Bu çalışmanın konusu olan Fîrûz u Dilefrûz adlı mesnevi, eski Türk edebiyatının olgunluk dönemi olarak tanimlayabileceğimiz XVII. yüzyılda, klasik Divan şiiri kalıplarına uygun tarzda yazılmış bir aşk hikâyesidir. Belli bir dönemin edebî zevkini biçimlendiren üstatların yanında, Va'dî gibi şairlerin tanıtılması, yaşadıkları dönemin edebiyat anlayışını bütün yönleriyle ortaya koyabilmek açısından önem taşımaktadır.
Mesnevide yer alan üç ara hikâyenin motifler ve kahramanlar bakımından halk hikâyeleriyle benzerlik taşıması, XVII. yüzyılda meddahların, şehnamecilerin, Karagözcülerin bütün halk çevreleri tarafından benimsenmeleri, saz şairlerinin çoğalması halk edebiyatı ile divan edebiyatı arasında bazı alışverişlerin gerçekleştiğine bir örnek oluşturan bu çalışma Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili Edebiyatı Bölümü hocalarından Zeynep Sabuncu'nun titiz bir çalışmasıdır.
Divan şiirinde mahallileşme akımının bir sonucu olarak da görülebilecek bu mesnevisinde şair, İstanbul sokaklarında dolaşan meddahlardan dinlediği bazı hikayelerdeki motifleri kullanmış ve benzer motifler yaratmış olarak karşımıza çıkar. (Arka kapaktan)
Bu çalışmanın konusu olan Fîrûz u Dilefrûz adlı mesnevi, eski Türk edebiyatının olgunluk dönemi olarak tanimlayabileceğimiz XVII. yüzyılda, klasik Divan şiiri kalıplarına uygun tarzda yazılmış bir aşk hikâyesidir. Belli bir dönemin edebî zevkini biçimlendiren üstatların yanında, Va'dî gibi şairlerin tanıtılması, yaşadıkları dönemin edebiyat anlayışını bütün yönleriyle ortaya koyabilmek açısından önem taşımaktadır.
Mesnevide yer alan üç ara hikâyenin motifler ve kahramanlar bakımından halk hikâyeleriyle benzerlik taşıması, XVII. yüzyılda meddahların, şehnamecilerin, Karagözcülerin bütün halk çevreleri tarafından benimsenmeleri, saz şairlerinin çoğalması halk edebiyatı ile divan edebiyatı arasında bazı alışverişlerin gerçekleştiğine bir örnek oluşturan bu çalışma Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili Edebiyatı Bölümü hocalarından Zeynep Sabuncu'nun titiz bir çalışmasıdır.
Divan şiirinde mahallileşme akımının bir sonucu olarak da görülebilecek bu mesnevisinde şair, İstanbul sokaklarında dolaşan meddahlardan dinlediği bazı hikayelerdeki motifleri kullanmış ve benzer motifler yaratmış olarak karşımıza çıkar. (Arka kapaktan)