Son yıllarda, refah devletinin krizi ve yoksulluk sorunu, dünya gündeminde önemli bir yer tutuyor. Refah rejimi, sosyal devlet, sosyal siyaset, sosyal yardım vb. kavramlar yeniden daha geniş bir tarihsel perspektifle ele alınıyor. Osmanlı tarihçiliğinde ise bu meselelere odaklanan ve daha çok monografik nitelik taşıyan çalışmalar, kuramsal ve kavramsal perspektif yoksunluğuyla malul. Nadir Özbek'in İkinci Abdülhamid ve İkinci Meşrutiyet dönemi sosyal devleti üzerine olan çalışması bu anlamda önemli bir boşluğu dolduruyor. Son dönem Osmanlı refah sistemini modern devletin oluşumu çerçevesinde değerlendiren Özbek, böylelikle Abdülhamid iktidarı ve İkinci Meşrutiyet'i tek bir paradigma içinde bütünleştirmiş oluyor. Yazar, bu iki dönemin farklılığını ise refah sistemlerinin monarşik ya da bürokratik-seküler olması noktasında koyuyor. Abdülhamid döneminin monarşik refah sistemi, padişahın kişiliğinde sembolleşen geniş bir paternal aileye aidiyet ve bu ailenin reisine bağlılık hissi yaratmak üzere kurgulanmış.
Son yıllarda, refah devletinin krizi ve yoksulluk sorunu, dünya gündeminde önemli bir yer tutuyor. Refah rejimi, sosyal devlet, sosyal siyaset, sosyal yardım vb. kavramlar yeniden daha geniş bir tarihsel perspektifle ele alınıyor. Osmanlı tarihçiliğinde ise bu meselelere odaklanan ve daha çok monografik nitelik taşıyan çalışmalar, kuramsal ve kavramsal perspektif yoksunluğuyla malul. Nadir Özbek'in İkinci Abdülhamid ve İkinci Meşrutiyet dönemi sosyal devleti üzerine olan çalışması bu anlamda önemli bir boşluğu dolduruyor. Son dönem Osmanlı refah sistemini modern devletin oluşumu çerçevesinde değerlendiren Özbek, böylelikle Abdülhamid iktidarı ve İkinci Meşrutiyet'i tek bir paradigma içinde bütünleştirmiş oluyor. Yazar, bu iki dönemin farklılığını ise refah sistemlerinin monarşik ya da bürokratik-seküler olması noktasında koyuyor. Abdülhamid döneminin monarşik refah sistemi, padişahın kişiliğinde sembolleşen geniş bir paternal aileye aidiyet ve bu ailenin reisine bağlılık hissi yaratmak üzere kurgulanmış.