olmuş kimseler mirasçıdan mal kaçırırcasına yarım yamalak yayınlar da yapmışlardı. Hatta bu
projede başından sonuna kadar yazıtların yanında bulunup epigrafik belgelemeler yapan, metinlerin fotoğraflarını çeken arkadaşlarımızın yayına
hazırladıkları albüme sanki kendileri hazırlamışçasına destursuz ve hayasızca ilk isim olarak kendi isimlerini yazdırmışlar gerçek emek sahibinin adını
dahi koymamışlardı. Neyse ki bu yanlışlık, haksızlık daha doğrusu hakkın gaspına teşebbüs Sertkaya Hocaya çarpmış onun müdahalesiyle bilim cengaverlerinin ismi kendi albümlerinde yer almıştı. TİKA'nın başlattığı çalışmalara, Ercilasun Başkanlığındaki TDK, Sertkaya'nın koordinasyonunda 'Göktürk (runik) yazılı belge, yazıt ve anıtların
albümü projesi'ni başlattı. Moğolistan, Sibirya, Orta Asya, Kafkasya, Doğu
Avrupa'daki Göktürk yazılı eserlerin albümlerini yayınlamayı amaçlayan proje çalışmaları da bugün bitmiş, Kafkasya ve Doğu Avrupa yayınlanmış diğerleri de yayınlanmak üzere TDK'ya teslim edilmişlerdir.
Bu tür tıpkıbasımlar, eserlerin albümlerinin yayınlanması üstelik bu yayınlarda Türk soylu Türkologların isimlerinin bulunması bizim için ayrı
bir gurur kaynağı olmuştur. Kıymetli Türkolog Dr. Cengiz Alyılmaz'ın elimdeki bu eser yalnız bir albüm değil. Cengiz Alyılmaz, sadece fotoğrafları vermemiş Költigin, Bige Kağan ve Bilge Tonyukuk kitabeleri hakkında genel
bilgi, üzerlerinde yapılan çalışmaları, yazıtların bütün yönleriyle bugünkü durumlarını detaylı fotoğraflarla verip ayrıca metinlerin yeniden ihyasını
da yapmıştır. Bugünden itibaren Radloff, Thomsen, Malov metinleri yanında ismini gururla söyleyeceğimiz bir Alyılmaz metni ortaya koymuştur.
Cengiz, metinlerin tamamında daha önce yapılan okumalarla da mukayeseler yapmıştır. Metinlerin Göktürk yazılı satırlarının Latin yazısına çevirisini
ve Türkiye Türkçesine aktarımını da vermiş tartışmalı satırlar hakkında daha önceki yayınları göstermiştir. Eserin, epigrafik belgelemeleri bundan böyle Alyılmaz metni olarak anacağımız ihya edilmiş kısımlarıdır. Şimdiye kadar Türkoloji bölümlerinde okuduğumuz ve okuttuğumuz Talat Tekin, Muharrem Ergin Hocalara minnettarlıklarımızı sunuyoruz tarihi bir görevi yerine getirdiklerini söylüyor teşekkür ediyoruz. Ama bundan sonra bütün Türkoloji bölümlerinde daha doğrusu Orhun Yazıtları ile metinlerinin okutulduğu derslerde Cengiz Alyımaz'ın Orhun Yazıtlarının Buigünkü Durumu
adlı eserinin okutulması gerektiğine inanıyorum. Kendi bilginimize sahip çıkalım.
Bu eseri okuyalım, okutalım, kütüphanelerimize tavsiye edelim.
Eseri önce şöyle bir gözden geçiriyorum Giriş kısmına Orhun Şelalesinin görüntüsüyle başlıyor. Aklıma, Türkoloji ile tanıştığım fakülte yıllarımdaki,
'Orhun'dan Geliyorum' başlıklı Nejat Diyarbekirli'nin Orkun'un yazısı geliyor. Türk alimlerin Orhun'dan gelmeleri büyük heyecan vermişti.
W. Radloff'un, Trudı Orhonskoy Ekcpeditşi, Atlas Drevnostey Mongolii, Sanktpeterburg, 1892-1899 adlı eserinin tıpkıbasımı 1995 yılında TİKA tarafından yapıldığında benzeri heyecanı duymuştum. A.B. Ercilasun, bu esere yazdığı 'Türk Bengü Taşları' başlıklı takdiminde 'Elinizdeki eser, Türkoloji tarihinin dönüm noktalarından birini gösterdiği gibi milli tarihimizin en önemli belgelerini de içinde bulundurmaktadır.' cümlesiyle eserin önemini
belirtmekteydi.1892'den bu yana Orhun yazıtlarıyla ilgili bütün yayınlarda W. Radloff'un bu eseri mihenk taşı olmuş, yapılan metin neşriyatlarının tamamına yakını bu eserdeki metinleri esas almıştı. Hüsetin Namık Orkun, Talat Tekin ve Muharrem Ergin hocaların neşriyatları da Radloff'a dayanmaktaydı.
