Osmanlı tecrübesi İslâm medeniyetinin kemâl devri ve Müslümanlığın olgunluk noktasıdır. İslâmlaşma sürecinden başlayarak vücûd bulan Müslümanlık tarzını, İslâm'ın ta kendisi olarak gören Osmanlılar; Hanefî-Mâtüridî geleneğin açtığı zeminde harekete geçerler. Gazzâlî başta olmak üzere Râzî, İbnü'l-Arabî, Mevlânâ, Yûnus Emre, İbn Haldûn, Teftâzânî ve Cürcânî etrafında yeni baştan teşekkül etmenin imkânlarını yoklarlar. Mevcut geleneği tazeleyerek bir ileri aşamaya taşıyan bir usûl çerçevesinde yol alırlar. Gerisin geriye dönerek ileriye doğru akarlar. Zaman zaman terazi kırılıp şirâze kopsa da onlar, aklî olmayı esaslı bir vasıf hâle getirirken hissî bir noktaya doğru gitmekten de çekinmezler. Mücerret manzûmeler bütünü olarak kalıp hissiyâta dönüşemeyen fikrin hayata tasarruf edemeyeceğini çok iyi bilirler. Onlara göre nübüvvet nasıl Hazret-i Muhammed'de hitâma ve kemâle erdi ise milletler de Osmanlı ile hitâma ve kemâle ermiştir. Elinizdeki çalışma inanç sisteminden hareketle Osmanlı dünya görüşünün veya dînî düşüncesinin mâhiyetini ortaya koyma yolunda atılan mütevazi bir adımdır.
Osmanlı tecrübesi İslâm medeniyetinin kemâl devri ve Müslümanlığın olgunluk noktasıdır. İslâmlaşma sürecinden başlayarak vücûd bulan Müslümanlık tarzını, İslâm'ın ta kendisi olarak gören Osmanlılar; Hanefî-Mâtüridî geleneğin açtığı zeminde harekete geçerler. Gazzâlî başta olmak üzere Râzî, İbnü'l-Arabî, Mevlânâ, Yûnus Emre, İbn Haldûn, Teftâzânî ve Cürcânî etrafında yeni baştan teşekkül etmenin imkânlarını yoklarlar. Mevcut geleneği tazeleyerek bir ileri aşamaya taşıyan bir usûl çerçevesinde yol alırlar. Gerisin geriye dönerek ileriye doğru akarlar. Zaman zaman terazi kırılıp şirâze kopsa da onlar, aklî olmayı esaslı bir vasıf hâle getirirken hissî bir noktaya doğru gitmekten de çekinmezler. Mücerret manzûmeler bütünü olarak kalıp hissiyâta dönüşemeyen fikrin hayata tasarruf edemeyeceğini çok iyi bilirler. Onlara göre nübüvvet nasıl Hazret-i Muhammed'de hitâma ve kemâle erdi ise milletler de Osmanlı ile hitâma ve kemâle ermiştir. Elinizdeki çalışma inanç sisteminden hareketle Osmanlı dünya görüşünün veya dînî düşüncesinin mâhiyetini ortaya koyma yolunda atılan mütevazi bir adımdır.