Uzun zamandır üniversitelerde verdiğimiz derslerde, tarih bölümüne devam eden ya da bölümü bitirmiş genç arkadaşlarda genel olarak tarihçiler özel olarak da Türk tarihçileri hakkında büyük bir malumat eksikliği olduğunu fark ettik. Yine gözlemlediğimiz kadarıyla bu gençlerimizin çoğunluğu, neredeyse sadece lisans düzeyinde ders kitabı olarak okudukları tarihçileri tanımaktadır. Hatta daha somut örnekler üzerinden söylemek gerekirse belki İbrahim Kafesoğlu'nu kitabını okumuş olmaktan dolayı ismen duymakta ama genel Türk tarihi alanının kurucusu olan Zeki Velidi Togan'ı hiç tanımamaktadır. Okutulan ders kitabının yazarı olan iktisat tarihçisi X'in bilinmesine karşın, bir Barkan, bir Akdağ, bir Ülgener hiç işitilmemiş olabilmektedir. Ya da meslekten tarihçi olmamasına karşın eski Türk ve Osmanlı tarihyazımına büyük katkılar sağlamış Sencer Divitçioğlu ismi de neredeyse hiç duyulmamış olabilmektedir. Bu durum genç tarihçilerin Türkiye'de var olan büyük tarih birikimine nüfuz etmelerinin önünde bir engel olmasının yanı sıra
tarih bilgi ve görgülerini de ciddi oranda sınırlayan bir olumsuzluk olarak belirmektedir. Oysa disiplinlere hâkim olmak; disiplinleribüyüten, onları kuran öncü kişileri ve bu kişilerin yaptıklarını bilmekle başlar. Onların açtıkları yolun genişletilmesi, ancak mevcut birikimin hakkıyla bilinmesi ve bunlara yönelik eleştiri ve katkılarla mümkündür. Bu durum hem disiplinin geliştirilmesi için bir zorunluluk hem de ?ahde vefa' açısından bir gerekliliktir. Türk Tarihçileri kitabımız, lisans öğrencileri başta olmak üzere konuya ilgi duyan herkese, öncü tabir ettiğimiz Türk tarihçilerini belli açılardan inceleyip kısa hayat hikâyeleri yanında tarihçiliklerini de göstermek amacıyla hazırlanmıştır.
Uzun zamandır üniversitelerde verdiğimiz derslerde, tarih bölümüne devam eden ya da bölümü bitirmiş genç arkadaşlarda genel olarak tarihçiler özel olarak da Türk tarihçileri hakkında büyük bir malumat eksikliği olduğunu fark ettik. Yine gözlemlediğimiz kadarıyla bu gençlerimizin çoğunluğu, neredeyse sadece lisans düzeyinde ders kitabı olarak okudukları tarihçileri tanımaktadır. Hatta daha somut örnekler üzerinden söylemek gerekirse belki İbrahim Kafesoğlu'nu kitabını okumuş olmaktan dolayı ismen duymakta ama genel Türk tarihi alanının kurucusu olan Zeki Velidi Togan'ı hiç tanımamaktadır. Okutulan ders kitabının yazarı olan iktisat tarihçisi X'in bilinmesine karşın, bir Barkan, bir Akdağ, bir Ülgener hiç işitilmemiş olabilmektedir. Ya da meslekten tarihçi olmamasına karşın eski Türk ve Osmanlı tarihyazımına büyük katkılar sağlamış Sencer Divitçioğlu ismi de neredeyse hiç duyulmamış olabilmektedir. Bu durum genç tarihçilerin Türkiye'de var olan büyük tarih birikimine nüfuz etmelerinin önünde bir engel olmasının yanı sıra
tarih bilgi ve görgülerini de ciddi oranda sınırlayan bir olumsuzluk olarak belirmektedir. Oysa disiplinlere hâkim olmak; disiplinleribüyüten, onları kuran öncü kişileri ve bu kişilerin yaptıklarını bilmekle başlar. Onların açtıkları yolun genişletilmesi, ancak mevcut birikimin hakkıyla bilinmesi ve bunlara yönelik eleştiri ve katkılarla mümkündür. Bu durum hem disiplinin geliştirilmesi için bir zorunluluk hem de ?ahde vefa' açısından bir gerekliliktir. Türk Tarihçileri kitabımız, lisans öğrencileri başta olmak üzere konuya ilgi duyan herkese, öncü tabir ettiğimiz Türk tarihçilerini belli açılardan inceleyip kısa hayat hikâyeleri yanında tarihçiliklerini de göstermek amacıyla hazırlanmıştır.