Bizi yetiştiren hocalarımızın fakülte yıllarında okuduğu Orhun Yazıtları ile ilgili metinler aynı metinlerdi. Bize de aynı metinleri okuttular. Başkası yoktu. Radloff, Thomsen, Malov... Türk'ün sonsuza uyanan taşlarını bizler bu isimlerin hazırladıkları metinlerden öğreniyorduk. Nihayet 1997-2002 arasında TİKA tarafından desteklenen proje ile Orhun Kitabelerinin gölgesinde yatıp kalkan, etrafında tavaf niyetine dolaşan Leylasına kavuşmuş
Mecnunlar görülmeye başlandı. Türk sanat tarihçisi, Türk Tarihçisi, Türk Dilcisi Türk soylu alimlerin adını duymaya başladık. Bazen bu çalışmalara idari görevleri icabı tesadüfen dahil olmuş kimseler mirasçıdan mal kaçırırcasına yarım yamalak yayınlar da yapmışlardı. Hatta bu
projede başından sonuna kadar yazıtların yanında bulunup epigrafik belgelemeler yapan, metinlerin fotoğraflarını çeken arkadaşlarımızın yayına
hazırladıkları albüme sanki kendileri hazırlamışçasına destursuz ve hayasızca ilk isim olarak kendi isimlerini yazdırmışlar gerçek emek sahibinin adını
dahi koymamışlardı. Neyse ki bu yanlışlık, haksızlık daha doğrusu hakkın gaspına teşebbüs Sertkaya Hocaya çarpmış onun müdahalesiyle bilim cengaverlerinin ismi kendi albümlerinde yer almıştı. TİKA'nın başlattığı çalışmalara, Ercilasun Başkanlığındaki TDK, Sertkaya'nın koordinasyonunda 'Göktürk (runik) yazılı belge, yazıt ve anıtların
albümü projesi'ni başlattı. Moğolistan, Sibirya, Orta Asya, Kafkasya, Doğu
Avrupa'daki Göktürk yazılı eserlerin albümlerini yayınlamayı amaçlayan proje çalışmaları da bugün bitmiş, Kafkasya ve Doğu Avrupa yayınlanmış diğerleri de yayınlanmak üzere TDK'ya teslim edilmişlerdir.
Bu tür tıpkıbasımlar, eserlerin albümlerinin yayınlanması üstelik bu yayınlarda Türk soylu Türkologların isimlerinin bulunması bizim için ayrı
bir gurur kaynağı olmuştur. Kıymetli Türkolog Dr. Cengiz Alyılmaz'ın elimdeki bu eser yalnız bir albüm değil. Cengiz Alyılmaz, sadece fotoğrafları vermemiş Költigin, Bige Kağan ve Bilge Tonyukuk kitabeleri hakkında genel
bilgi, üzerlerinde yapılan çalışmaları, yazıtların bütün yönleriyle bugünkü durumlarını detaylı fotoğraflarla verip ayrıca metinlerin yeniden ihyasını
da yapmıştır. Bugünden itibaren Radloff, Thomsen, Malov metinleri yanında ismini gururla söyleyeceğimiz bir Alyılmaz metni ortaya koymuştur.
Cengiz, metinlerin tamamında daha önce yapılan okumalarla da mukayeseler yapmıştır. Metinlerin Göktürk yazılı satırlarının Latin yazısına çevirisini
ve Türkiye Türkçesine aktarımını da vermiş tartışmalı satırlar hakkında daha önceki yayınları göstermiştir. Eserin, epigrafik belgelemeleri bundan böyle Alyılmaz metni olarak anacağımız ihya edilmiş kısımlarıdır. Şimdiye kadar Türkoloji bölümlerinde okuduğumuz ve okuttuğumuz Talat Tekin, Muharrem Ergin Hocalara minnettarlıklarımızı sunuyoruz tarihi bir görevi yerine getirdiklerini söylüyor teşekkür ediyoruz. Ama bundan sonra bütün Türkoloji bölümlerinde daha doğrusu Orhun Yazıtları ile metinlerinin okutulduğu derslerde Cengiz Alyımaz'ın Orhun Yazıtlarının Buigünkü Durumu
adlı eserinin okutulması gerektiğine inanıyorum. Kendi bilginimize sahip çıkalım.
Bu eseri okuyalım, okutalım, kütüphanelerimize tavsiye edelim.