9789750515408
213352
https://www.sahafium.com/kitap/siddet-siyaset-ve-medenilik-p213352.html
Şiddet, Siyaset ve Medenilik Karabasanlar İçinde Türkiye
0.00
Günümüzde şiddet çoğu zaman aşırı biçimler alıyor. Bunun üzerine
düşünmek şiddet, siyaset ve medeniyet üzerine düşünmek demek.
Geleceğin belirsizleştiği, içine kapanma ve nefret eğilimlerinin arttığı
bir dönemde, şiddete başvurmanın cazibesine kapılmaya yol açacak
tarihten devraldığımız iblislere teslim olmamak nasıl mümkün olabilir?
Bunun için güvenlikçi ve otoriter reflekslere, değişime direniş üzerine
düşünmek ertelenemez bir ihtiyaç. Aynı zamanda bu kopma anları
bir bellek çalışması gereğini gündeme getiriyor. Bu kopuş anlarını,
Étienne Balibarın aşırı şiddet olarak tanımladığı duruma teslim
olmadan nasıl aşabiliriz?
Siyaset, Şiddet, Sürgünü/Sürgünü Bozma başlığıyla İstanbulda
düzenlenen uluslararası konferans vesilesiyle yayımlanan bu kitapta,
Pınar Selek otoriter bir rejimde feminist ve antimilitarist mücadelelerin
siyasal repertuarın değişimine yaptıkları katkıya ışık tutuyor. Ahmet
İnsel, demokratik geçiş konusundaki siyasal kuramları ele alarak,
Türkiyede bir yüzyılı aşan bir süreden beri devam eden ve bitmeyen
geçiş/dönüşüm döneminin sürekliliklerini sorguluyor. Konferanstaki
tartışmaların merkezinde yer alan Balibarın metni ise şiddet
figürlerinin ikircilliğini ve şiddetle karşılaşan siyasetin sorunlarını ele
alıyor. Bireysel ve toplu şiddet neden bir türlü aşılamıyor? Şiddeti yok
etmek mümkün değilse, o zaman buna teslim olmadan, bu gerçeği
nasıl dönüştürebilir, bir siyasal pratiğe çevirebiliriz?
Elinizdeki kitap, şiddet karşıtı siyaset geliştirmek için siyaset ve şiddet
üzerine düşünmeye davet ediyor.
düşünmek şiddet, siyaset ve medeniyet üzerine düşünmek demek.
Geleceğin belirsizleştiği, içine kapanma ve nefret eğilimlerinin arttığı
bir dönemde, şiddete başvurmanın cazibesine kapılmaya yol açacak
tarihten devraldığımız iblislere teslim olmamak nasıl mümkün olabilir?
Bunun için güvenlikçi ve otoriter reflekslere, değişime direniş üzerine
düşünmek ertelenemez bir ihtiyaç. Aynı zamanda bu kopma anları
bir bellek çalışması gereğini gündeme getiriyor. Bu kopuş anlarını,
Étienne Balibarın aşırı şiddet olarak tanımladığı duruma teslim
olmadan nasıl aşabiliriz?
Siyaset, Şiddet, Sürgünü/Sürgünü Bozma başlığıyla İstanbulda
düzenlenen uluslararası konferans vesilesiyle yayımlanan bu kitapta,
Pınar Selek otoriter bir rejimde feminist ve antimilitarist mücadelelerin
siyasal repertuarın değişimine yaptıkları katkıya ışık tutuyor. Ahmet
İnsel, demokratik geçiş konusundaki siyasal kuramları ele alarak,
Türkiyede bir yüzyılı aşan bir süreden beri devam eden ve bitmeyen
geçiş/dönüşüm döneminin sürekliliklerini sorguluyor. Konferanstaki
tartışmaların merkezinde yer alan Balibarın metni ise şiddet
figürlerinin ikircilliğini ve şiddetle karşılaşan siyasetin sorunlarını ele
alıyor. Bireysel ve toplu şiddet neden bir türlü aşılamıyor? Şiddeti yok
etmek mümkün değilse, o zaman buna teslim olmadan, bu gerçeği
nasıl dönüştürebilir, bir siyasal pratiğe çevirebiliriz?
