Umumi Türk Tarihine Giriş 2 Cilt – Dvd’li
CİLT I: EN ESKİ DEVİRLERDEN 16. ASRA KADAR
CİLT II: HAŞİYELER VE İZAHLAR
Henüz 21 yaşındayken “genç tarihçi” lakabıyla ün salan Zeki Velidi Togan, ilk kitabı Türk-Tatar Tarihi’yle birlikte bütüncül bir Türk tarihi yazımının gerekliliğini vurgular. Kazan’da Kasımiye Medresesi’nde verdiği dersleri bir araya getirdiği bu ilk kitabının ardından, 1928 yılında ses getiren Türk Tarihi Dersleri’ni yayımlar. İstanbul Üniversitesi’nde verdiği dersleri bir araya getirdiği bu kitabı büyük tarihçilerimizden Fuad Köprülü ve Halil İnalcık ayrı bir önem vererek ele alırlar. Fuad Köprülü, “Bu eserle artık Türk milleti ilim sahasında taklitten kurtulup rüşd ve tahkik yoluna girmiştir; Garp âlimlerine bile tasdik ettireceğimizden eminim” diyerek eserin orijinal ve evrensel nitelikte olduğunu söyler.
Halil İnalcık da (2002) aynı eserin, ilk baskısı 1946’da yapılan ve günümüzde artık klasikleşmiş olan Umumi Türk Tarihine Giriş’in ilk taslağını oluşturduğunu belirtir. Zeki Velidi Togan, Umumi Türk Tarihine Giriş’te Türklerin tarihini İslamiyet öncesi ve sonrası olarak iki dönemde ele alır. Eser, uzun bir zaman dilimi ve geniş bir coğrafya üzerinde bu iki dönemi birleştiren bir siyasi kültür üzerine kurgulanmıştır. Türklerin tarihini, yaşadıkları coğrafyaya bağlı olarak kronolojik dönemlerden oluşan bir çerçeve içinde, tarih boyunca karşı karşıya kaldıkları konular açısından değerlendirmektedir.
Ahmet Zeki Velidi Togan (1890-1970) Şimdiki Rusya Federasyonu Başkurdistan Cumhuriyeti topraklarında İşimbay kazasının Küzen köyünde doğdu. Arapçayı babasından, Farsçayı annesinden öğrendi. Bu arada Rusça öğrenmeye de başlamıştı. Dayısı Habib Neccar’ın medresesine giderek Arap edebiyatı dersleri aldı. Eğitimini Kazan’daki Kasımiye Medresesi’nde tamamladı. Mensubu bulunduğu Başkurt toplumunun meselelerine eğilirken diğer yandan Türk tarihiyle ilgilendi. 1923’te İran’a geçti. Meşhed’deki kütüphanede o zamana kadar ortaya çıkmamış olan İbn Fadlan’ın Seyahatname’sini buldu. Türkiye Maarif Vekili Hamdullah Suphi Tanrıöver’in resmî daveti üzerine 1925’te İstanbul’a geldi, ardından Ankara’ya geçti. 3 Haziran 1925’te Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı oldu. Maarif Vekâleti Telif ve Tercüme Heyeti üyeliğine tayin edildi. 1927’de İstanbul Dârülfünunu Edebiyat Fakültesi’nde Türk tarihi muallimliğine getirildi. 1935’te İbn Fadlan hakkındaki doktorasını tamamladı ve Almanya’da Bonn Üniversitesi’nde çalıştı. 1938’de Göttingen Üniversitesi’ne geçti. 1939’da Türkiye’ye dönüp yeniden İstanbul Üniversitesi’nde göreve başladı ve 1970 yılında vefatına dek çalışmalarına burada devam etti.
Umumi Türk Tarihine Giriş 2 Cilt – Dvd’li
CİLT I: EN ESKİ DEVİRLERDEN 16. ASRA KADAR
CİLT II: HAŞİYELER VE İZAHLAR
Henüz 21 yaşındayken “genç tarihçi” lakabıyla ün salan Zeki Velidi Togan, ilk kitabı Türk-Tatar Tarihi’yle birlikte bütüncül bir Türk tarihi yazımının gerekliliğini vurgular. Kazan’da Kasımiye Medresesi’nde verdiği dersleri bir araya getirdiği bu ilk kitabının ardından, 1928 yılında ses getiren Türk Tarihi Dersleri’ni yayımlar. İstanbul Üniversitesi’nde verdiği dersleri bir araya getirdiği bu kitabı büyük tarihçilerimizden Fuad Köprülü ve Halil İnalcık ayrı bir önem vererek ele alırlar. Fuad Köprülü, “Bu eserle artık Türk milleti ilim sahasında taklitten kurtulup rüşd ve tahkik yoluna girmiştir; Garp âlimlerine bile tasdik ettireceğimizden eminim” diyerek eserin orijinal ve evrensel nitelikte olduğunu söyler.
Halil İnalcık da (2002) aynı eserin, ilk baskısı 1946’da yapılan ve günümüzde artık klasikleşmiş olan Umumi Türk Tarihine Giriş’in ilk taslağını oluşturduğunu belirtir. Zeki Velidi Togan, Umumi Türk Tarihine Giriş’te Türklerin tarihini İslamiyet öncesi ve sonrası olarak iki dönemde ele alır. Eser, uzun bir zaman dilimi ve geniş bir coğrafya üzerinde bu iki dönemi birleştiren bir siyasi kültür üzerine kurgulanmıştır. Türklerin tarihini, yaşadıkları coğrafyaya bağlı olarak kronolojik dönemlerden oluşan bir çerçeve içinde, tarih boyunca karşı karşıya kaldıkları konular açısından değerlendirmektedir.
Ahmet Zeki Velidi Togan (1890-1970) Şimdiki Rusya Federasyonu Başkurdistan Cumhuriyeti topraklarında İşimbay kazasının Küzen köyünde doğdu. Arapçayı babasından, Farsçayı annesinden öğrendi. Bu arada Rusça öğrenmeye de başlamıştı. Dayısı Habib Neccar’ın medresesine giderek Arap edebiyatı dersleri aldı. Eğitimini Kazan’daki Kasımiye Medresesi’nde tamamladı. Mensubu bulunduğu Başkurt toplumunun meselelerine eğilirken diğer yandan Türk tarihiyle ilgilendi. 1923’te İran’a geçti. Meşhed’deki kütüphanede o zamana kadar ortaya çıkmamış olan İbn Fadlan’ın Seyahatname’sini buldu. Türkiye Maarif Vekili Hamdullah Suphi Tanrıöver’in resmî daveti üzerine 1925’te İstanbul’a geldi, ardından Ankara’ya geçti. 3 Haziran 1925’te Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı oldu. Maarif Vekâleti Telif ve Tercüme Heyeti üyeliğine tayin edildi. 1927’de İstanbul Dârülfünunu Edebiyat Fakültesi’nde Türk tarihi muallimliğine getirildi. 1935’te İbn Fadlan hakkındaki doktorasını tamamladı ve Almanya’da Bonn Üniversitesi’nde çalıştı. 1938’de Göttingen Üniversitesi’ne geçti. 1939’da Türkiye’ye dönüp yeniden İstanbul Üniversitesi’nde göreve başladı ve 1970 yılında vefatına dek çalışmalarına burada devam etti.