Yakup Kadri Karaosmanoğlu, eşine az rastlanır bir üretkenlikle yazan bir edebiyatçımızdı. Dergiler için kaleme aldığı şiir, öykü, makale ve eleştirilerle ilk kez sahne aldığı yazın dünyasında, romanları, hikâyeleri, denemeleri, oyunları ve anılarıyla adını edebiyat tarihimize yazdırdı. Ünlü yazarı kuşağının edebiyatçılarından ayıran önemli özelliklerinden biri ise, yazmaya başladığı 1910'dan 1974 yılında ölümüne dek, Türkçenin geçirdiği bütün evreleri gerek dil gerekse üslup olarak eserlerinde yansıtmasıydı. Elinizdeki kitap, bugüne dek Yakup Kadri üzerine yapılan araştırmaların en kapsamlısı ve kalıcısı. Niyazi Akı, araştırmasını, yazarlığa ilk adımını Fransız edebiyatının etkisinde atan Yakup Kadri'nin "Batı ile olan münasebetleri" üzerine kurar. Esere giden yolda başlangıç noktasını "insan" olarak alan bu titiz araştırma, yazılı belgelere ve Yakup Kadri ile yüzyüze yapılan görüşmelere dayanıyor; yazarın dış dünya ile ilişkilerini, bu dünya karşısındaki tavrını ve düşüncelerini gün ışığına çıkarıyor.
Yakup Kadri Karaosmanoğlu, eşine az rastlanır bir üretkenlikle yazan bir edebiyatçımızdı. Dergiler için kaleme aldığı şiir, öykü, makale ve eleştirilerle ilk kez sahne aldığı yazın dünyasında, romanları, hikâyeleri, denemeleri, oyunları ve anılarıyla adını edebiyat tarihimize yazdırdı. Ünlü yazarı kuşağının edebiyatçılarından ayıran önemli özelliklerinden biri ise, yazmaya başladığı 1910'dan 1974 yılında ölümüne dek, Türkçenin geçirdiği bütün evreleri gerek dil gerekse üslup olarak eserlerinde yansıtmasıydı. Elinizdeki kitap, bugüne dek Yakup Kadri üzerine yapılan araştırmaların en kapsamlısı ve kalıcısı. Niyazi Akı, araştırmasını, yazarlığa ilk adımını Fransız edebiyatının etkisinde atan Yakup Kadri'nin "Batı ile olan münasebetleri" üzerine kurar. Esere giden yolda başlangıç noktasını "insan" olarak alan bu titiz araştırma, yazılı belgelere ve Yakup Kadri ile yüzyüze yapılan görüşmelere dayanıyor; yazarın dış dünya ile ilişkilerini, bu dünya karşısındaki tavrını ve düşüncelerini gün ışığına çıkarıyor.