Bu kaynak eserin Bakanlığımız tarafından tıpkıbasım (Farsça) ve Türkçe kutulu, 2 kitaplı set biçiminde Türkçeye kazandırılarak günümüz okuyucularına sunulması ilk Türkçe tercümesinden yaklaşık 600 yıl sonraya rastlamaktadır. Bugün bu unutulmuşluk bir şekilde telafi edilmektedir. Hazırlık çalışmaları 2011 yılında tamamlanan, Bakanlığımızın “Bilimin ve Felsefenin Doğulu Öncüleri Dizi”sinde, 2012 yılında yayımlanan “Zîc-i Uluğ Bey” isimli eser, Mirza Uluğ (1394-1449) tarafından, Ptolemy zamanından 15. yüzyılın ortasına kadar orijinal gözlem sonuçlarına dayalı olarak hazırlanmış, çağının en önemli astronomi cetvelleri olarak tarihteki yerini almıştır. Türk ve İslam bilim tarihinin en önemli eserlerinden biri olarak bilim yöntemleri ve sonuçları bakımından hem İslam hem de Latin Hristiyan dünyasında astronomi konusunda çığır açmış bir kitaptır. Eserin Türkçeye çevriminde yeni bir yaklaşım benimsenerek anlaşılır olması ön plana çıkarılmıştır. Bu yüzden sade bir üslup yanında günümüz terminolojisi kullanılmaya gayret edilmiştir. Zaman zaman ele alınan konular dipnotlarda çizimlerle desteklenerek yapılan bilimsel çalışmanın dakikliği ve bilimselliği özellikle vurgulanmak istenmiştir.
Bu kaynak eserin Bakanlığımız tarafından tıpkıbasım (Farsça) ve Türkçe kutulu, 2 kitaplı set biçiminde Türkçeye kazandırılarak günümüz okuyucularına sunulması ilk Türkçe tercümesinden yaklaşık 600 yıl sonraya rastlamaktadır. Bugün bu unutulmuşluk bir şekilde telafi edilmektedir. Hazırlık çalışmaları 2011 yılında tamamlanan, Bakanlığımızın “Bilimin ve Felsefenin Doğulu Öncüleri Dizi”sinde, 2012 yılında yayımlanan “Zîc-i Uluğ Bey” isimli eser, Mirza Uluğ (1394-1449) tarafından, Ptolemy zamanından 15. yüzyılın ortasına kadar orijinal gözlem sonuçlarına dayalı olarak hazırlanmış, çağının en önemli astronomi cetvelleri olarak tarihteki yerini almıştır. Türk ve İslam bilim tarihinin en önemli eserlerinden biri olarak bilim yöntemleri ve sonuçları bakımından hem İslam hem de Latin Hristiyan dünyasında astronomi konusunda çığır açmış bir kitaptır. Eserin Türkçeye çevriminde yeni bir yaklaşım benimsenerek anlaşılır olması ön plana çıkarılmıştır. Bu yüzden sade bir üslup yanında günümüz terminolojisi kullanılmaya gayret edilmiştir. Zaman zaman ele alınan konular dipnotlarda çizimlerle desteklenerek yapılan bilimsel çalışmanın dakikliği ve bilimselliği özellikle vurgulanmak istenmiştir.