Osmanlı toplumunun modern siyasetle tanıştığı 19. yüzyılda, egemenliğin kullanımına iştirak etmek isteyen “vatandaş” ortaya çıktı. Farklı etnik, dinsel, sınıfsal ve sosyal kökenlere sahip Osmanlıların bu “fesatcuyane” taleplerine merkezi yönetim, yasak ve cezalarla karşı koydu. Geleneksel Osmanlı yönetim anlayışını sürdürmekte ısrar eden 2. Abdülhamit, muhaliflerini etkisiz hale getirmek için yeni “yöntem”lere başvurduğu gibi eski cezalandırma biçimlerini de yaygınlaştırdı. Sansür, jurnal ve hafiye teşkilatları ile “sürgün” cezası, “istibdat” yönetimin temel direklerini oluşturdu. 1908 Devrimi ile baskıcı yönetim yıkılırken siyasal özgürlükler de Osmanlı vatandaşlarınca kullanılmaya başladı. “Hürriyetin ilanı”, 2. Abdülhamit döneminde imparatorluğun çeşitli vilayetlerine sürgün edilmiş veya yurt dışına kaçmak zorunda kalmış Jön Türklerin memleketlerine geri dönmelerine imkân tanımıştı. Ancak İttihat ve Terakki Cemiyeti’nden de bekledikleri ilgiyi göremeyen siyasi mağdurlar, “Fedakâran-ı Millet Cemiyeti” adı altında örgütlenerek hem istibdat dönemi yöneticilerine, hem de yeni rejimin egemenlerine karşı muhalefet bayrağına sarıldılar. II. Meşrutiyet döneminin ilk yıllarında sürgün ve firarilerin “hak arama mücadelesi”ni konu alan bu kitap, imparatorluktan Cumhuriyet’e miras kalan bir cezalandırma biçiminin “kurbanları”nın yaşamına da ışık tutmaya çalışıyor.
Hasan Taner Kerimoğlu Dokuz Eylül Üniversitesi'nde öğretim üyesidir. İttihat-Terakki ve Rumlar 1908-1914 (Libra Kitapçılık ve Yay., İstanbul, 2009) ile Osmanlı Kamuoyunda Balkan Meselesi 1908-1914 (Libra Kitapçılık ve Yay., İstanbul, 2015) başlıklı iki kitabı daha bulunan Kerimoğlu, İttihat ve Terakki Cemiyeti, Osmanlı-Yunan ilişkileri, Osmanlı İmparatorluğu'nda siyasal düşünceler ve toplumsal hareketler üzerine çalışmaktadır.
Osmanlı toplumunun modern siyasetle tanıştığı 19. yüzyılda, egemenliğin kullanımına iştirak etmek isteyen “vatandaş” ortaya çıktı. Farklı etnik, dinsel, sınıfsal ve sosyal kökenlere sahip Osmanlıların bu “fesatcuyane” taleplerine merkezi yönetim, yasak ve cezalarla karşı koydu. Geleneksel Osmanlı yönetim anlayışını sürdürmekte ısrar eden 2. Abdülhamit, muhaliflerini etkisiz hale getirmek için yeni “yöntem”lere başvurduğu gibi eski cezalandırma biçimlerini de yaygınlaştırdı. Sansür, jurnal ve hafiye teşkilatları ile “sürgün” cezası, “istibdat” yönetimin temel direklerini oluşturdu. 1908 Devrimi ile baskıcı yönetim yıkılırken siyasal özgürlükler de Osmanlı vatandaşlarınca kullanılmaya başladı. “Hürriyetin ilanı”, 2. Abdülhamit döneminde imparatorluğun çeşitli vilayetlerine sürgün edilmiş veya yurt dışına kaçmak zorunda kalmış Jön Türklerin memleketlerine geri dönmelerine imkân tanımıştı. Ancak İttihat ve Terakki Cemiyeti’nden de bekledikleri ilgiyi göremeyen siyasi mağdurlar, “Fedakâran-ı Millet Cemiyeti” adı altında örgütlenerek hem istibdat dönemi yöneticilerine, hem de yeni rejimin egemenlerine karşı muhalefet bayrağına sarıldılar. II. Meşrutiyet döneminin ilk yıllarında sürgün ve firarilerin “hak arama mücadelesi”ni konu alan bu kitap, imparatorluktan Cumhuriyet’e miras kalan bir cezalandırma biçiminin “kurbanları”nın yaşamına da ışık tutmaya çalışıyor.
Hasan Taner Kerimoğlu Dokuz Eylül Üniversitesi'nde öğretim üyesidir. İttihat-Terakki ve Rumlar 1908-1914 (Libra Kitapçılık ve Yay., İstanbul, 2009) ile Osmanlı Kamuoyunda Balkan Meselesi 1908-1914 (Libra Kitapçılık ve Yay., İstanbul, 2015) başlıklı iki kitabı daha bulunan Kerimoğlu, İttihat ve Terakki Cemiyeti, Osmanlı-Yunan ilişkileri, Osmanlı İmparatorluğu'nda siyasal düşünceler ve toplumsal hareketler üzerine çalışmaktadır.