Elinizdeki kitap, şiddet karşıtı siyaset geliştirmek için siyaset ve şiddet
üzerine düşünmeye davet ediyor.
Günümüzde şiddet çoğu zaman aşırı biçimler alıyor. Bunun üzerine
düşünmek şiddet, siyaset ve medeniyet üzerine düşünmek demek.
Geleceğin belirsizleştiği, içine kapanma ve nefret eğilimlerinin arttığı
bir dönemde, şiddete başvurmanın cazibesine kapılmaya yol açacak
tarihten devraldığımız iblislere teslim olmamak nasıl mümkün olabilir?
Bunun için güvenlikçi ve otoriter reflekslere, değişime direniş üzerine
düşünmek ertelenemez bir ihtiyaç. Aynı zamanda bu kopma anları
bir bellek çalışması gereğini gündeme getiriyor. Bu kopuş anlarını,
Étienne Balibarın aşırı şiddet olarak tanımladığı duruma teslim
olmadan nasıl aşabiliriz?
Siyaset, Şiddet, Sürgünü/Sürgünü Bozma başlığıyla İstanbulda
düzenlenen uluslararası konferans vesilesiyle yayımlanan bu kitapta,
Pınar Selek otoriter bir rejimde feminist ve antimilitarist mücadelelerin
siyasal repertuarın değişimine yaptıkları katkıya ışık tutuyor. Ahmet
İnsel, demokratik geçiş konusundaki siyasal kuramları ele alarak,
Türkiyede bir yüzyılı aşan bir süreden beri devam eden ve bitmeyen
geçiş/dönüşüm döneminin sürekliliklerini sorguluyor. Konferanstaki
tartışmaların merkezinde yer alan Balibarın metni ise şiddet
figürlerinin ikircilliğini ve şiddetle karşılaşan siyasetin sorunlarını ele
alıyor. Bireysel ve toplu şiddet neden bir türlü aşılamıyor? Şiddeti yok
etmek mümkün değilse, o zaman buna teslim olmadan, bu gerçeği
nasıl dönüştürebilir, bir siyasal pratiğe çevirebiliriz?
Elinizdeki kitap, şiddet karşıtı siyaset geliştirmek için siyaset ve şiddet
üzerine düşünmeye davet ediyor.
düşünmek şiddet, siyaset ve medeniyet üzerine düşünmek demek.
Geleceğin belirsizleştiği, içine kapanma ve nefret eğilimlerinin arttığı
bir dönemde, şiddete başvurmanın cazibesine kapılmaya yol açacak
tarihten devraldığımız iblislere teslim olmamak nasıl mümkün olabilir?
Bunun için güvenlikçi ve otoriter reflekslere, değişime direniş üzerine
düşünmek ertelenemez bir ihtiyaç. Aynı zamanda bu kopma anları
bir bellek çalışması gereğini gündeme getiriyor. Bu kopuş anlarını,
Étienne Balibarın aşırı şiddet olarak tanımladığı duruma teslim
olmadan nasıl aşabiliriz?
Siyaset, Şiddet, Sürgünü/Sürgünü Bozma başlığıyla İstanbulda
düzenlenen uluslararası konferans vesilesiyle yayımlanan bu kitapta,
Pınar Selek otoriter bir rejimde feminist ve antimilitarist mücadelelerin
siyasal repertuarın değişimine yaptıkları katkıya ışık tutuyor. Ahmet
İnsel, demokratik geçiş konusundaki siyasal kuramları ele alarak,
Türkiyede bir yüzyılı aşan bir süreden beri devam eden ve bitmeyen
geçiş/dönüşüm döneminin sürekliliklerini sorguluyor. Konferanstaki
tartışmaların merkezinde yer alan Balibarın metni ise şiddet
figürlerinin ikircilliğini ve şiddetle karşılaşan siyasetin sorunlarını ele
alıyor. Bireysel ve toplu şiddet neden bir türlü aşılamıyor? Şiddeti yok
etmek mümkün değilse, o zaman buna teslim olmadan, bu gerçeği
nasıl dönüştürebilir, bir siyasal pratiğe çevirebiliriz?
Elinizdeki kitap, şiddet karşıtı siyaset geliştirmek için siyaset ve şiddet
üzerine düşünmeye davet ediyor.