XVI. yüzyılın önde gelen şahsiyetlerinden biri olan Şemseddin-i Sivasi, Mir'atü'l-Ahlak adlı eserini, okuyanların kendilerinden bulunan kötü huylarını gösterecek bir ayna olması düşüncesi ile yazmıştır. Şaire göre insan vücudu, sağda akıl ve ruhun komutan olduğu güzel ahlak dükkanlarının, solda ise nefs ve arzuların hükmettiği kötü ahlak ve dükkanların yer aldığı bir çarşıdır. Çarşıya yani insana egemen olmak için akıl ve nefs sürekli savaşmaktadır. Zafer, aklın galip gelmesidir. Aklın nefsi yenmesi için nelere sahip olduğunu ve düşmanının özelliklerini bilmesi gereklidir. Bunun için de bir rehbere ihtiyaç vardır. İşte şair bu amaçla Mir'atü'l-Ahlak'ı kaleme almıştır.
XVI. yüzyılın önde gelen şahsiyetlerinden biri olan Şemseddin-i Sivasi, Mir'atü'l-Ahlak adlı eserini, okuyanların kendilerinden bulunan kötü huylarını gösterecek bir ayna olması düşüncesi ile yazmıştır. Şaire göre insan vücudu, sağda akıl ve ruhun komutan olduğu güzel ahlak dükkanlarının, solda ise nefs ve arzuların hükmettiği kötü ahlak ve dükkanların yer aldığı bir çarşıdır. Çarşıya yani insana egemen olmak için akıl ve nefs sürekli savaşmaktadır. Zafer, aklın galip gelmesidir. Aklın nefsi yenmesi için nelere sahip olduğunu ve düşmanının özelliklerini bilmesi gereklidir. Bunun için de bir rehbere ihtiyaç vardır. İşte şair bu amaçla Mir'atü'l-Ahlak'ı kaleme almıştır.