Osmanlı Devletin'de Siyaseten Katl

Stok Kodu:
9789944931144
Boyut:
140-235
Sayfa Sayısı:
280
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
4
Basım Tarihi:
2017-02
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
0,00
9789944931144
81905
Osmanlı Devletin'de Siyaseten Katl
Osmanlı Devletin'de Siyaseten Katl
0.00

Osmanlı Devleti'nin tek ve mutlak egemeni olan padi­şah, kendi otoritesine yönelik en küçük bir sınırlama girişimi ya da kendisinin dışındaki bir otoritenin ortaya çıkmasını, iktidarını sürdürebilmek için, ortadan kaldırmak zorundaydı. Bunun tek ve en güvenli çaresi de, bu tür girişimlerde bulunan devlet adamlarını katlettirmekti. 15. yüzyıl ortalarına kadar mutlak oto­ritelerini henüz tam olarak kuramamış olan hükümdarlar, Fatih Sultan Mehmet'in, Vezir-i Azamı Çandarlı Halil Paşa'yı ortadan kaldırmasının ardından, siyaseten katl önlemine sıkça başvurur oldular. II. Bayezid'in, döneminde oldukça güçlenen devşirme devlet adamları partisinin elebaşı olup, kendisini tehdit ederek istediğini yaptıran Arnavut devşirmesi Gedik Ahmet Paşa'yı katlettirmesiyle, devşirme diktatörlüğü kesin olarak sona ermiş ve artık “kul”lar, başka yollardan kendilerini kabul ettirme yoluna sapmışlardı: İftira, entrika gibi yöntemlerle başa geç­mek, yine bu yolla ortaklıkta hâkim olmak, fakat efendileri padişaha açıkça karşı gelmemek yolu... Buna rağmen devşirme partisinin, kendi organı Yeniçeri Ocağı ile hükümet darbeleri yaptığı görüldü. Hükümdarı tahtından indirip yerine başka bir şehzadeyi padişah yapmak isteyen devlet adamları, isyancılar tarafını tutup bu saltanatın “haksız” oldu­ğuna karar veren ulema, padişah hakkında ileri geri, ölçüsüzce konuşan ve ona söven herhangi rütbedeki biri ile Sünni İslâm'a aykırı düşüncelere sahip olanlar, siyaseten katl yoluyla cezalandırıldı. Hangi hareketin isyan sayılacağını belirlemek konusunda geniş bir takdir hakkına sahip olan padişah, ulemadan aldığı fetva yoluyla siyaseten katlleri meşrulaştırdı.

Osmanlı Devleti'nin tek ve mutlak egemeni olan padi­şah, kendi otoritesine yönelik en küçük bir sınırlama girişimi ya da kendisinin dışındaki bir otoritenin ortaya çıkmasını, iktidarını sürdürebilmek için, ortadan kaldırmak zorundaydı. Bunun tek ve en güvenli çaresi de, bu tür girişimlerde bulunan devlet adamlarını katlettirmekti. 15. yüzyıl ortalarına kadar mutlak oto­ritelerini henüz tam olarak kuramamış olan hükümdarlar, Fatih Sultan Mehmet'in, Vezir-i Azamı Çandarlı Halil Paşa'yı ortadan kaldırmasının ardından, siyaseten katl önlemine sıkça başvurur oldular. II. Bayezid'in, döneminde oldukça güçlenen devşirme devlet adamları partisinin elebaşı olup, kendisini tehdit ederek istediğini yaptıran Arnavut devşirmesi Gedik Ahmet Paşa'yı katlettirmesiyle, devşirme diktatörlüğü kesin olarak sona ermiş ve artık “kul”lar, başka yollardan kendilerini kabul ettirme yoluna sapmışlardı: İftira, entrika gibi yöntemlerle başa geç­mek, yine bu yolla ortaklıkta hâkim olmak, fakat efendileri padişaha açıkça karşı gelmemek yolu... Buna rağmen devşirme partisinin, kendi organı Yeniçeri Ocağı ile hükümet darbeleri yaptığı görüldü. Hükümdarı tahtından indirip yerine başka bir şehzadeyi padişah yapmak isteyen devlet adamları, isyancılar tarafını tutup bu saltanatın “haksız” oldu­ğuna karar veren ulema, padişah hakkında ileri geri, ölçüsüzce konuşan ve ona söven herhangi rütbedeki biri ile Sünni İslâm'a aykırı düşüncelere sahip olanlar, siyaseten katl yoluyla cezalandırıldı. Hangi hareketin isyan sayılacağını belirlemek konusunda geniş bir takdir hakkına sahip olan padişah, ulemadan aldığı fetva yoluyla siyaseten katlleri meşrulaştırdı.

Kapat