- Tıpkıbasım
- Sahaf
- Tarih
- Edebiyat
- Arkeoloji
- Sanat - Mimarlık
- İslam
- Başvuru - Kaynak
- Süreli Yayınlar
- COĞRAFYA
- Din
- Müzik
- Siyaset
- Eğitim
- DİLBİLİM
- SOSYAL BİLİMLER
- Ekonomi
- Etnik
- Felsefe - Düşünce
- Genel
- Hobi
- Hukuk
- Tıp - Sağlık
- ŞEHİRLER
- İletişim - Medya
- Sosyoloji
- Yemek Kitapları
- Psikoloji
- Spor
- Temel Bilimler - Mühendislik
- Turizm - Gezi
- KELEPİR Kitaplar
- Araştırma
- Başvuru
- Bilim
- Çağdaş Dünya Edebiyatı
- Çizgi Roman
- Çocuk Kitapları
- Diğer
- Düşünce
- Felsefe Düşünce
- Gezi
- Hobi Kitapları
- Kişisel Gelişim
- Kitap Setleri
- Kitap Setleri
- Klasikler
- Kültür Sanat
- Lisan
- Sağlık Tıp
- Sanat
- Sinema Tiyatro
- Yemek
- İmzalı Kitaplar
- Para
- Pul
9786053608851
193492

https://www.sahafium.com/kitap/semaver-p193492.html
Semaver
0.00
Sait Faik, Burgaz çalılıklarından çekti bir kızılcık dalı kopardı, kalem gibi yonttu, ucunu yaşama batırdı ve yazmaya koyuldu.
Türk hikâyeciliği Ömer Seyfettinden sonra Memduh Şevket Esendal, Fahri Celalettin gibi ustaların sürdürdüğü bir türdü. Sabahattin Ali, Refik Halitin memleket hikâyeciliğine diyalektik bir görüş katmış ve bu yeniliği ile 1940ların tek ismi olmuştu . Sait Faik ise onların yapmadığı bir şeyi yaptı. Bir konuyu deği l, yaşamın bir parçasını işliyordu. Bir tez savunmuyor, bir yaşantıyı yansıtıyordu. İnsan sevgisi dolu, doğa sevgisi dolu bir yüreği vardı. Neye baksa bu sevgi ile ısınıyor, ışıklanıyordu. Biz anc ak o el attıktan sonradır ki, en önemsiz görünen insanların ve şeylerin zevkine eriştik.
Haldun Taner, Ölürse Ten Ölür Canlar Ölesi Değil, 1983.
Türk hikâyeciliği Ömer Seyfettinden sonra Memduh Şevket Esendal, Fahri Celalettin gibi ustaların sürdürdüğü bir türdü. Sabahattin Ali, Refik Halitin memleket hikâyeciliğine diyalektik bir görüş katmış ve bu yeniliği ile 1940ların tek ismi olmuştu . Sait Faik ise onların yapmadığı bir şeyi yaptı. Bir konuyu deği l, yaşamın bir parçasını işliyordu. Bir tez savunmuyor, bir yaşantıyı yansıtıyordu. İnsan sevgisi dolu, doğa sevgisi dolu bir yüreği vardı. Neye baksa bu sevgi ile ısınıyor, ışıklanıyordu. Biz anc ak o el attıktan sonradır ki, en önemsiz görünen insanların ve şeylerin zevkine eriştik.
Haldun Taner, Ölürse Ten Ölür Canlar Ölesi Değil, 1983.
Sait Faik, Burgaz çalılıklarından çekti bir kızılcık dalı kopardı, kalem gibi yonttu, ucunu yaşama batırdı ve yazmaya koyuldu.
Türk hikâyeciliği Ömer Seyfettinden sonra Memduh Şevket Esendal, Fahri Celalettin gibi ustaların sürdürdüğü bir türdü. Sabahattin Ali, Refik Halitin memleket hikâyeciliğine diyalektik bir görüş katmış ve bu yeniliği ile 1940ların tek ismi olmuştu . Sait Faik ise onların yapmadığı bir şeyi yaptı. Bir konuyu deği l, yaşamın bir parçasını işliyordu. Bir tez savunmuyor, bir yaşantıyı yansıtıyordu. İnsan sevgisi dolu, doğa sevgisi dolu bir yüreği vardı. Neye baksa bu sevgi ile ısınıyor, ışıklanıyordu. Biz anc ak o el attıktan sonradır ki, en önemsiz görünen insanların ve şeylerin zevkine eriştik.
Haldun Taner, Ölürse Ten Ölür Canlar Ölesi Değil, 1983.
Türk hikâyeciliği Ömer Seyfettinden sonra Memduh Şevket Esendal, Fahri Celalettin gibi ustaların sürdürdüğü bir türdü. Sabahattin Ali, Refik Halitin memleket hikâyeciliğine diyalektik bir görüş katmış ve bu yeniliği ile 1940ların tek ismi olmuştu . Sait Faik ise onların yapmadığı bir şeyi yaptı. Bir konuyu deği l, yaşamın bir parçasını işliyordu. Bir tez savunmuyor, bir yaşantıyı yansıtıyordu. İnsan sevgisi dolu, doğa sevgisi dolu bir yüreği vardı. Neye baksa bu sevgi ile ısınıyor, ışıklanıyordu. Biz anc ak o el attıktan sonradır ki, en önemsiz görünen insanların ve şeylerin zevkine eriştik.
Haldun Taner, Ölürse Ten Ölür Canlar Ölesi Değil, 1983.
-
%30İNDİRİM490,00 343,00
-
%30İNDİRİM490,00 343,00
-
%30İNDİRİM490,00 343,00