1873 yılında İzmir'de doğan Mehmed Seyyid, Cumhuriyet döneminin ilk adliye vekilidir. Ataları Türkistan menşeli olan Seyyid bey, 1904 yılında devre birincisi olarak Mekteb-i Hukuk'tan mezun olmuştur. Mezuniyetinin ardından iki yıl kadar avukatlık yapmış daha sonra vefatına kadar belli aralıklarla Dârü'l-fünun Hukuk Fakültesi'nde usûl-i fıkıh dersi okutmuştur. İkinci Meşrutiyet'in ilanıyla birlikte siyasete atıldı ve o dönemin dikkat çeken önemli siyaset adamlarından biri olarak gözüktü. Güçlü bir ilmî nüfuza sahip olduğundan dolayı cemiyet içinde bir denge unsuru olarak kabul edildi. Mebus ve İslâm hukuku müderrisi olarak II. Meşrutiyet döneminde çeşitli kanunlaştırma ve tadil komisyonlarında görev aldı. 8 Mart 1925 yılında vefat etti.
Seyyid beyin eserlerinde güçlü bir mantık örgüsü ve tahlilci yaklaşım göze çarpmaktadır. Kavram ve terimlerin kullanılmasında gösterdiği titizlik ve tutarlılık, kaynaklara yaptığı atıflar gibi incelikler üslubunu etkili kılan ana unsurlar olarak gösterilir.
Usûl-i Fıkıh, Seyyid Bey'in fakültede okuttuğu derslere ait notlarından oluşmakta ve usûl-i fıkıh sistematiğini ihtiva etmektedir. Konular metin ve şerh biçiminde işlenmiş ve yer yer mezheplerin farklı görüşlerine de temas edilmiştir.
1873 yılında İzmir'de doğan Mehmed Seyyid, Cumhuriyet döneminin ilk adliye vekilidir. Ataları Türkistan menşeli olan Seyyid bey, 1904 yılında devre birincisi olarak Mekteb-i Hukuk'tan mezun olmuştur. Mezuniyetinin ardından iki yıl kadar avukatlık yapmış daha sonra vefatına kadar belli aralıklarla Dârü'l-fünun Hukuk Fakültesi'nde usûl-i fıkıh dersi okutmuştur. İkinci Meşrutiyet'in ilanıyla birlikte siyasete atıldı ve o dönemin dikkat çeken önemli siyaset adamlarından biri olarak gözüktü. Güçlü bir ilmî nüfuza sahip olduğundan dolayı cemiyet içinde bir denge unsuru olarak kabul edildi. Mebus ve İslâm hukuku müderrisi olarak II. Meşrutiyet döneminde çeşitli kanunlaştırma ve tadil komisyonlarında görev aldı. 8 Mart 1925 yılında vefat etti.
Seyyid beyin eserlerinde güçlü bir mantık örgüsü ve tahlilci yaklaşım göze çarpmaktadır. Kavram ve terimlerin kullanılmasında gösterdiği titizlik ve tutarlılık, kaynaklara yaptığı atıflar gibi incelikler üslubunu etkili kılan ana unsurlar olarak gösterilir.
Usûl-i Fıkıh, Seyyid Bey'in fakültede okuttuğu derslere ait notlarından oluşmakta ve usûl-i fıkıh sistematiğini ihtiva etmektedir. Konular metin ve şerh biçiminde işlenmiş ve yer yer mezheplerin farklı görüşlerine de temas edilmiştir.