"Taktik olarak, bir eşkıya çetesi ile karşılaşan Osmanlı zabitleri, evvela arazi durumunu inceleyip, kuvvetlerini çeteyi çembere alacak ve kaçış yollarını kapatacak şekilde yerleştirerek, en kısa yoldan etkili bir hücumla çetenin merkezine doğru taarruz edecek şekilde harekâtını planlayarak başarıya ulaşıyordu."
Osmanlı ordusunun gayrinizami harple sürekli meşguliyeti, askerî gelenek ve performans üzerinde önemli izler bırakmıştır. Osmanlı askeriyesinin, kendine mahsus bir gayrinizami harp doktrinine sahip olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Yüzbaşı Ömer Fevzi Bey'in Muhafaza-i Asâyişe Me'mûr Zâbitânın Vezâifi: Usûl-i Takib-i Eşkıya ve Çete Muharebeleri adını verdiği bu eser, ilk yazılı ve matbu Osmanlı gayrinizami harp talimnamesi olarak tanımlanmaya uygundur.
Türk Ordusu'nun gayrinizami harbi ABD ordusundan öğrendiğine yönelik algıyı ortadan kaldırmaya bu eser tek başına yeter.
"Taktik olarak, bir eşkıya çetesi ile karşılaşan Osmanlı zabitleri, evvela arazi durumunu inceleyip, kuvvetlerini çeteyi çembere alacak ve kaçış yollarını kapatacak şekilde yerleştirerek, en kısa yoldan etkili bir hücumla çetenin merkezine doğru taarruz edecek şekilde harekâtını planlayarak başarıya ulaşıyordu."
Osmanlı ordusunun gayrinizami harple sürekli meşguliyeti, askerî gelenek ve performans üzerinde önemli izler bırakmıştır. Osmanlı askeriyesinin, kendine mahsus bir gayrinizami harp doktrinine sahip olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Yüzbaşı Ömer Fevzi Bey'in Muhafaza-i Asâyişe Me'mûr Zâbitânın Vezâifi: Usûl-i Takib-i Eşkıya ve Çete Muharebeleri adını verdiği bu eser, ilk yazılı ve matbu Osmanlı gayrinizami harp talimnamesi olarak tanımlanmaya uygundur.
Türk Ordusu'nun gayrinizami harbi ABD ordusundan öğrendiğine yönelik algıyı ortadan kaldırmaya bu eser tek başına yeter.