Elinizdeki eser, Türkiye'de Türk tarihi alanında ezberleri bozacak bir çalışmadır. Tarih ve siyaset alanında Viyana'dan beri geri tutulan Türklerin aslında dünya tarih ve kültürünün ne denli merkezinde olduğunu da göstermektedir. Bize dikte ettirilen batı eksenli tarih anlayışından farklı olarak, Türk ve doğu eksenli ve özgüvenli olarak kaleme alınmıştır.
Eserde binlerce yıllık Türk toprağı olan Deşt-i Kıpçak'ta yok edildiği sanılan ama bir Türk boyu olarak yaşayan ve Rus adı ile anılan, kurganlardan, Rus vakayinamelerine, hatta ikonların değişen yazılarına değil, sabit kalan resimlerin ifadeleri ışığında Türklerin varlığı ortaya konulduğu gibi, yoğurttan dokumaya, demirden ziraata pek çok unsurun mucidi olan Türklerin cihan hakimiyetini çok kere yakalamasına rağmen kaybetmeleri anlatılmış ve tekrar yakalaması için vesile olması amaçlanmıştır.
Elinizdeki eser, Türkiye'de Türk tarihi alanında ezberleri bozacak bir çalışmadır. Tarih ve siyaset alanında Viyana'dan beri geri tutulan Türklerin aslında dünya tarih ve kültürünün ne denli merkezinde olduğunu da göstermektedir. Bize dikte ettirilen batı eksenli tarih anlayışından farklı olarak, Türk ve doğu eksenli ve özgüvenli olarak kaleme alınmıştır.
Eserde binlerce yıllık Türk toprağı olan Deşt-i Kıpçak'ta yok edildiği sanılan ama bir Türk boyu olarak yaşayan ve Rus adı ile anılan, kurganlardan, Rus vakayinamelerine, hatta ikonların değişen yazılarına değil, sabit kalan resimlerin ifadeleri ışığında Türklerin varlığı ortaya konulduğu gibi, yoğurttan dokumaya, demirden ziraata pek çok unsurun mucidi olan Türklerin cihan hakimiyetini çok kere yakalamasına rağmen kaybetmeleri anlatılmış ve tekrar yakalaması için vesile olması amaçlanmıştır.