Qurzeli Usiv'in 70 Yılı

Stok Kodu:
9789750514401
Boyut:
135-195
Sayfa Sayısı:
304
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2014-03
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
0,00
9789750514401
210129
Qurzeli Usiv'in 70 Yılı
Qurzeli Usiv'in 70 Yılı
0.00
Sonunda uyumuşum. Ne kadar zaman geçti bilmiyorum, bir ses ile
uyandığımda, bir de baktım ki etrafım insanlarla dolu. Epey kişi yan
yana oturmuş, sessizce bekliyor. Birbirimize bakıyoruz ama, ne onlar
bir şey söylüyorlar ne de ben. O şekilde sabaha kadar bekledim. Şafak
söker sökmez de, bir film kopar gibi, o insanlar oradan kaybolup
gittiler. Neyin nesiydi, kimdi gördüklerim, nerden gelmiş nereye
gitmişlerdi bilmiyorum. Ama o zaman yaptığım bir tahmin vardı,
onu aktarayım: Ben onları iyilik yapan cinler ya da melekler olarak
düşündüm. Muhtemelen de Abdal Musanın askerleridir; kimse beni
görmesin, karışmasın diye korumaya gelmişler. Bizim taraflarda,
Abdal Musa bir cin taburunun komutanı olarak bilinirdi. Onun
komutasındaki cinler saldırgan ve yağmacıydılar. Asıl işleri kötülük
yapmaktı ama belli hallerde belli kişilere iyilik elini de uzatabilir,
yardımcı olabilirlerdi. Anlaşılan o gece beni himayelerine almış,
korumuşlardı.
Bingölün Kiğı ilçesine bağlı Hop köyünün Qurze mezrasında başlayan,
küçük yaşlardan itibaren Dersimin (Tunceli) Kızılkilisesinde
(Nazımiye) devam eden uzun ve acılı bir hayatın hikâyesi Şeyh Sait
isyanı ve Ermeni katliamının soluk hatıraları, Dersim harekâtının
hatırdan çıkaramadığı korkunç tecrübesine bağlanıyor. 1938 sonrası
işlemeye devam eden yaralarla, İkinci Dünya Savaşı yıllarıyla ve
kızılbaş olarak askerlik yapmanın tecrübesiyle devam ediyor.
Qurzeli Usiv'in 70 Yılı, bu büyük olayların içinden, aynı zamanda aşiret
ilişkilerini ve husumetlerini, pir-mürşit bağını ve o zamanki Dersimin
toplum ve aile yaşantısının birçok ayrıntısını, yalın ve canlı bir dille
anlatıyor.
Sonunda uyumuşum. Ne kadar zaman geçti bilmiyorum, bir ses ile
uyandığımda, bir de baktım ki etrafım insanlarla dolu. Epey kişi yan
yana oturmuş, sessizce bekliyor. Birbirimize bakıyoruz ama, ne onlar
bir şey söylüyorlar ne de ben. O şekilde sabaha kadar bekledim. Şafak
söker sökmez de, bir film kopar gibi, o insanlar oradan kaybolup
gittiler. Neyin nesiydi, kimdi gördüklerim, nerden gelmiş nereye
gitmişlerdi bilmiyorum. Ama o zaman yaptığım bir tahmin vardı,
onu aktarayım: Ben onları iyilik yapan cinler ya da melekler olarak
düşündüm. Muhtemelen de Abdal Musanın askerleridir; kimse beni
görmesin, karışmasın diye korumaya gelmişler. Bizim taraflarda,
Abdal Musa bir cin taburunun komutanı olarak bilinirdi. Onun
komutasındaki cinler saldırgan ve yağmacıydılar. Asıl işleri kötülük
yapmaktı ama belli hallerde belli kişilere iyilik elini de uzatabilir,
yardımcı olabilirlerdi. Anlaşılan o gece beni himayelerine almış,
korumuşlardı.
Bingölün Kiğı ilçesine bağlı Hop köyünün Qurze mezrasında başlayan,
küçük yaşlardan itibaren Dersimin (Tunceli) Kızılkilisesinde
(Nazımiye) devam eden uzun ve acılı bir hayatın hikâyesi Şeyh Sait
isyanı ve Ermeni katliamının soluk hatıraları, Dersim harekâtının
hatırdan çıkaramadığı korkunç tecrübesine bağlanıyor. 1938 sonrası
işlemeye devam eden yaralarla, İkinci Dünya Savaşı yıllarıyla ve
kızılbaş olarak askerlik yapmanın tecrübesiyle devam ediyor.
Qurzeli Usiv'in 70 Yılı, bu büyük olayların içinden, aynı zamanda aşiret
ilişkilerini ve husumetlerini, pir-mürşit bağını ve o zamanki Dersimin
toplum ve aile yaşantısının birçok ayrıntısını, yalın ve canlı bir dille
anlatıyor.
Kapat